KUÇE

Diyarbakır’ın bin bir derde deva ürünü tezgahlarda

Diyarbakır mutfağının en karakteristik tatlarından biri olan sumak, sonbaharla birlikte yeniden tezgâhlardaki yerini aldı.

Abone Ol

ÖZEL HABER / Mehmet Rumet SOYLU – Veli BALTACİ

Diyarbakır’ın sumakla özdeşleşen mutfak kültürü, bu ürünün sadece sofralarda değil, hafızalarda da yer etmesini sağlıyor. Hem damaklarda ekşi bir tat, hem de sağlık için doğal bir ilaç… Sumak, Diyarbakır’ın toprağından insanına uzanan en özgün miraslardan biri.

BİNBİR DERDE DEVA

Diyarbakır’da uzun yıllardır sumak satışı yapan Mehmet Sultan, sumağın sadece lezzetiyle değil, şifa dağıtan özelliklerine dikkat çekti. Sultan, bu özel baharatın hikâyesini şöyle anlattı:

“Sumak ağacında yetişen bu bitki, tane veya toz halinde tüketilebiliyor. Yemeklerde, salatalarda, hatta çay şeklinde sofralarda yer buluyor. Biz Diyarbakırlılar için özellikle dolma ve ekşili yemeklerin olmazsa olmazıdır. Midyat ve Silvan’ın Boşat köyü sumakları, kurak ve susuz iklimde yetiştiği için aroma bakımından eşsizdir. Bu yüzden biz buna ‘bin bir derde deva’ diyoruz.”

SOFRALARIN ÖTESİNDE: DOĞADAN GELEN ŞİFA

Sumağın sadece lezzetiyle değil, şifa yönüyle de dikkat çektiğini belirten Sultan, “Hemoroid, yara iyileşmesi, kalp sağlığı, sindirim sistemi, kan şekeri dengesi… Saymakla bitmeyecek faydaları var. Geleneksel tıpta daima özel bir yeri oldu” dedi.

Covid-19 döneminde hastalığa karşı iyi geldiğine dair söylentiler sumağa ilgiyi daha da artırtırdı. Bugün kilosu 300 liradan satılan sumak, zahmetli bir üretim sürecinin ardından eylül ortasından kasım ayına kadar pazarlarda bulunabiliyor. Ancak artan talep nedeniyle satıcılar yıl boyu stok yaparak sumağı her mevsim ulaşılabilir kılmaya başladı.