Aday belirleme konusunda adeta havanda su dövenAltılı Masa (Kürtçesi, MaseyaŞeşoke) manzarası göze hoş gelmez, oradan çıkan sesler umut olmaktan çıkma eşiğine gelmiş durumda. Açıklamalara bakılırsa masada CHP ve İYİ partileri arasında adayın kim olacağı konusunda bir cepheleşme yaşandığı giderek netleşmektedir. Genel anlamda bakılırsa CHP, adayın genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu olması yönünde güçlü bir eğilim ortaya koymakta ancak buna karşı İYİ Parti ‘Kazanacak Aday’ çerçevesine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu yerleştirmektedir. Bununla yetinmediği anlaşılan İYİ Parti cephesi, kamuoyuna yansıdığı kadarıyla, Meral Akşener, Kılıçdaroğlu’na ‘Aday Olma’ demeye hazırlanıyormuşşşşş!
Bütün bu gelişmeler CHP’yi iyiden iyiye rahatsız ettiği bir gerçek. Nitekim CHP kurmaylarından Gürsel Tekin yaptığı açıklamada ‘İYİ Partili arkadaşlar, genel başkanımızın aday olmaması için adeta bir kampanyaya çevirmişler işi’ diyerek tepki gösterdi. Haklı ve yerinde bir tepkiydi, çünkü öneride bulunabilirler ama işi kampanyaya dönüştürmek cepheleşme anlamına gelir ve nitekim süreç buna doğru evrilmektedir.
İmamoğlu İYİ Partiye Yaslanmaktadır
Her fırsatta İYİ Parti, İmamoğlu’nun adaylığını pişirip pişirip CHP’nin önüne koymakta, Ekrem İmamoğlu adaylığı ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun önünü kapatmaya çalışmaktadır ki, bunun samimiyetle izah edilecek bir tarafı yoktur. Peki asıl niyet ne? Şimdi ona bakalım.
Aslında son noktada muhalefetin adayının İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in kendisi olmak istediği veya böyle bir niyetinin olduğu sezinler gibiyiz. Akşener, izlediği siyaset stratejisiyle CHP’nin etkinliğini zayıflatmaya çalıştığı ve bunun emarelerinin Ekrem İmamoğlu üzerinde görüldüğü düşünmek uçuk bir tez olmaz, diye düşünülebilir. İmamoğlu ile Akşener arasında Kılıçdaroğlu’na adaylığı bırakmama konusunda bir fikir birliğinin belirtileri giderek güçlenmektedir.
Süreç kapsamında eğer, İmamoğlu yıpratılırsa ve CHP genel başkanı tarafından yolu kapanırsa soluğunu İYİ Partide alması akla yatkın. Böylece Ekrem Bey, gerçek ailesine ve ebeveynine kavuşmuş, ‘Baba-Oğul’ formülasyonundan kurtulmuş olur. Tam da bu noktada
‘Adayım, Meral Abla’ demesi gerçekleşebilir. Nitekim İmamoğlu’nun duruşmasının olduğu gün Meral Akşener, Saraçhane’ye giderek destek vermiş, kararın açıklanmasından hemen sonra ‘Abla-Kardeş’ ikilisi ‘Çaklaşarak’ adeta olanları kutlamış ve otobüsün üzerine çıkarak kalabalığa gösteride bulunmuşlardı. Tabi bütün bunlar Kemal Kılıçdaroğlu’na göndermeler destesiydi ki, bunların sonucunun neler olacak rak edilmişti bile. Bu nedenle Kılıçdaroğlu, Almanya gezisini iptal ederek İmamoğlu ile buluşmuş, işi ‘Baba-Oğul’ formülüne çekmişti.
Görüntülere bakılırsa İmamoğlu, genel başkanının (baba) gözünde 16 milyonun temsilcisi, Akşener’in (abla) gözünde ise 85 milyonun temsilcisi konumundaydı. Bu kapsamda İmamoğlu’nun ‘ablaya’ daha yakın olduğu (çaklaşmadan anlaşılabilir) ama genelbaşkanından (baba) uzak olduğu (İmamoğlu’nun davet edildiği grup toplantısında istemeyerek alkışlamasında anlaşılabilir) görülmektedir.
İmamoğlu’nun Bagajı
Aslında İmamoğlu’nun ablası Meral Akşener’in niyeti onun oy bagajı. Anketlerde ilk başlarda İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı için ön sıralarda çıkınca ve Kılıçdaroğlu’nun ‘Hiçbir genel başkan aday olmayacak’ açıklaması kendisine yol açılmış oluyordu; buna genç olması da eklenince ‘Potansiyel’ aday durumuna geldi. Bazı çevreler henüz siyasi pratiği olmayan ve İstanbul Büyükşehir Belediyesini nasıl yöneteceği konusunda belirsiz olan İmamoğlu’nu adeta kimliğini parlatıyordu ve onu ‘Kurtarıcı Melek’ olarak lanse ediyordu. Hatta Erdoğan’ı devirecek tek kişi olarak ortaya atılıyordu.
Bütün bunlara bakıldığı zaman Meral Akşener’in iştahının iyice kabardığını söylemek yanlış olmaz. MHP genel başkanlığında yarışı kaybeden Akşener’e göre bunun müsebbibi Erdoğan’dı ve İmamoğlu üzerinden rövanşı almak istiyor. Akşener her ne kadar açıkça söylemese de Alevi ve Kürt olan (Akşener’in niyetini kimi zaman bazı kurmayları tarafından dile getirildi)Kılıçdaroğlu‘kazanamaz’ bunun için Sünni ve Türk olan İmamoğlu ‘kazanacak’ aday. Hal böyle olunca Abla Akşener gözünü iyice Kardeş İmamoğlu’nun oy bagajına dikmiş durumda.
Fakatttttttt!.........
Şartlar iyice değişmiş ve Kardeş İmamoğlu iyice yıpranmış buna karşın CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu muhalefetin adayı olma konusunda tam gaz ilerlemektedir. Hem partisinin tabanı hem de muhalif kesim Kılıçdaroğlu’nun adaylığını uygun gören bir eğilim ortaya koymaktadır. Hal böyle olunca sıkıntı çıkmaması için ‘Baba-Oğul’ formülü bulundu. Sorunların üstünü örtülmesi için iyi bir formül bu.
Manzaraya ve sürece bakılırsa İmamoğlu’nun ‘sülalesi’ giderek genişlemektedir. Böyle giderse yarın öbür gün adı adaylık için geçen Abdullah Gül de onu ‘torun’ ilan eder. Böylece İmamoğlu’nun akrabalık bağları hem daha genişleyecek hem daha da güçlenecek. Belki de abla onu İYİ Partinin müstakbel genel başkanı olarak da düşünüyordur. Bu da siyasi akrabalık olarak nitelendirilebilir.
Saygıyla…