Ukrayna, Moldova ve Bosna Hersek için adaylık müzakerelerinin başlatılması tavsiyesinde bulunan komisyon, Türkiye’nin AB’den uzaklaşma eğilimini geriye döndürecek bir adım atmadığını kayda geçirdi.

141 sayfalık raporda, Türkiye’nin son yıllarda olduğu gibi insan hakları, temel özgürlükler, sivil toplum ve hukukun üstünlüğü gibi alanlarda ciddi gerileme içinde olduğu kaydedildi.

Demokratik kurumların işleyişinde ciddi eksikliklerin olduğunun belirtildiği rapor, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın AİHM kararlarına karşı hapiste tutulmasının Türk yargısının evrensel standartlardan uzaklaşmasına neden olduğu belirtildi.

Rapor ayrıca, dış politikada Türkiye’nin AB’ye uyumunun yüzde 10’a indiğini, Türk hükümetinin 7 Ekim saldırılarında Hamas’ı kınamadığını ve Hamas’ı destekler bir retorik kullandığını vurguladı.

Demokratik kurumların işleyişinde ciddi eksiklikler bulunduğu uyarısında bulunulan raporda, mayısta yapılan son seçimlere atıfla, medyada haberlerin 'tek taraflı verilmesi ve adayların eşit şartlara sahip olmamasının' iktidara 'haksız bir avantaj sağladığı' kaydedildi.

Anayasaya göre yetkilerin Cumhurbaşkanlığı düzeyinde merkezileştirildiği, yürütme, yasama ve yargı arasında sağlıklı ve etkili bir kuvvetler ayrılığı sağlanamadığı eleştirisine de yer verilen raporda, etkin olmayan denge ve denetleme mekanizması sebebiyle yürütme organının demokratik olarak yalnızca seçimler yoluyla hesap verebilir hale geldiği saptamasında bulunuldu.

'BAŞKANLIK SİSTEMİNE İLİŞKİN TAVSİYELER HÂLÂ DİKKATE ALINMIYOR'

'Muhalefet partilerinin ve milletvekillerinin tek tek hedef alınmasıyla siyasi çoğulculuğun baltalanmaya devam ettiği' değerlendirmesinde bulunulan raporda, 'iktidarın muhalefet partilerine üye belediye başkanları üzerindeki baskısının yerel demokrasiyi zayıflattığı' uyarısı yapıldı. Raporda, Avrupa Konseyi’re bağlı Venedik Komisyonu'nun başkanlık sistemine ilişkin tavsiyelerinin hâlâ dikkate alınmadığı bildirildi.

Hükümetin terörle mücadele konusunda meşru hakkı ve sorumluluğu bulunduğu kaydedilen raporda, bunun hukukun üstünlüğü, insan hakları ve temel özgürlükler ilkelerine tam uyumlu biçimde yapılması ve terörle mücadele tedbirlerinin orantılı olması gerektiği kaydedildi.

'YARGI BAĞIMSIZLIĞI ALANINDA CİDDİ GERİLEME DEVAM EDİYOR'

Sivil toplum konularında da ciddi gerilemenin devam ettiği ifade edilen raporda, “Sivil toplum kuruluşları artan baskıyla ve faaliyet alanlarının daralmasıyla karşı karşıya kaldı; bu durum ifade, örgütlenme ve toplanma özgürlüklerinin kısıtlanmasına neden oldu” denildi.

Yargının bağımsızlığı alanında ciddi gerilemenin devam ettiği ve son yıllardaki çok sayıda yargı reformu paketine rağmen yargı sistemindeki yapısal eksiklikler giderilmediği eleştirisi yapılan raporda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) bazı kararlarının uygulanmamaya devam edilmesinin endişe verici olduğu bildirildi.

Raporda, yargının bağımsızlığını, tarafsızlığını ve kalitesini olumsuz yönde etkileyen yürütmenin hakim ve savcılar üzerindeki aşırı etki ve baskılarının ortadan kaldırılması konusunda ilerleme kaydedilmediği de ifade edildi.

'YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE ETKİLİ ÖNLEMLER ALINMADI'

Türkiye'de yolsuzlukla mücadele konusunda alınan önlemlerin yetersizliğine işaret edilen raporda, yasal çerçevenin ve kurumsal yapının sınırlamaları yüzünden yolsuzluk davalarının soruşturma ve kovuşturma aşamaları üzerinde aşırı etkiye açık olduğu bildirildi. Kamu kurumlarının hesap verebilirliği ve şeffaflığının iyileştirilmesi gerektiği kaydedilen raporda, yolsuzlukla mücadele stratejisi ve eylem planının olmayışının yolsuzlukla kararlı bir şekilde mücadele etme iradesinin bulunmadığını gösterdiği görüşü dile getirildi.

Editör: Fuat BULUT