HABER/Fuat BULUT
DEM Parti Mersin Milletvekili Ali Bozan, Güneydoğu Ekspres’in daha önce gündeme getirdiği Burdur Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde yaşanan ağır hak ihlallerine ilişkin Meclis’te basın toplantısı düzenleyerek, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bozan, cezaevinde özellikle Kürt mahpusların hedef alındığını belirterek, “Burdur Cezaevi’nde sistematik işkence yapılıyor. Bu bir ekip işi, bir çete faaliyetidir. Bakanlıkla görüştük; iddiaları yalanlayamadılar” dedi.
Bozan’ın açıklamaları, Ekspres’in 7 Aralık tarihli “Peş peşe ölümler ve ciddi baskı iddiaları / Burdur Cezaevi’nde alarm zilleri” manşetinin ardından kamuoyunda büyüyen endişeyi Meclis gündemine taşımış oldu.
TERS KELEPÇE, NEFESSİZ BIRAKMA VE IRKÇI SÖYLEMLER
Milletvekili Bozan, siyasi mahpus İshak Dayan’ın 3 Aralık’ta maruz kaldığı işkenceyi ayrıntılarıyla anlattı. Dayan’ın ifadelerine göre gardiyanlar, koğuş araması sırasında çarşaflarını yere atıp kirletmiş, itiraz etmesi üzerine kollarını arkadan bağlayıp ters kelepçe takmış, yere yatırmış ve bir gardiyan dizleriyle boğazını sıkmıştı. Dayan’ın kaburgalarının tekmelendiğini aktaran Bozan, “Mahpus nefessiz bırakılmış, ‘Seni öldüreceğiz’ şeklinde tehditler edilmiş ve ‘Türkün gücünü göreceksin’ gibi ırkçı söylemler kullanılmıştır” dedi.
Dayan’ın daha sonra mahkûm kabul alanına götürülürken başının aşağı bastırıldığı, kimseyle göz teması kurmaması için zorlandığı, koridorlarda teşhir edildiği ve “Ne mutlu Türküm diyene diye bağıracaksın” dayatmasına maruz kaldığı ileri sürülüyor. Olayın kameraların bulunduğu bölgelerde gerçekleştiğini söyleyen Dayan’ın, “Kayıtlar mevcut” diye ifade verdiği de belirtildi. 4 Aralık’ta “robokop” diye ifade edilen memurların Dayan’ın odasına girerek taburelerini kırdığı, kafasını kalorifere vurduğu ve kaburgalarını tekmelediği iddialar arasında.
“KÜRT TUTSAKLARA SİSTEMATİK BASKI”
Bozan, işkence ve kötü muamelenin yalnızca Dayan’la sınırlı olmadığını vurgulayarak, “Burdur Cezaevi’nde sayısı 15–20’yi bulan bir gardiyan çetesi var. Özellikle Kürt tutsaklara yönelik örgütlü, ideolojik ve ırkçı bir saldırı politikası izliyorlar” dedi. Mahpus İsa adlı kişinin bu uygulamalar nedeniyle intihara teşebbüs ettiği, Ekrem Zeren ve Abdulkadir Kocatürk’ün de daha önce darp edildiği ileri sürülüyor.
PEŞ PEŞE GELEN ŞÜPHELİ ÖLÜMLER VE İNTİHARLAR
Sadece mahpuslar değil, personelin de ağır baskı altında olduğu yönündeki iddialar dikkat çekiyor. Cezaevinde son bir yılda iki infaz koruma memuru yaşamını yitirdi; bir memur intihara teşebbüs etti. 26 yaşındaki gardiyan O.S.’nin 2024 Aralık ayında kurum lojmanında silahla yaşamına son vermek istemesi, yakınlarına göre “ağır psikolojik baskının” sonucu.
Benzer şekilde 21 Ekim 2025’te adli hükümlü H.E. koğuşunda ölü bulundu. 20 Aralık 2024’te ise 43 yaşındaki mahpus Muhittin K.’nın yaşamına son verdiği bildirildi. Aileler, bu ölümlerin “ağır hak ihlallerinin sonucu” olduğunu savunarak cezaevinin derhal denetlenmesini istedi.
AİLESİ GÜNLERCE HABER ALAMADI: ZEKİ BULUT OLAYI
Diyarbakırlı hükümlü Zeki Bulut’un yaşadıkları, cezaevindeki ihmal ve iletişim eksikliğini gözler önüne serdi. Tek kişilik hücrede tutulan Bulut, 4 Kasım’da geçirdiği kalp krizi sonrası yoğun bakıma alındı. Ancak ailesine hiçbir bilgi verilmedi; yakınları durumu günler sonra e-Devlet üzerinden tesadüfen öğrendi. DEM Parti Milletvekili Ceylan Akça Cupolo konuyu Meclis’e taşıyarak hem Sağlık hem de Adalet Bakanlığı’na soru önergesi sundu.
HASTA MAHPUSLAR İÇİN ALARM: TECRİT VE EŞYA GASPI
Cezaevine yeni sevk edilen hasta mahpus Yılmaz Üstek, tüm eşyalarına el konulduğunu ve ağır tecrit koşullarında tutulduğunu belirterek, “Cımbıza kadar her şeyimi aldılar. Burada hiçbir eşyam yok” dedi. Üstek’in tehdit edildiği, açık görüşünün engelleneceği yönünde uyarılar aldığı iddia edildi.
Hak örgütleri ise hücrelerin karanlık yapısı, güneş ışığının engellenmesi, kafes tel uygulamaları, mahpusların günde yalnızca bir saat havalandırmaya çıkarılması gibi şartların insan onuruyla bağdaşmadığını söylüyor.
ÖHD: SİSTEMATİK İŞKENCE VAR, SORUŞTURMA BAŞLATILSIN
Güneydoğu Ekspres’in haberinin ardından Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Antalya Temsilciliği, kapsamlı bir açıklama yaparak Burdur Cezaevi’ndeki uygulamaların “münferit değil, sistematik” olduğunu belirtti. Avukat Ezgi Aktı, tutsakların kör noktalarda yaka kameraları kapatılarak darp edildiğini, tehdit edildiklerini ve ırkçı söylemlere maruz bırakıldıklarını ifade ederek, Adalet Bakanlığı ve TBMM’yi “bağımsız ve etkin soruşturma” başlatmaya çağırdı.
TBMM’DEN HEYET GİDECEK Mİ?
Artan baskı iddiaları, peş peşe yaşanan ölümler, gardiyan intiharları ve hak örgütlerinin açıklamalarının ardından gözler Meclis’e çevrildi. Soru önergeleri verilmiş durumda; şimdi kamuoyu, Burdur Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne bağımsız bir heyet gönderilip gönderilmeyeceğini ve iddiaların resmi olarak araştırılıp araştırılmayacağını bekliyor.