Fuarın açılışı 18 Ekim cumartesi günü yapıldı. Protokol düzeni önceden hazırlanmış fuarın açılış konuşmalarını baştan sona izleyip dinledim. Sekiz kurum temsilcisi konuştu; Vali Yardımcısı, TSO Başkanı, Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı, Tüyap yetkilisi, Türkiye ve Kürt yayıncılar birliği başkanları ve iki milletvekili.
Önemli ve güzel şeyler söylediler kitaplar üzerine, düşünce özgürlüğünün handikapları, blokajları, süreduran kitap yasakları ve okurun en kolay vazgeçtiği kültür kalemleri üzerine. Bunlar elbette bir kitap fuarının açılışında alkışlanacak sözler.
Ama bir şey eksikti. İkisi Kürt yazar örgütü, ikisi şehirden yerel yazar örgütü, bir de Türkiye PEN Diyarbakır temsilcisi olmak üzere beş yazar örgütünün de hazır bulunduğu bir kitap fuarı açılışında keşke bir yazara bir de okura söz verilseydi o açılışta.
Malum kitap fuarları yazarla okuru buluşturma mekanıdır. Onları da dinlemeliydi protokolün ön sırasında oturan zevat. Dilerim bu önerim sonraki yıllarda dikkate alınır.
Fuarın ilk iki gününün ziyaretçi hareketliliği iyiydi. Fakat ziyaretçi yoğunluğuna rağmen sanki kitap satın alma talepkârlığı zayıftı. Bu gözlemim iki noktada pekişti. İlki, şuydu fuarı dolaşanların ellerindeki poşetlere baktım. Önceki yıllara göre hayli zayıftı. Sonra stantları dolaşıp yayıncılara sordum. Çoğu, “Bizim için Diyarbakır fuarına katılmak bir prestij meselesi. Evet insanlar hayat pahalılığı nedeniyle belki kitaba daha az para ayırıyorlar. Ama yapacak bir şey de yok.”
Dilerim fuar hafta boyunca ve hafta sonu daha yoğun ilgi görür. Diyarbakır’a yakışan bir kitap fuarı beklentisi hepimizin arzusu. 26 Ekim pazar günü akşamı da fuar geçtiğimiz yılın ikiyüz binlik okur rakamını aşar.
Ve bir de beklenti. Sanırım ülkenin diğer birçok şehrinde olduğu gibi kitap fuarları nasıl belediyelerin ev sahipliğinde yapılıyorsa, Diyarbakır için de aynısı yapılır ve TSO’nun üzerinden bu sorumluluk kalkar. TSO partner olur. Büyükşehir ve ilçe belediyeleri de bu sorumluluğu üstlenip Tüyap’la başlayan geleneği sürdürür. Çünkü Diyarbakır kitap fuarı Türkiye’de yapılan fuarlar içinde bu ülke halklarının konuştuğu iki dilde anonsların yapıldığı ve iki dilde etkinliklerin düzenlendiği tek fuardır.
OKUR’a da önerim lütfen Diyarbakır kitap fuarını ziyaret edip kitaplara dokunun. Sanal okumanın hafızada iz bırakıcılığı anlık ve sınırlıdır. Zamana yayılarak unutulması ise bakidir. Oysa elinizin altında, başucunuzda, ya da çantanızda bir kitabın olması huzur verici dinginliktir. Ve dahi okuyan biri olarak özgüvendir.
Kitapla kalın…