Diyarbakır Haberleri

Nizamettin Kabaiş

Geleneklere başkaldıran, tehdit mesajlarına meydan okuyan, geride kalan çocuklarına baba olmaya çalışan Nizamettin Kabaiş'in mücadelesine kamuoyunun verdiği destek çok kıymetli. Daha kıymetli olansa, bu desteğin sürekliliği olacak.

Abone Ol

Vecdi Erbay’ın kaleminden NİZAMETTİN KABAİŞ

"Ve kızımı seviyordum bir ekmek kadar." Sivas'ta, Madımak Otel'inde faşistler tarafından katledilen şair Metin Altıok, Bingöl'de öğretmenlik yaptığı için ve başka nedenlerle kızı Zeynep'e hep hasret duydu gibi geliyor bana. Bir ekmek ve bir kız çocuğunu özdeşleştirerek bu hasreti dile getirir "Her Şeyin Üstüne" şiirinde. Aynı şiirde, "Büyüdü artık genç kız oldu kızım/lar." diyen Altıok, "lar" çoğuluyla esasında bütün kız çocuklarına selam durur.
Hiç eskimeyecek bu şiirdeki kız çocuklarından biri de hiç kuşkusuz Rojin Kabaiş'tir.
*
Nizamettin Kabaiş'i Diyarbakır Adliyesi önünde gördüm ilk kez. Daha önce birkaç televizyon programında izlemiştim. Acısı büyüktü. Okusun, öğretmen olsun diye Van'a götürdüğü kızı Rojin kaybolmuştu ve 18 gün sonra cansız bedeni Van Gölü'nde bulunmuştu. Nizamettin Kabaiş, kaybolduğu ilk günden başlayarak kızı Rojin'in kaçırıldığını, cesedi bulunduğunda ise Rojin'in katledildiğini iddia etmişti.
Kızının katillerinin bulunması için çalmadık kapı bırakmadı. Kimi zaman yorgun ve çoğunlukla öfkeliydi televizyon kanallarında. Televizyon kanalları olayı magazinleştirmek istedikçe yürek yangınını gösterdi. Yeri geldi, derdini anlatmaya ne Kürtçesi ne de Türkçesi yetti. İşte o vakit, patlamaya hazır bir bombanın tiktaklarına dönüştü sesi.
*
Nizamettin Kabaiş, kızının kaçırıldığından ve öldürüldüğünden emindi ve yetkililerden yardım istiyordu.
Diyarbakır Adliyesi’nde cesedi dere yatağında bulunan Narin Güran davasının duruşması vardı. Bütün medya oradaydı. Nizamettin Kabaiş, o gün oraya hem duruşmayı takip etmeye hem de bir kez daha sesini duyurmaya gelmişti.
Adliyenin önünde yolunu kesmiştim. Mikrofonu uzattığımda hiç tereddüt etmemiş ve Rojin'in katledildiğini bir kez daha gözyaşları içinde haykırmıştı.
Televizyon, sosyal medya vs başka bir şey, acının sahibiyle yüz yüze konuşmak, onun gözlerindeki öfkeye, umuda, çaresizliğe, acıya bakmak bambaşka bir şey. Otuz yıllık gazeteci olsanız da zordur birbirine girmiş duygularla sizden medet uman insanın gözlerinin içine bakmak, gözyaşlarına tanık olmak.
Nizamettin Kabaiş çoktan unutmuştur beni çünkü geçen süre içinde bir daha hiç karşılaşmadık ve o, onlarca gazeteciye ahvalini anlattı. Bense hiç unutmadım gözlerindeki acıyı, sanırım hiç unutmayacağım da.
*
Nizamettin Kabaiş evladını kaybetmiş bir baba. Bütün enerjisini, bir dedektif gibi, kızının faillerini bulmaya ayırmış. Bulduğu verileri kamuoyu ile paylaşıyor. Öte yandan Rojin'le ilgili haber yapan gazetecilerin sosyal medya hesaplarına erişim engeli getiriliyor, haklarında soruşturma başlatılıyor. Ve ne oluyor biliyor musunuz? Öldürüldüğüne inandığı kızının faillerini aradığı için Nizamettin Kabaiş, sesli ve yazılı mesajlarla tehdit ediliyor.
