TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Adalet Bakanlığı bütçe görüşmeleri sırasında CHP Diyarbakır Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili Sezgin Tanrıkulu, yargı bağımsızlığından faili meçhullere, işkence iddialarından cezaevi uygulamalarına kadar birçok konuda iktidara sert eleştiriler yöneltti. Tanrıkulu, bir savcının masasındaki “beyaz Toros” maketini 1990’lı yılların karanlık uygulamalarına gönderme olarak nitelendirerek tepki gösterdi.
“BEYAZ TOROS TRAVMASINI BİLMEZSİNİZ”
Tanrıkulu, komisyon toplantısında söz alarak, bir savcının masasındaki “beyaz Toros” maketinin kendisini 1990’lı yıllardan kalan ağır faili meçhul dönemine götürdüğünü söyledi. O yıllarda Diyarbakır’da yaşadıklarını hatırlatan Tanrıkulu, kendisini hedef alan bir olaydan eski Cumhuriyet Başsavcısı’nın müdahalesiyle kurtulduğunu dile getirdi.
Tanrıkulu, “Bu travmayı bilmezsiniz. 1993-94 civarı evimin önüne gelmişlerdi. Bu maketin o masada ne işi var? Bir savcının masasında bu nasıl olabilir?” diyerek hem Adalet Bakanı’na hem de iktidar sıralarına seslendi.
“JİTEM DAVALARININ HEPSİ SİZİN DÖNEMİNİZDE BERAAT ETTİ”
Tanrıkulu, iktidarı faili meçhul cinayetler ve JİTEM dosyalarının akıbeti üzerinden eleştirerek, birçok davanın zaman aşımına uğratıldığını söyledi.
Kulp, Lice, Kızıltepe ve Vartinis dosyalarının iktidar döneminde beraatle sonuçlandığını hatırlattı.
“Bir tane mahkûmiyet var mı? Hepsini Ankara’ya taşıdınız, yargıçlar atadınız, dosyalar zaman aşımına uğradı.” dedi.
“YARGI, TBMM, MEDYA, AKADEMİ… HEPSİNİ ÇÜRÜTTÜNÜZ”
1990’lı yıllarla bugünü kıyaslayan Tanrıkulu, o dönemde yargının bağımsız olmasa da erişilebilir olduğunu, TBMM’nin raporlar hazırladığını, medyanın işkence iddialarını manşetlere taşıdığını, akademi ve sivil toplumun daha güçlü olduğunu belirtti.
“Şimdi bunların tümünü yok ettiniz.” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE ARTIK HUKUK DEVLETİ OLARAK GÖRÜLMÜYOR”
Uluslararası endekslerde Türkiye’nin sürekli gerilediğini söyleyen Tanrıkulu, hukuk devleti göstergelerinde dibe inilmesine dikkat çekti: “Dünya Türkiye’yi artık hukuk devleti olarak görmüyor.”
Tanrıkulu ayrıca kamuoyu araştırmalarına göre Türkiye’de insanların üçüncü büyük korkusunun “sabah gözaltına alınmak” olduğunu aktardı.
AYM KARARLARINA UYULMAMASINI GÜNDEME GETİRDİ
Tanrıkulu, cezaevindeki isimlerle yaptığı görüşmeleri aktardı ve Anayasa Mahkemesi kararlarının bazı ağır ceza mahkemeleri tarafından uygulanmamasını eleştirdi.
“Avrupa Konseyi’nden para alıp hakim-savcı eğitimi veriyorsunuz, ertesi gün mahkeme AYM kararına uymuyor. O zaman Anayasa’nın 153. maddesi niye var?” dedi.
Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Can Atalay davalarını anımsatan Tanrıkulu, bu dosyalarda bir adım atılmadıkça Türkiye’ye kimsenin ‘hukuk devleti’ diyemeyeceğini ifade etti.