“İNSANLIĞIN BEŞİĞİ DİCLE NEHRİ, RANTA KURBAN EDİLEMEZ”

Günaydın Türkiye. Günaydın sevgili okurlarım. Bugün sizlere yakın zamanda dile getirilmiş olan bir bilinmeyeni bir kez daha dile getirmek, ilginize sunmak ve de varsa yapabileceğinizi esirgememek için görüşlerinize sunuyorum.

Abone Ol

Bu konuda dayanışmak için tekraren yazıyorum.

Bilmediğimiz için ilgilenmemiş, üstüne düşmemiş, o güzelim Diyarbekir’in kolyesini, Dicle Nehrini korumak, kollamak, yok olmasını engellemek, bundan elli yıl önceki güzelliğini geri getirmek için hep birlikte elimizden geleni yapmak için tekraren yazıyorum.

Bunu biliyor musunuz?

Diyarbakır’da Dicle Nehri’nin yaklaşık 50 yıldır “nehir” statüsünden çıkarılmış, talan edilmiş.

Bu Diyarbekir’i susuz ve temiz havasız bırakmaktır.

Bunu biliyor muydunuz?

Şükürler olsun ki Dicle Nehri için hukuki mücadele başladı, Baro ve Ekoloji Derneği harekete geçti.

Dicle Nehri’nin, yarım asra yakın süredir yasal olarak “nehir” statüsünde olmaması nedeniyle ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğunu belirten Diyarbakır Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu, Ekoloji Derneği ile birlikte harekete geçti. Nehir üzerinde faaliyet gösteren kum ocakları, yapılaşma, madencilik ve HES projeleri gibi unsurların, doğal yaşamı ve tarihi dokuyu tehdit ettiğine dikkat çekildi.

Bunu biliyor muydunuz?

Baro tarafından yapılan açıklamada, Dicle Nehri’nin Diyarbakır il sınırları içerisindeki kısmında hâlen “kıyı kenar çizgisi” tespitinin yapılmadığına vurgu yapılarak, bu durumun nehrin yasal korumadan yoksun bırakılmasına neden olduğu ifade edildi.

“Dicle Nehri; tarımsal ve endüstriyel zehirler, kum ocakları, madencilik faaliyetleri, HES'ler ve yapılaşma nedeniyle ağır tehdit altındadır.

Bu Dicle Nehrini verimsiz bırakmaktır.

Bunu biliyor muydunuz?

Kaynaklarından başlayarak Bismil’e kadar olan bölümde nehir statüsünde olmaması ve kıyı kenar çizgisinin belirlenmemiş olması, bu tehditlerin önünü açmaktadır.

Çünkü bu böyle giderse Hewsel Bahçelerini ölüme teslim etmek olur.

Çünkü bu böyle giderse Diyarbekir’i açlığa mahkum etmek olur.

Bunu biliyor muydunuz?

“Ekoloji Derneği ile birlikte başlattığımız hukuki sürecin amacı, Dicle Nehri'nin yasal güvence altına alınmasını sağlamaktır. Kadim Dicle’nin ranta ve talana kurban edilmesine izin vermeyeceğiz.”

Diyarbakır Barosu ve çevre örgütlerinin öncülüğünde başlatılan bu süreç, Dicle Nehri’nin korunması ve gelecek nesillere aktarılması adına önemli bir adım olarak değerlendiriyorum.

Bu konuda gerek gazetem Güneydoğu Ekspres’e gerekse bir gazeteci olarak bana düşen bir görev varsa her zaman hazırız.

Bu konuda mücadele veren, emek sarfeden tüm kişi ve kuruluşlara gönülden teşekkür ediyor,olumlu bir sonuca ulaşana kadar ellerinden geleni yapmalarını diliyorum.

Yerel basından da bunu bekliyorum.

Bence gerçek gazetecilik de bu olsa gerek.

&

NE ENTERESANDIR Kİ

Dinin geleceği sağ partilere, dinin gideceği sol partilere bağlı inancı 21. yy da olmamıza rağmen hala geçerli bir inanç gibi görüyoruz..

&

OKUDUĞUM EN GÜZEL SÖZ;

İnsanın ilacı evi ve eşidir.

Herkes bir köşeye çekildiğinde,

Yağmurun da güneşin de altında yalnızca iki kişi kalır. “

&

Kirveme öğütler;

Kirvem; güvenmek, sevmekten çok daha önemlidir. İnsan güvendiğini sever. Güvenin bittiği yerde, sevgide kuş olup uçar gider.

&

Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;

Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.

İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.

Dostça kalın.