Diyarbakır Haberleri

Madde bağımlılığı toplumsal bir yangına dönüştü

Diyarbakır’da Bağımlılıklarla mücadele derneği başkanı Yeşil Yıldız, Türkiye’de madde bağımlılığının toplumsal bir yangına dönüştüğün belirterek, “Bu tabloya sessiz kalmak suça ortak olmaktır” dedi.

Abone Ol

HABER-Mehmet Rumet SOYLU

Türkiye’de madde bağımlılığının bireysel sorundan çıkıp toplumsal bir yangına dönüştüğüne dikkat çeken Bağımlılıklarla mücadele derneği başkanı Yeşil Yıldız, acil önlem alınması gerektiğini ifade ederek çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Bu yangının yalnızca insan bedenini değil, toplumun vicdanını da yaktığının altını çizen Yıldız, “Özellikle kadınlar söz konusu olduğunda, bağımlılık; insan ticareti, fuhuş ve istismar zincirinin en acı halkalarından biri haline gelmiştir. Bu tabloya sessiz kalmak, dolaylı olarak suça ortak olmaktır” dedi.

UNODC 2024 raporuna göre, dünyada yaklaşık 296 milyon kişinin uyuşturucu kullandığını ifade eden Yıldız şunları söyledi:

YILDA 3-4 MİLYAR KAYIT DIŞI PARA DÖNÜYOR

“Bu artık küresel bir salgındır. Türkiye’de ise saha gözlemleri, yaklaşık 10 milyon vatandaşın farklı düzeylerde madde bağımlılığı riski taşıdığını ortaya koymaktadır. Kadınların istismar edildiği fuhuş ağlarında, yaş aralığının 12’ye kadar düştüğü, 100 bini aşkın kadının sömürüldüğü rapor edilmiştir. Bu sektör üzerinden yıllık 3-4 milyar dolar kayıt dışı para döndüğü tahmin edilmekte, bu da suç örgütlerinin en güçlü gelir kaynaklarından biri haline gelmektedir. Bu tablo, yalnızca bir ahlaki çöküşü değil, bir insanlık krizini de gözler önüne sermektedir. Gerçek tabloyu bilmeden çözüm üretmek mümkün değildir. Mücadele, yalnızca birkaç gönüllü sivil toplum kuruluşunun çabasıyla yürütülemeyecek kadar ciddi bir noktaya gelmiştir.

YETKİLİLER HAREKETE GEÇMELİ

TÜİK, üniversiteler ve ilgili kurumlar acilen ortak saha araştırmaları başlatmalı. bağımlılığın sosyoekonomik etkilerini içeren verileri kamuoyuyla paylaşmalıdır. Veri şeffaflığı ve akademik iş birliği şarttır. Aile sağlığı merkezleri, gençlik merkezleri ve kamu alanlarında gizlilik esaslı, 7/24 erişilebilir ‘Bağımlılık Danışma Noktaları’ kurulmalıdır. Tüm ilgili bakanlıklar, yerel yönetimler, kolluk kuvvetleri ve STK’lar; ortak bir veri tabanı ve eylem planı etrafında buluşturulmalıdır. AMATEM-ÇEMATEM benzeri merkezlerin hem sayısı hem kapasitesi artırılmalı; tedavi sonrası bireylerin sosyal ve mesleki hayata dönüşünü sağlayacak istihdam projeleri hayata geçirilmelidir. Risk altındaki kadınlar için anonim ihbar hatları, güvenli yaşam merkezleri ve psikolojik destek hatları etkinleştirilmelidir.

ÇAĞRIDA BULUNDU

Bu mücadele yalnızca devletin değil, toplumun tamamının ortak sorumluluğudur. STK’ları, akademisyenleri, medya mensuplarını ve gönüllü yurttaşları alan araştırmalarında, farkındalık çalışmalarında ve sosyal destek projelerinde aktif rol almaya davet ediyoruz. Bu sessiz çığlığı duymamazlıktan gelmek, vicdanın tükenişine ortak olmaktır. Bu anlamda, artık susmuyoruz ve yetkililere çağrıda bulunuyoruz; somut adım atın.
Sivil topluma çağrımızdır. Sahaya inin, denetleyin, farkındalık oluşturun.
Basına çağrımızdır. Bu çığlığı en yüksek sesle duyurun.
Unutmayalım; bir kadını kurtarmak, bir toplumu kurtarmaktır”.