İnsan yaşamının en önemli zaruri ihtiyaçlarından biri de elektriktir. Evde ve işletmelerde (kamu-özel) en vazgeçilmez, hatta olmazsa olmaz en temel ihtiyaçtır. Bu temel ihtiyaç, 8 yıl önce yapılan özelleştirme politikalarının kurbanı oldu adeta. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) denetiminde olmasına rağmen yılda en az 3 kez yapılan zamlar, hane giderlerinin ve işletmelerin en büyük gider kalemi olmuş durumda.

Geçen yıl Şanlıurfa’da elektrik borçlarını ödeyemeyen Organize Sanayi Bölgesi’nin tüm şalterleri indirilmiş, hükümetin araya girmesiyle sorun çözülmüştü. Bu yıl aynı durumdan Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi mustarip. Son 3 ayda 10’dan fazla fabrika, elektrik faturalarını ödeyemediği için kepenklerini kapatmış durumda. Diyarbakır iş dünyası bu konuda isyanlarda… İşletmelerin en büyük gider kalemine karşı dile getirilen isyanlar ve enerjide pozitif ayrıcalık talepleri karşılık bulmanın aksine yeni zamlarla yatırımcı daha zor duruma sokuluyor.

Fabrikaların kapanması, bu kentin işsizlerine yeni işsizler ekler; kent ekonomisini daha da geriye götürür, milli gelirde zaten son 10’ncu sırada iken bizi daha aşağılara çeker. Hükümet, Diyarbakırlı sanayicilerin sesine kulak vermeli ve enerjide pozitif ayrıcalık talebini dikkate almalıdır.

Sanayiciler taleplerinde haklı. TRC2 Bölgesi’nde yer alan Diyarbakır, 6. Teşvik Bölgesi Programı kapsamında zaten bir takım gider kaleminden muaf tutuluyor. Ancak, yıllardan bu yana yanlış politikalarla geri bırakılan Diyarbakır’a bu yetmiyor. Ayrıca Diyarbakır ve çevresindeki barajlardan elde edilen enerji, Türkiye’nin elektrik üretiminin önemli bir kısmını karşılıyor. Dicle, Kral Kızı, Silvan, Kulp’taki hidroelektrik santralleri bunun en somut örnekleri.  Kentinizin dört bir yanı barajlarla elektrik üretecek ve o kentin sanayicileri yüksek gelen elektrik faturalarını ödeyemediği için kepenk kapatacak!

Sizce de tezat değil mi?

2019’da elektriğe 3 kez zam yapıldı. 10 ayda yapılan zammın oranı yüzde 32. 2017’den bu yana yapılan zamların oranı ise yüzde 126. Bunların içinde yüzde 1 enerji fonu, yüzde 2 TRT payı, yüzde 5 tüketici vergisi, yüzde 18 de KDV var.

Türkiye’de herkesin itirazı ortadayken, Enerji Bakanı Fatih Dönmez, dalga geçer gibi “Yılbaşına kadar elektrik ve doğal gazda zam yok. Yılbaşında tekrar bakacağız” açıklamasını yapıyor.

Coğrafik yapımız, yenilenebilir enerji konusunda bir cennet iken neden dışa bağımlı hale geliyoruz. Bu konuda Elektrik Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi’nin raporları ortada… Örneğin Doğu ve Güneydoğu’nun aldığı güneş ışınları Türkiye ortalamasının çok üzerinde. Neden bölgeye güneş enerjisi yatırımları konusunda teşvikler yapılmıyor?

Hükümet, halkın vergileriyle yapılan barajlardan elde edilen enerjiyi 4 cente mal ederken, 17 cente satması ne kadar ahlaki?

Yol yakınken bu yanlıştan dönülmeli, zamlar yerine alternatif enerji kaynaklar değerlendirilerek, ülkemiz bu konuda dışa bağımlılıktan kurtulmalı ve ucuz enerjiyi halka sunmalıdır.