Güncel

Leyla Zana özelinde Kürtlere küfür, hakaret ve saygısızlık!

Bir futbol maçında yaşananlar artık “saha içi gerilim" ya da “tribün coşkusu" başlığıyla geçiştirilemez. Kürtlerin değerlerine yönelik hakaretler, bir halkın kimliğine yönelmiş aşağılamalar ve Leyla Zana’ya yönelik, ağza alınmayacak küfürler; Bu, futbol değil; bu, örgütlü bir nefretin aleni ifadesidir.

Abone Ol

ANALİZ-Mehmet TÜRK

Kimse kusura bakmasın: Tribünlerde yükselen bu dil masum değildir. Bu dil, yıllardır siyasette, medyada ve devlet aklında üretilen inkarın, düşmanlaştırmanın ve cezasızlığın sahaya yansımasıdır. Futbol sahası, nefretin mikrofonu değildir. Bir halkın onuruna küfür edilen yer “spor alanı" sayılamaz.

Leyla Zana’ya edilen küfür, bir kişiye değil, halk iradesine, seçme-seçilme hakkına, kadın mücadelesine ve Kürtlerin siyasal varlığına yöneliktir. Bu yüzden meseleyi “bireysel taşkınlık" diye küçültenler ya gerçeği gizliyor ya da suça ortak oluyor. Nefret, bireysel olmaz örgütlü olur. Cezasızlıkla beslenir.

Buradan Türkiye Futbol Federasyonu’na açık çağrıdır: Göreviniz yalnızca fikstür açıklamak, bahis oynayanları ortaya çıkarmak, kupa kaldırmak değildir. Göreviniz, futbolu ırkçılıktan, cinsiyetçilikten ve siyasal linçten arındırmaktır. Talimatlarınızda “ırkçı ve ayrımcı söylem" maddeleri var; peki neden işlemiyor? Kamera kayıtları ortadadır. Hakem raporlarına bu küfürler yazıldı mı? Yazıldıysa gereği yapıldı mı? O küfürler hakem raporlarına yazılmadıysa, o hakemlerle ilgili ne gibi işlemler yapıldı?

Kulüp yönetimleri ortada. Suskunluğunuz da ortada.

UEFA standartları dediğiniz şey, afişlerde kalmasın. Avrupa’da bir tribünde benzeri bir dil duyulduğunda maç durur, tribün boşaltılır, kulüp ağır cezalar alır. Burada ise küfür “atmosfer", nefret “rekabet" sayılıyor. Bu çifte standardın adı sporu yönetmek değil, nefreti yönetmektir.

Kulüplere de sözümüz var: “Biz karışmayız" deme lüksünüz yok. Tribün sizin aynanızdır. O aynada nefret görünüyorsa sorumluluk sizindir. Sessizlik, rızadır. Kınama metinleriyle günü kurtaramazsınız; yaptırım uygulamak zorundasınız.

Ve son söz;

Kürtlerin değerlerine küfür ettirerek maç kazanılmaz. Kadınlara, siyasetçilere, bir halka hakaret ederek “taraftarlık" yapılmaz. Futbol, barışı büyütecek bir alan olabilir, ama siz onu nefretin megafonuna çevirirseniz, bu ülkenin yarınlarına da küfür etmiş olursunuz. Geçmişte, "Beyaz toros" fotoğrafları, Kürt bölgesinde faili meçhul cinayet işleyenlerin fotoğraflarıyla gördük Bursaspor taraftarını..orosçu zihniyet, şimdi Kürtlere küfürle yeniden hortladı. Bu durum futbol kültürü değil, faşizmin ta kendisidir.

Federasyon göreve. Bu duruma müdahale edilmesi gerek ve cezasızlık bitmeli, tribünler bu zihniyetten temizlenmeli. Aksi halde bu utancın ortağısınız.