ÖZEL HABER/Fuat BULUT-Güneş OCAĞA
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Yönetim Kurulu’na yeniden seçilen Mehmet Akyıl, Diyarbakır’ın turizmde geldiği aşamayı, TÜRSAB'ın çalışmaları ve kentteki mevcut eksiklikleri gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e değerlendirdi. TÜRSAB’ın çalışmalarının kentin turizmine önemli katkılar sağladığını belirten Akyıl, “İyi ve güvenilir ulaşım, uygun fiyat politikası, etkin tanıtım ve kongre çalışmalarıyla Diyarbakır’da turizmi 12 aya yayabiliriz” dedi.
TÜRSAB YÖNETİMİNDE İKİNCİ KEZ GÖREV ALDI
TÜRSAB'ın Yönetim Kurulu Üyeliği'ne yeniden seçildiğine değinen Akyıl, şunları ifade etti: "2014 yılından bu yana TÜRSAB Bölge Temsil Kurulu Başkanı olarak görev yaptım. Dört dönem boyunca yürüttüğüm bu görevde, bölgelerin sorunlarını yakından takip ederek çözüm üretme süreçlerinde aktif rol üstlendim. Sahada yaşadığım tecrübeler doğrultusunda, bölge temsil kurullarından genel merkeze iletilen talepleri hem sorun hem de çözüm boyutuyla doğru şekilde değerlendirdim ve yönetim kuruluna en hızlı biçimde aktararak sonuç alınmasına katkı sağladım.
"TURİZMDE 9 BÖLGEYİ TEMSİL ETTİM"
2022 yılında yapılan seçimlerle ise TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi oldum ve üç yıl boyunca yönetim kurulunda aktif olarak görev aldım. Bu süreçte, Türkiye genelindeki 34 bölge temsil kurulundan 9’unun sorumluluğunu üstlendim. Bu geniş coğrafyada yürüttüğüm çalışma, hem bölgesel ihtiyaçların doğru tespitinde hem de çözümlerin sahaya hızlı yansımasında önemli katkılar sağladı.
Son olarak 22-23 Kasım 2025 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilen kongrede, değerli Başkanımızın takdirleriyle yeniden TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi seçildim. Yeni dönemde yapılacak görev dağılımının ardından, hangi görev tarafıma teveccüh edilirse edilsin, aynı sorumluluk bilinciyle ve tecrübelerimin ışığında çalışmalarımı sürdüreceğim."
“HEDEF, TURİZMİ YILIN 12 AYINA YAYMAKTIR”
Türkiye'nin turizm potansiyeline değinen Akyıl, "Türkiye turizminde, Antalya ve İstanbul’un turizm payı yaklaşık yüzde 60-70’yi oluşturmaktadır. Geriye kalan yüzde 30’luk kısım ise Karadeniz, Ege, İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine dağılmakta. Ancak, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile İç Anadolu bölgelerinde önemli bir turizm potansiyeli bulunmasına rağmen, bu potansiyeli tam anlamıyla ortaya koymakta zorlanıyoruz. 'Turizm Yüzyılı' projemizin temel amacı, özellikle dezavantajlı bölgelerde turizmi geliştirmek ve turizmi yılın 12 ayına yaymaktır. Bu kapsamda, söz konusu bölgelerin turizm potansiyelini açığa çıkararak hak ettikleri turizm değerini yükseltmek ve Türkiye’ye gelen turist sayısını artırmak istiyoruz" dedi.
"HEDEF DOĞRULTUSUNDA ÇEŞİTLİ ÇALIŞMALAR YAPTIK"
Bu hedef doğrultusunda çeşitli çalışmalar yürüttüklerini dile getiren Akyıl, şöyle devam etti: "Dezavantajlı bölgelerde turizm potansiyelini ortaya çıkarmak için çalışmaları yürüten bir ekip var. Bu ekip, bölge temsil kurulları ve ilgili illerdeki turizm paydaşlarıyla birlikte çalışmalar yaparak potansiyeli açığa çıkarmasıyla, kısa ve uzun vadeli projeler geliştiriyoruz. TÜRSAB olarak, bu projeleri bölgedeki tüm turizm paydaşlarıyla birlikte yürütüyor ve turizmin sürdürülebilir biçimde geliştirilmesini hedefliyoruz.
