Öncelikle çekin tanımını yaparak başlayayım. Çek; adına düzenlenmiş veya elinde bulunduran kişiye, çek sahibinin hesabından çekte yazılı olan tutarın ödenmesini emreden bir belgedir. Değişik şekillerde kullanılan çeklerin tarihçesi dokuzuncu yüzyıla kadar uzanıyor. Yirminci yüzyılın sonlarına kadar çok yoğun olan çek kullanımı banka kartlarının, kredi kartlarının ve mobil ödemelerin hayatımıza girmesiyle oldukça azaldı.
Çekte senetteki gibi bir vade olayı söz konusu değildir, çek bankaya ibraz edildiğinde tahsili yapılmak zorunda olan kıymetli bir evraktır. Bu kural, kanunun açık hükmünde ve Yargıtay kararlarında da aynen vurgulanmıştır. Ancak ülkemizde ticari teamüllerle, düzenleme tarihi vade tarihi olarak kullanılmaya başlandı ve ticari teamüller kanunun yerini almış oldu.
Çekin kullanılmasının amacı, hesap sahibinin ödeme yapacağı kişiye verdiği çekle bankaya ödeme talimatı vererek, nakit taşıma veya bulundurma mecburiyetinden kurtulmasıdır.
Tüm dünyada olduğu gibi aslında ülkemizde de çek ödeme aracı iken, 20.12.2009 tarih ve 5941 sayılı çek kanunu ile senet gibi vade aracı olarak kullanılmasının önü açıldı ve kanun teklifleri ile üzerinde yazılı tarihten önce çekin ödenmek için bankaya ibrazı geçersiz sayıldı. Torba yasa ile bu yasak 31.12.2028'e uzatılacak. Yani daha önce çeki elinde bulunduran kişi, çekte düzenleme tarihi ileri bir tarih olsa bile çeki bankaya ibraz ettiğinde banka bu çek karşılığını ödemek zorundaydı, ödemeyi yapmadığı takdirde çek sahibinin ve bankanın hukuki sorumluluğu vardı. Bu değişikliklerle çek sahibinin ve bankanın hukuki güvence altına alındığını görmekteyiz. Yani çekin amacı dışında, senet gibi kullanılması yasal güvence altına alınmış oldu.
Bazen çekler vade tarihine kadar birçok el değiştirdiği için çekin arkasında ciro edilecek kısım kalmadığından, çeke kâğıt eklenerek yeni ciro imkânı sunulmakta. Bazı çekler bankaya padişah fermanı gibi gidiyor.
Her şeyi kendimize uydurmakta mahir olduğumuz için bu uygulamaya “Türk Tipi Çek Uygulaması” denilebilir düşüncesindeyim.
“Esas zorluk, yen fikirlerin geliştirilmesi değil, eski düşünce yapısının terk edilmesidir.” (John Maynard KEYNES)