AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, bugün Meclis'e sunulacak 11. Yargı Paketi hakkında açıklamalarda bulunarak, “Özellikle trafikte yol kesme olaylarını sıklıkla görmeye başladık. Müstakil bir suç olarak bunu düzenliyoruz. Hukuka aykırı bir davranışta bir aracı durduran veya hareket etmesini engelleyen kişiye de 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilmesini bu teklifimizde öneriyoruz. Bilişim sistemlerinin kullanılmasıyla işlenen suçlarda ilgili banka hesabının 48 saate kadar banka ve finans kuruluşları tarafından askıya alınması, muhatabın bu konuda olur vermesi halinde hesabın tekrar işleme alınması yönünde imkan tanıyoruz. Böylece dolandırıcılık faaliyetlerinde mağduriyetlerini de azaltmak istiyoruz” dedi.
TELEFON HATLARI VE BANKA KARTLARINA DÜZENLEME
AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler’in 11. Yargı Paketine ilişkin açıklamaları şu şekilde:
“GSM hattı aboneliği çipli kimlik kartıyla yapılacak. Hat sayısına da sınırlama getiriyoruz. Ölen ve tüzel kişiliği sona eren kişilere ait telefon hatlarında 3 ayda bir periyodik kontroller yapılacak ve aktif olmayanların kullanıma kapatılması noktasında bir tedbir geliştiriyoruz. Yine yabancı uyruklu gerçek kişilere ait mobil haberleşme hatlarına özgü numara tahsisi ve kullanımında ayrıca belli standartlar getiriyoruz. Diplomatik ilişkiler ve yabancı misyon görevlileri ise bu düzenlemenin dışında tutulacak şekilde bir istisna getiriyoruz. Dolandırıcılık, hırsızlık ve banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarında kullanıldığı tespit edilen telefon hatlarının şebekeyle bağlantısının kesilmesi yönünde de bir tedbir geliştiriyoruz.
Yürütülen bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında, Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenilen bilgi veya belgenin 10 gün içinde fiziki veya elektronik ortamda gönderilmemesi hâlinde banka ve finans kuruluşlarıyla operatörlere idari para cezası verilmesini öneriyoruz. Hat düzenlemeleriyle ilgili geçiş hükümlerinde, mevcut davalarda herhangi bir olumsuzluk olmaması için geçici madde düzenlemesi yapıyoruz. Vatandaşlarımızın ve yabancı uyruklu kişilerin yeni getirilen bu düzenlemeler doğrultusunda abonelik kayıtlarını güncellemeleri, telefon hatlarını kendi adlarına almaları veya kapatmaları için kendilerine süre tanıyoruz. Bu düzenlemelerin herhangi bir mağduriyet oluşturmaması adına belirli bir süre sonra yürürlüğe gireceğini de teklifimizde belirtiyoruz. Ayrıca, bu düzenlemeler nedeniyle abonelik işlemlerinden kaynaklı ortaya çıkabilecek mali külfetin tüketiciye yansıtılmaması için de önerilerimizi bu teklife yansıtmış bulunuyoruz.