"MEZOPOTAMYA BÖLGESİ HAK ETTİĞİ DEĞERİ UZUN YILLAR GÖREMEDİ"
Mezopotamya bölgesi, uzun yıllar boyunca hak ettiği değeri yeterince göremedi. Son dönemde, özellikle TÜRSAB’ın öne çıkmasıyla birlikte bu durum önemli ölçüde değişmeye başlamıştır. Bu süreçte 'Altın Üçgen' projesi Diyarbakır, Mardin ve Urfa’yı kapsayan bölgenin tanıtımı açısından çok önemli bir adım oldu. Gerçekten güzel bir çalışma yürüttük ve çalıştay sonrasında ortaya çıkan projelerle bölgenin pazarlamasını artırmayı başardık. Pandemiden sonra da bölgeye olan turist ilgisi ciddi şekilde yükseldi."
'KIRMIZI ÇİZGİ' YABANCI TURİSTİ ENGELLİYOR
Gerçekleştirdikleri tüm iyi çalışmalara rağmen, özellikle yurtdışından gelen turistler için bazı bölgeler uluslararası düzeyde 'kırmızı çizgi' olarak belirlenmesi nedeniyle Diyarbakır ve bölgenin turizmde istenilen seviyeye gelmemesine neden olduğunu aktaran Akyıl, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu nedenle yabancı turist ağırlama konusunda bazı zorluklarla karşılaşıyoruz. Biz bir kez daha vurgulamak isteriz ki bölgemiz son derece güvenlidir ve hiçbir şekilde tehlike arz eden bir durum söz konusu değildir. Kim olursa olsun ırkı, dini veya cinsiyeti ne olursa olsun herkese saygı duyuyoruz ve onları bölgemizde ağırlamaktan memnuniyet duyarız. Bütün insanlar kesinlikle eşit ve aynıdır.
"ASIL HEDEF TARİH VE KÜLTÜRLE İLGİLENEN GERÇEK TURİST"
Buraya gelen turistlerin yüzde 80-90'nı yerli turistlerden oluşuyor. Ancak asıl hedefimiz, burayı kültürü ve tarihiyle merak eden yabancı turistlere tanıtmak. Bu doğrultuda zaten çeşitli çalışmalar yürütüyoruz, fuarlara katılımlar ve tanıtım faaliyetleri ile yabancı turistleri buraya çekmeyi amaçlıyoruz. Şu anda Almanya’dan Diyarbakır’a uçuşlarımız mevcut ve buraya gelen turistler oluyor. Ancak hedefimiz, İngiltere, İskandinav ve Avrupa'nın diğer ülkelerinden de turist çekmek. Bu ülkelerden direkt uçuşlar sağlanabilirse, buraya turist akışı ciddi şekilde artacaktır."
"BÖLGE, ZENGİN BİR MUTFAĞA SAHİP"
Diyarbakır'ın bölgenin merkezi konumunda bir şehir olduğunu vurgulayan Akyıl, "Turistler Diyarbakır’ı ziyaret ettiklerinde genellikle sadece şehirle yetinmiyor, Mardin, Urfa, Batman, Elazığ ve Adıyaman gibi çevre illeri de geziyorlar. Bu illerin her birinin kendine has tarihi, kültürel ve gastronomi değerleri bulunuyor. Özellikle gastronomi alanında bu bölgeler, dünyada öne çıkan zengin bir mutfak kültürüne sahip" ifadesinde bulundu.
"BUTİK OTELLERE AĞIRLIK VERİLMELİ"
Kentte butik otellere de ihtiyaç olduğuna değinen Akyıl, "Diyarbakır, altyapısının yüzde 60’ı turizme hazır olmasına rağmen yüzde 40’lık kısmı hala geliştirilmesi gerekiyor. Suriçi başta olmak üzere turistlerin gezebileceği birçok tarihi ve kültürel alanımız mevcut. Ancak butik otellere de önem vermemiz gerekiyor. Örneğin Mardin’de turistlerin talepleri doğrultusunda butik oteller yaygınlaştırıldı. Diyarbakır’da da yabancı turistlerin tercihi olan butik otellerin sayısı artırılmalıdır" diye konuştu.
TURİZM HANGİ AYLARDA PİK YAPIYOR?
