Diyarbakır Haberleri

Öcalan’dan, Diyarbakır’da barış annelerine mektup

İmralı cezaevinde bulunan Abdullah Öcalan, Barış Anneleri konferansına yolladığı mektupta, “27 Şubat’ta başlattığımız Barış ve Demokratik Toplum çağrısı kadın hareketine, Barış Annelerine de görev ve sorumluluk yüklüyor. Yeni bir dönem başlıyor” dedi.

Abone Ol

HABER-Ceren AKYIL

Barış Anneleri, “Anneler demokratik toplum ve kalıcı barışın öncüleridir” şiarıyla düzenledikleri iki günlük konferans için Diyarbakır’da bir araya geldi. 12 yıl aradan sonra yeniden toplanan Barış Anneleri Meclisi, 18-19 Ekim tarihlerinde Sezai Karakoç Kültür ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirdikleri 3’üncü konferansla kalıcı barış mücadelesi yeniden masaya yatırılacak. 25 yıl önce kurulan Meclis, bugüne kadar iki konferans düzenlemişti. Bu yılki buluşmaya 33 kentten gelen 109 delege ve misafirlerle birlikte yaklaşık 250 kişi katıldı.

YAŞAMINI YİTİREN KADINLARIN FOTOĞRAFLARI ASILDI

Konferansa Barış Annelerinin yanı sıra Tevgera Jinên Azad (TJA), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) il, ilçe örgütleri ve belediye eşbaşkanları, DEM vekilleri, DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il ve ilçe örgütleri ile sivil toplum kuruluşları katıldı. 2 gün sürecek konferansın yapıldığı salona, Abdullah Öcalan’ın posterleri, yaşamını yitiren Barış Anneleri ile katledilen kadınların fotoğraflarının yanı sıra flamaları asıldı. Konferans Barış Annelerinin mücadelesini konu alan sinevziyon gösterimi yapıldı.

ÖCALAN BARIŞ ANNELERİNE MEKTUP GÖNDERDİ

Sonrasında Abdullah Öcalan’ın gönderdiği mesaj okundu. Abdullah Öcalan’ın mesajı şu ifadeler yer aldı:

“Ben, en çok annemden öğrendim. Hayatın gerçeğini, sabrı ama en çok da onurlu dik duruşudur. Bu onur ve dik duruşun sahibi olan Barış Annelerini selamlıyor konferansınıza başarılar diliyorum. Kadınlar nasıl istiyorsa öyle yaşamalı ama özgür yaşama da cesaret etmeleri gerekir. Kadınlara saygımın bir gereği olarak ‘özgürlük düşüncede başlamalı’ ilkesini esas aldım.

Barış mücadelesinin en ön saflarında yer alan ve yaşamı savunan barış anneleri olarak her zaman barış ve özgürlük mücadelemizin en ön saflarında yer aldınız. Tabi ki anneler olarak mücadelemizdeki yeriniz tartışılmazdır. Ancak geleneksel toplumun kadına dayattığı anne olmak eş olmak durumunu aşmanın önemli olduğuna inanıyorum. Sizler annelik kimliğiniz yanında aynı zamanda özgür kadın kimliği ve bilincinizle mücadele etmelisiniz. 27 Şubat’ta başlattığımız Barış ve Demokratik Toplum çağrısı kadın hareketine, Barış Annelerine de görev ve sorumluluk yüklüyor. Yeni bir dönem başlıyor. Demokratik komünal sisteme dayalı sosyalist bir yaşamı örgütlemek barış ile mümkün olacaktır. Bu vesile ile tüm Barış Annelerimizi selamlıyor çalışmalarında başarılar diliyorum.”