Nizamettin Kabaiş bu tehditlere pabuç bırakmayacak bir baba yüreği taşıyor. Evine gittiğinde, gözyaşlarına tanık olup bir parça kalmış moralleri bozulmasın diye, ailesiyle oturamayan, odasına çekilip ağlayan bir baba, bu tehditlere boyun eğer mi? Kızına bu denli düşkün, kızının hayalleriyle övünen, kaybıyla kahrolan bir baba, o mesajlarla bir kez daha yaralanır ama sesini kesmez, varlığından şüphe duymadığı katilleri yakarışıyla tedirgin etmeye devam eder.
*
Kürt siyasal hareketi kadının toplumdaki, siyasetteki, eğitimdeki, ekonomideki yerini genişletti. Ancak feodal hassasiyetlerin büsbütün ortadan kalkması için daha epey zamana ihtiyaç var gibi görünüyor. Diyarbakır da geleneklere bağlılığın devam ettiği bir şehir. Ve böyle bir şehirde, cinsel saldırıya uğradığı şüphesi bulunan bir genç kadına, Nizamettin Kabaiş cesareti ve merhametiyle yaklaşmak her zaman mümkün olmuyor maalesef. Böyle durumlarda 'olayın' üstünü örterek, bir şekilde kendilerini yani 'aile şerefini' korumak yöntemi tercih ediliyor. Bu, bir tür "cezasızlık yöntemi"dir ve yöntem, saldırıya uğrayan kişinin ömrü boyunca içinde taşıyacağı bir yara anlamına geldiği için, katmerli bir acımasızlık örneğidir.
Nizamettin Kabaiş bu örneğin dışına çıkarak bu yöntemi altüst etti. Kızının başına gelenleri bütün kamuoyunun gözü önünde tartışmaya açıyor, olay aydınlatılsın ve varsa failler yargının önüne çıkarılsın, hak ettikleri şekilde cezalandırılsın istiyor. Bu anlamda geleneksel kalıplara meydan okuyor.
Nizamettin Kabaiş'in iddiaları ve bu iddiaları destekleyen bulgular, Rojin'in intihar etmediğini gösterir nitelikte. Nizamettin Kabaiş'e atılan tehdit mesajları birkaç meczubun akılalmaz işi olabilir. Amenna. Ama ya değilse? Ya sahiden Nizamettin Kabaiş'in ısrarlı tutumundan saklandıkları yerde ürken birileri varsa?
Çünkü Nizamettin Kabaiş, cinayetin birileri tarafından örtbas edilmek istendiğini de dile getiriyor. Bu anlamda, Nizamettin Kabaiş, cinayeti örtbas etmek gayretinde olan birilerine de meydan okumuş oluyor. Dolayısıyla Nizamettin Kabaiş hem geleneksel kalıpları hem de cinayeti örtbas etmek niyetinde olanları karşısına almış bir baba.
*
Nizamettin Kabaiş'in pek çok videosu var internette. Bu videolarda kızını ölüme götüren süreci öğrenmek isteyen bir babanın çırpınışlarını görüyoruz.
Bir videosu daha var Nizamettin Kabaiş'in. Bu videoda, çalıştığı cami inşaatında sırtında taş taşıyor. Videoyu çeken şahısla konuşuyor ve ağır işe rağmen neşeli olduğu görünüyor. Rojin'in Van Gölü'nde bulunan cesedi, Nizamettin Kabaiş'in yüzündeki belli belirsiz tebessümü de aldı götürdü. Geriye sakallı yüzünde keder, sözlerinde yakarı ile öfke bulunan ve evlat acısıyla sınanan bir adam kaldı.
Kızının başına gelenleri öğrenmek için yola çıktığında yapayalnız olan bu adamın yüzü ve sesi, milyonlarca insanın hafızasına kazındı.
Geleneklere başkaldıran, tehdit mesajlarına meydan okuyan, geride kalan çocuklarına baba olmaya çalışan Nizamettin Kabaiş'in mücadelesine kamuoyunun verdiği destek çok kıymetli. Daha kıymetli olansa, bu desteğin sürekliliği olacak.
*
Metin Altıok uzaktaki kızına duyduğu hasreti şiirle dile getirdi. Ya Nizamettin Kabaiş, Rojin'e duyduğu hasreti nasıl dindiriyor? Belki gözyaşlarını gizlemek için çekildiği odada bir dengbêj oluyordur. Bunu bilmiyorum.
Şiirden bir bölümü Nizamettin Kabaiş için yazının sonuna almak isterim:
"O zamanlar oniki mart filan/lar
Kendimi hergün pencereden atıyordum.
Çevremde ipsiz sapsız konuşmalar,
Bir tek kızımla avunuyordum."