Kimin eli kimin cebinde olduğu belli olmayan bir yarışmada müdahil olmak, haklarında yorum yapmak ve ya taraf olmak niyetinde değilim. Her gün yeni bir fiyaskonun ortaya çıktığı bir dönemde, tahminden bile uzak durmak istiyorum. Rahmetli babam yarışma erkekçe olmalıdır, derdi. Nerde o günler…

Hele bu seçimlerde erkekçe bir davranış pek göremiyorum. Yiğitçe bir yarış seyredemiyorum. Bir kirli siyasettir almış başını gidiyor. Kimin kimden yana olduğu bile aslında pek belli değil.
Bana niye yazmıyorsun diyorlar. Seçim tahminlerini görmek istiyoruz. Bir şeyler söylemen gerekmiyor mu diyorlar.
Böyle bir yarışmanın tarafı ya da tahmin edeni olmak istemiyorum. Çünkü dediğim gibi bakıyorum, seyrediyorum, okuyorum, kimin eli kimin cebinde bir türlü bilemiyorum. Yok falan filan ilçe sana olsun, filanca ilçeleri de ben olayım. Bu şehri ben alayım, 3 ilçesini sana vereyim. Ne bileyim böyle hani çocuklara kandırılarak paylaşımlar yapılır ya aynı durum bugün bu seçimlerde var.
Birçok örnek var yazmaya değmez…
 
Okuyucu seçmenlerim için şunları yazayım
SEÇİME DAİR
 
31 Mart 2024 Pazar günü sandık başına gidecek,
Kayıtlı 61 milyon 441 bin 882 seçmenin bulunduğu seçimde, 1 milyon 32 bin 610 genç ilk kez oy verecek. 34 siyasi partinin adayının yarışacağı seçimlerde, ülke genelinde, 206 binden fazla sandık kurulacak.
Seçimlerde toplamda 81 il, 973 ilçe, 390 belde başkanı ile 50 bin 336 muhtar belirlenecek, 61 milyon 441 bin 882 kayıtlı seçmen oy kullanacak. 
Seçime toplamda 34 siyasi parti katılacak.
Büyükşehir belediye başkanlığı için oy pusulası beyaz,
İl genel meclisi üyelikleri için oy pusulası turuncu,
Belediye başkanlığı için oy pusulası mavi,
Belediye meclisi üyeliği için oy pusulası ise sarı renkli olacak.
Seçmenler, tüm oy pusulalarını tek zarfa koyacak.
Her pusuladan ancak bir tane konulacak.
Pusulaların önüne ya da arkasına; yazı resim, işaret ve benzeri hiçbir şey çizilmeyecek.
EVET kaşesi tercih edilen parti ve ya bağımsızın sınırlarını taşmayacak. 
Yanlış işaretlenen ya da tahrip edilen pusulanın yenisi verilmeyecek.
&
Bakalım kimler ne demiş
 
         Kulak verdim; Newroz’a katılan yığınlar “Sınır ötesine gitmenize gerek yok. Biz buradayız ve talebimiz de sorunun silahla değil, barış içinde, konuşarak çözülmesidir” diyorlar."
                                          …
Diyarbakır Nevruz kutlamalarında DEM'den iktidara çözüm süreci, muhalefete Kürt meselesini sahiplenme çağrısı geldi.
                                           …
CHP'nin Sinop mitinginde konuşan Engin Altay, "Şimdi Sayın Genel Başkanımız olan, ama daha düne kadar çırağım sayılabilecek Özgür Özel'e hoş geldiniz diyoruz" dedi.

Bir ben kaldım ortasında kavganın, bir de karanfil yürekli çocuklar. Ahmed Arif

        Anlamadığın şeyi yargılamaya kalkma. George R R Martin
&
 
Bence;
        Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en iğrenç üç cümle,
1.  Çocuğun rızası vardı,
2.  Bir kereden bir şey olmaz,
3.  Çalıyor ama çalışıyor.
Hadi yalandır deyi verin…
                                       &
Türkiye ne zaman düzelir?
Yardım kolisi ile mutlu olmak yerine, “ben bu koliye niye muhtaç edildim? Diye düşündüğümüz gün Türkiye düzelir.
&
          Kıssadan hisse
 
    Başrahip manastırdaki kitapları ateşe verir.
    Nedenini soranlara şöyle der;
    İnsanlar okursa öğrenir. Öğrenirse içindeki korkuyu öldürür. O zaman da kilise ölür.
    Vallahi de doğru…
&
 
Maalesef
Cahil öğrenmez, inanır.
&
Kirveme öğütler
Bak kirvem üstat ne güzel demiş;
         Varsın kalmasın babadan villa.
         Olmasın para ya da araba.
         Üzülme baba, takma kafana.
         Helal ekmek getirdin ya, o yeter bana.
Ya kir ve ne babalar, ne evlatlar var…
                                        &
Ve yazıma alışılmışın dışında bu kez Cemal Süreyya’dan bir şiirle son veriyorum.
Öyle birini sevin ki
Yüreğinin solda attığını hissettirsin.
Kavgada yiğit olsun, devrimci olsun.
Ekmeğini eşitçe bölebilsin yok olanlarla.
Öyle birini sevin ki
Sosyalizm koksun her sözü,
Yazılmamış bir kitap gibi baksın gözleri.
Öyle birini sevin ki
Yoldaşın olsun ömür boyunca.
Her direnişte, her kavgada yanı başında.
                                                    &
Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;    
Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.
Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.
Daha da önemlisi,
Ve sevgili meslektaşlarım, dernek yöneticileri, STK Yöneticileri; Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, tanıtalım, gün yüzüne çıkaranları sahiplenelim.
 
İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle. 
Dostça kalın.