Futbol karşılaşmaları renkleriyle, taraftarlarıyla güzeldir. Taraftarsız maç, tadı tuzu olmayan yemeğe benzer. TFF 2. Lig’de mücadele eden ve bu yıl ki hedefi 1. Lig olan Amedspor, 6 yıldan beri deplasmanda taraftarlarını görmeden her maça çıkıyor.

Dünya’da bunun bir örneği var mı? Hani derler ya sahaya 11 futbolcu ile değil, on iki futbolcu çıkılıyor. İşte o on ikinci futbolcu da seyircilerdir. Amedspor, deplasman maçlarında hep bir eksik ile oynuyor. Peki neden, ‘Güvenlik gerekçesi’ deniliyor. Başka takımların deplasman karşılaşmalarında taraftarların güvenlik sorunu olmuyor da neden Amedspor…

Aslında trajik komik bir bahane. Amedspor’un taraftarlarıyla deplasmanda buluşmasının en sıradan demokratik bir hak olduğu bilinirken, spor yazarlarının gündeme getirmemesi de ayrı bir vaka. Aslında Amedspor isminden korkuyorlar. Bir fiil Amed’in adıyla ilgili ve Amedspor ile ilgili yukarıdan siyaseten yapılan olumsuz açıklamalar futbol kulüplerini de cenderesine aldı ve hep söylenen “Futbol dostluktur, kardeşliktir, barıştır” söylemlerine ters düştüler.

Amedspor, her konuk ettiği takımın taraftarını da görmek istiyor. Ve her defasında bunun çağrısını da yapıyor.

Amedspor-İskenderunspor maçı öncesi tribünlerine şeker ve çiçek atarak bir ilki gerçekleştirdi. İskenderunspor Başkanı, Amedspor taraftarını İskenderun’da görmek istedikleri açıklamasında bulunarak bir adım attı. Aslında çok sıradan da olsa bu Amedspor’a uygulanan ambargonun kırılması için atılan cesaretli bir adımdır. Sadece İskenderun değil diğer tüm kulüplerinde futbolun “Dostluk, barış, kardeşlik” söylemine inanarak aynı adımları atması halinde belki bu ambargo kırılacaktır. Çünkü futbol taraftarıyla güzeldir.

Amedspor’un neredeyse tüm karşılaşmalarında İstiklal Marşı nedeniyle taraftarları gözaltına alınıyor. Her nedense bu durum sadece Amedspor maçlarında yaşanıyor. Amedspor avukatı ve sözcüsü Mervan Aslan, bunu taraftarın maçlara gelmesini engellemeye yönelik olduğunu ifade ederken, Baro Başkanı Nahit Eren ise İstiklal Marşı’nda ayağa kalkmamanın hukuki olarak saygısızlık olarak değerlendirildiğini, ancak gözaltı işleminin yanlış olduğunu dile getiriyor. Eren, İstiklal Marşı okunurken ayağa kalkmamanın ‘alenen aşağılama’ suçunun oluşturup oluşturmadığını, daha önceki yargı kararlarında mahkemelerin bu fiilin ‘aşağılama’ suçunu oluşturmadığını belirterek, “Ama buna rağmen spor müsabakalarında insanlar ayağa kalkmadıkları için kolluk tarafından gözaltına alınıyor. Mahkeme kararları ile suç konusu olmayan fiiller nedeniyle gözaltı işlemi yapılması kabul edilebilir değildir. Gözaltı işlemi sırasında, fiilin suç olmadığının bilincinde olanların, gözaltı işlemine tepki vermesi de bu sefer de haklarında ‘polise mukavemetten’ dolayı işleme dönüşüyor. Kolluğun yasanın suç olarak tanımlamadığı, mahkemelerin de suç olarak değerlendirmediği bir fiilden dolayı gözaltı işleminden vazgeçmesi gerekir” diyor.