-yazarlar dünyaya bir şeyler söylemek için gelir.
-yazarlarla aynı çağda yaşamak gerekmiyor,
onları severek okuyorsanız çağdaşlarısınızdır.
-yazarlık hâllerine uyurgezerliğe benzeyen “uyuryazarlık” da dâhil edilmelidir artık! ben öyleyim çünkü. kendim de dâhil; ev ahalisi uyuduktan sonra, yazı adına ne çıkıyorsa işte!
-yazarlık tek başına kalmayı göze almaktır.
-yazar ferid edgü’nün yazdıklarından keyif alıyorum... bu keyfi bozan yegâne şeyse; hakkari’deki öğretmenliği süresince yazdıklarına özenen kimi kürt kökenli (köken de nedir yahu?) yazarlarımızın, kendilerini sayın f. edgü gibi, “türk kökenli” sanıp, kırık bir türkçeyle -illaki ıkınarak- yazma absürtlüğüdür! türkçeye yeterince hâkim ferit edgü gibi kalemleri; iyi ve doğru okumak/anlamak için, ana dilimiz kürtçeye layıkıyla yaklaşmak gerekiyor. bu kadar!
-yazar enwer karahan'ın tarihi roman kıvamındaki eserine (“siwarê şînbozê - êlas efendî”) iyi bir yapımcı el atmalı. sinematografik yanı ağır basan bu kitap; sinema alanında çıkış yapmak isteyenler için bir nimet değerinde. karahan'ın, ince eleyip sık dokuduğu edebiyatına (bütün eserlerine) bigâne kalmayın.
-yazar ihsan oktay anar'ın (yıllar önce) okuduğum bir söyleşisinde; vıcık vıcık, ortaya saçılmış iç oryantalist edalarına (ferid edgü’nün hakkari’de dört mevsim kitabında olduğu gibi!) asabım bozulmuş ve okunacak yazarlar listemin en dibine düşmüştü! anar’ın "efrâsiyâb'ın hikâyeleri" kitabı (yıllar sonra) tesadüfen elime geçti! türkçede yerli yerinde kullanılmayan bir dolu sözcüğe handiyse takla attıran anar'ın bu masalsı kitabını bitirdiğimde; çok nadiren verdiği söyleşilerini (politik mesajlarını!) bir daha vermemesi gerektiğine kani oldum.
-yazdıkların uçuyorsa,
zorlamaya gerek yok,
sürükleniyorsun artık!
-yazdıklarıyla ölümsüzleşmeli yazar!
-yazıya hürmetten okumuyorum her yaz(ıl)anı!
-yazmayın be kardeşim,
salya sümük ağlar gibi!
-yeni bir dil kurmak için gıcır gıcır kelimeler bul!
-yeni şeyler yazmak istiyorsan bütün ezberleri unut!
-yazılmamış bir şiirdir irfan!
-yıllardır dilim döndüğünce haykırdığım hususları kısaca özetlemiş sevgili tolstoy: “sadece kitap okumak yetmez. meydan okumayı da bilmeli insan. kendine, dünyaya, hayata.”