Diyarbakır'da yılın farklı dönemlerinde turist hareketliliğinin yaşandığına dikkat çeken Akyıl, "Turizm sezonu Mart ayında başlar ve 15 Haziran’a kadar büyük yoğunlukla devam ediyor. Özellikle Nisan ve Mayıs ayları, turizm açısından pik dönemdir. İkinci sezon ise sonbaharda başlar. Eylül ayının ilk haftasında başlayan yoğunluk yaklaşık üç ay sürüyor" diye konuştu.
Hedeflerinin turizmi yılın 12 ayına yaymak olduğunu dile getiren Akyıl, "Diyarbakır’a ulaşımın daha kolay hale getirilmesi, uygun fiyat politikalarının uygulanması, etkin tanıtım çalışmaları ve kongre organizasyonlarıyla turizmi 12 aya yayabiliriz. Kış aylarında kar ve olumsuz hava koşulları nedeniyle Karacadağ, Elazığ ve Erzurum yolları kapanmakta, bu da turistlerin Diyarbakır’a gelmesini zorlaştırmaktadır. Özellikle Ocak ve Şubat aylarında bu durum söz konusu. Ama hedefimiz, Diyarbakır’da turizmi yılın her dönemi canlı ve hareketli tutmak ve şehri bu noktaya taşımaktır" dedi.
"DİYARBAKIR GENİŞ BİR ALANA SAHİP"
Diyarbakır'ın geniş bir alana sahip olduğuna da dikkat çeken Akyıl, "Diyarbakır, geniş alanıyla turizm açısından diğer illere göre oldukça geniş bir potansiyele sahip. Suriçi aynı anda 10 bin kişinin kalabalığını rahatlıkla karşılayabilecek kapasitededir. Bazı bölgeler, örneğin Dört Ayaklı Minare civarındaki dar sokaklar sınırlı alan sunsa da, Sur genelinde oldukça geniş bir turizm alanı mevcuttur. Ayrıca, 8 bin yatak kapasitesiyle bazı illere göre yaklaşık iki katı büyüklüğünde konaklama imkanı sunmaktadır. Yine bölge insanı sıcak ve misafirperverdir, evlerinde misafir ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyarlar" şeklinde konuştu.
"ZERZEVAN KALESİ DÜNYADA DİKKAT ÇEKEN BİR DESTİNASYON"
Diyarbakır'ın tarihi ve kültürel açıdan da oldukça zengin olduğunu ifade eden Akyıl, Önemli eserler ve yapılar şehrin her köşesinde görülürken, Zerzevan Kalesi de Göbekli Tepe örneğinde olduğu gibi uluslararası alanda dikkat çeken bir destinasyon olma yolundadır. Buna ek olarak, şehirde güçlü sivil toplum örgütleri ve kurumsal yapılar bulunması, turizmin desteklenmesi ve tanıtımı açısından önemli bir avantaj sağlamaktadır" dedi.
"GENİŞ ALANA SAHİP BİR MÜZENİN OLMAMASI BÜYÜK EKSİKLİK"
Diyarbakır'da geniş bir alana sahip bir müzenin olmamasını da eleştiren TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Akyıl, son olarak şunları ifade etti:
"Diyarbakır, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle öne çıkmasına rağmen müze konusunda ciddi bir eksikliğe sahiptir. Şehrin büyük bir kent müzesine ihtiyacı vardır. Urfa ve Antep gibi illerimizdeki büyük mozaik müzeleri, ziyaretçilere eserlerin önemini ve değerini gösterirken, Diyarbakır’da mevcut Kent Müzesi maalesef bu ihtiyacı karşılayamıyor. İçkale’de yer alan Kent Müzesi’nin alanı sınırlı olup, burada sergilenen tarihi eserlerin yalnızca yaklaşık yüzde 10’u ziyaretçilere sunulabilmektedir.
Diyarbakır’ın 12 bin yıllık tarihini tam anlamıyla sergileyebilecek, tüm eserleri ziyaretçiye sunabilecek geniş bir kent müzesine ihtiyaç vardır. Tarihi eserler depolarda kalmakta ve bu durum, şehrin tarihinin hakkını vermeyi engellemektedir. Bu nedenle, hızlı bir şekilde karar alınıp, şehre yakışacak büyük bir müze alanı oluşturulmalıdır."