Pek çok ebeveyn, çocuğunun az yemesinden kaygı duyar. Sofrada “bir lokma daha” diye uğraşmak çoğu evde tanıdık bir sahnedir. Ancak bilimsel olarak bakıldığında, çocuklukta iştahın değişken olması çoğu zaman doğal bir durumdur.
İştah, beynin hipotalamus adı verilen bölgesi tarafından yönetilir. Bu merkez, vücudun enerji dengesine göre “acık” ya da “tok” sinyali gönderir. Büyümenin hızlı olduğu bebeklik ve erken çocukluk dönemlerinde iştah fazlayken, büyümenin yavaşladığı 2–6 yaş arasında azalma görülmesi tamamen normaldir.
Bazı çocuklar çok hareketlidir ama az yer; çünkü metabolizmaları farklı çalışır. Bu durum her zaman hastalık belirtisi değildir. Ancak iştahsızlık uzun sürüyorsa veya kilo kaybı, halsizlik, solukluk gibi belirtiler eşlik ediyorsa, o zaman altta yatan nedenler araştırılmalıdır. Bunlar arasında demir eksikliği, tiroid bozuklukları, mide-bağırsak rahatsızlıkları ve vitamin eksiklikleri yer alabilir.
EBEVEYNLERİN SIK YAPTIĞI HATALAR
Zorla yedirmek, yemek saatlerini stresli hale getirir. Oysa çocuk baskı hissettiğinde yemeğe karşı olumsuz bir tutum geliştirir.
Bir başka hata da çocuğun karnını abur cubur veya tatlı içeceklerle doldurmaktır. Bu durumda çocuk “tok” olur ama vücudu gereken besinleri alamaz.
Ne Yapabiliriz?
• Düzenli öğün saatleri oluşturun. Çocuklar rutini sever.
• Ara öğünleri sınırlayın. Sürekli atıştıran çocuk ana öğünde acıkmaz.
• Birlikte sofraya oturun. Çocuklar en çok gördüklerini taklit eder.
• Sunumları eğlenceli hale getirin. Renkli tabaklar, sevimli şekiller ilgisini çeker.
• Zorlamayın, örnek olun. Çocuğunuz yemek yemiyorsa ısrar etmek yerine siz keyifle yiyin.
• Besin çeşitliliğini koruyun. Et, yumurta, süt, sebze, meyve ve tahıllar birlikte olmalı.
Sonuç itibariyle;
Her çocuğun iştahı, büyüme hızı ve beslenme alışkanlığı farklıdır. Çocuğunuz enerjik, mutlu ve gelişimi yaşına uygunsa; az yemesi genellikle sorun değildir.
Önemli olan, miktar değil alışkanlıktır. Sağlıklı ve sevgi dolu bir ortamda yetişen çocuk, zamanı geldiğinde iştahını da dengeler.
Unutmayın: Çocuğunuzun tabağını değil, yüzünü izleyin. Gülüyorsa, oynuyorsa, enerjisi yerindeyse; demek ki yolundasınız.
Herkese sağlıklı günler dilerim.