Sonbaharın serin rüzgarlarıyla birlikte grip ve soğuk algınlığı da hayatımıza sessizce girer. Bazen de çok sesli halde girer ki Allah korusun.
Ancak bu hastalıkları, ‘mevsimin bir cilvesi’ deyip geçiştirmek, hem kendi sağlığımız hem de çevremizdekilerin sağlığı açısından büyük bir hata olabilir.
Peki, her yıl binlerce kişiyi yatağa düşüren, iş gücü kaybına ve hatta ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen grip ve soğuk algınlığından korunmak mümkün müdür?
Elbette mümkün.
Yeterki “amannn ne olacak, birkaç C vitamini alıp dinlendim mi yeterli” demeyelim.
Evet bu dediklerim de çok önemli ama keyfe kafi değil.
Sağlıklı kalmak için atmamız gereken bazı çok önemli temel adımlar vardır.
Mesela aşı olmayı ihmal etmemeliyiz. Zira, Gripten korunmanın en etkili yolu her yıl grip aşısı olmaktır. Aşı, sadece bizleri değil, aynı zamanda çevremizdeki risk grubundaki insanları da korur. Özellikle yaşlılar, hamileler, kronik hastalığı olanlar ve sağlık çalışanları için aşı hayati bir önem taşır.
Sonra, mutlaka ellerimizi sık sık yıkamalıyız. Virüslerin en çok bulaştığı yer ellerimizdir. Gün içinde defalarca çeşitli yüzeylere dokunuruz, sonra da elimizi yüzümüze götürürüz. Su ve sabunla en az 20 saniye boyunca ellerimizi yıkamak, enfeksiyon riskini ciddi oranda azaltır. Basit bir işlemle, ciddi sorunların kapısını kapatabiliriz.
Muhakkak surette bağışıklık sistemimizi güçlü tutmalıyız. Bunun için de, dengeli beslenmeli, düzenli uyku uyumalı, yeterli su tüketmeli ve egzersiz, bağışıklık sistemimizi korur. Mevsim meyve ve sebzelerini tüketmeye, C vitamini açısından zengin besinlere soframızda yer vermeye özen göstermeliyiz.
Kalabalık ortamlardan ya uzak duralım ya da öyle ortamlarda daha dikkatli olmalıyız. Grip ve soğuk algınlığı damlacık yoluyla kolayca bulaşır. Özellikle kapalı ve kalabalık ortamlarda maske takmak, mesafeye dikkat etmek ve mümkünse ortamı sık sık havalandırmak önemli korunma yollarındandır.
Bir çoğumuzun es geçtiği iyi hijyen alışkanlıklarını geliştirmeliyiz. Öksürürken ya da hapşırırken mutlaka mendil kullanmalı ya da dirseğimizin iç kısmına doğru hapşırıp öksürmeliyiz. Kullanılan mendilleri hemen çöpe atmalı ve ardından ellerimizi yıkamalıyız. Bu küçük ama etkili alışkanlıklar, virüslerin yayılmasını önler.
Vücudumuzun uyarılarına mutlaka kulak vermeliyiz. Halsizlik, kırgınlık ve hafif ateş gibi belirtiler başladıysa, hem kendimizi iyileştirmek hem de başkalarına bulaştırmamak için evde kalmak en doğru tercih olacaktır. Ziyadesiyle dinlenmeyi ihmal etmemeliyiz.
Grip ve soğuk algınlığı her ne kadar yaygın hastalıklar olsa da, alınacak basit önlemlerle hem bu hastalıkların yayılmasını engelleyebilir hem de kendimizi kış mevsiminin zorluklarından koruyabiliriz. Sağlıklı kalmak bizim elimizde, yeter ki gereken özeni gösterelim.