SUÇ İŞLEYEN AKIL HASTALARI BELİRLİ SÜRE SAĞLIK KURUMLARINDA KALACAK
Ayrıca teklifimizde, Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçlarının yargılamalarının asliye ceza mahkemesinde görülmesine imkân getiriyoruz. Asliye ceza mahkemesi nezdinde ihtisaslaşma sağlamak suretiyle bu suçlara ilişkin yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmasını ve böylelikle bu suçlarla daha etkin bir mücadele yürütülmesini hedefliyoruz. Suç işleyen akıl hastalarının rehabilite olmadan toplum hayatına katılmalarını engellemek amacıyla düzenlemeler getiriyoruz. Kısmi akıl hastalarının mahkûm oldukları cezalarını ceza infaz kurumunda infaz etmeleri ve ayrıca bu kişiler hakkında akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerine hükmedilmesi hususlarına da teklifimizde yer veriyoruz. Tedavi ve koruma amacıyla sağlık kurumunda geçirdikleri sürelerin belirsizlik göstermesi ve çok kısa olması nedeniyle, mutlaka belirli bir süre sağlık kurumunda kalmaları ve tedaviye yönelik bazı desteklerin ortaya konulması gerekmektedir. Toplum açısından tehlikeliliğin ortadan kalkmadan serbest bırakılmamaları noktasında da bir tedbire teklifimizde yer veriyoruz.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİNİN YETKİSİ GENİŞLETİLDİ
Bölge adliye mahkemelerimizin bozma yetkisinin kapsamını genişletiyoruz. Buna göre, bölge adliye mahkemeleri; hükmün gerekçe içermemesi ve hüküm için önem taşıyan hususlarda mahkeme kararıyla savunma hakkının sınırlandırılmış olması durumlarında bozma kararı verebilecek. Bu suretle daha etkin ve daha hızlı bir yargılama süreci hedefliyoruz. Boşluğun bazı yakın kısımlarıyla yaptığı ve aksinin ispatına imkân verilmeksizin bağışlama olarak kabul edilebilen ivazlı tasarrufların aksinin ispatını mümkün kılacak şekilde yeni düzenlemelere de bu teklifimizde yer veriyoruz.
AVUKATLARA YÖNELİK DİSİPLİN HÜKÜMLERİNDE YENİ DÜZENLEMELER
Yakın zaman içerisinde Avukatlık Kanunu’nda, avukatların disiplin hükümlerine yönelik olarak Anayasa Mahkememizin bazı iptal kararları olmuştu. Yine bu iptal kararları doğrultusunda hukuki belirlilik, ölçülülük ve elverişlilik beklentileri çerçevesinde Avukatlık Kanunu’nda; özellikle uyarı, kınama, idari para cezası ve geçici meslekten çıkarma gibi avukatlara yönelik disiplin hükümlerinde yeni düzenlemelere yer vermiş bulunuyoruz. Tabii her yıl olduğu gibi, genel sağlık sigortası prim borçlarıyla ilgili olarak asıl ve fer’îlerin tahsilinden 2015–2016 yılı itibarıyla vazgeçilmesi noktasında bir teklifimizi de kanun teklifimize ekliyoruz.
KOVİD-19 DÜZENLEMESİNİN KAPSAMI YENİDEN DÜZENLENDİ
Aynı tarihte işlenmiş olsa bile yargılamanın hızlı yapılmaması sonucunda cezası kesinleşerek ceza infaz kurumuna giren kişilerde, 31 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla uygulanan koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik süreleriyle ilgili olarak; bu dönemde cezası kesinleşmeyen hükümlüler arasında uygulama farklılığı ortaya çıkmıştı. Biz de tüm bu görüşleri, itirazları ve beklentileri dikkate alarak Kovid-19 düzenlemesinin kapsamını yeniden düzenledik. Bu düzenlemeyle, 31 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin yararlanabildiği, daha erken açık ceza infaz kurumuna ayrılma veya denetimli serbestliğe ayrılma düzenlemesinden; 31 Temmuz 2023 tarihi ve öncesinde işlenmiş suçlar nedeniyle hükümlü olacakların da yararlanabilmesi imkânını sağlıyoruz. Buna göre, 31 Temmuz 2023 tarihi ve öncesinde işlenen suçlar nedeniyle: Kapalı ceza infaz kurumundan 3 yıl daha erken açık ceza infaz kurumuna ayrılabilme, Açık ceza infaz kurumundan ise 3 yıl daha erken denetimli serbestliğe ayrılabilme imkânı getiriyoruz. Bu şekliyle, 31 Temmuz 2023 öncesinde hükümlülere uygulanan bu idari tedbir düzenlemesinin “suç işleyenlere” ifadesi eklenmek suretiyle yeni hükümlülere de uygulanmasıyla bir eşitlik kuralını sağlamış olacağız. Biz sadece oradaki eski uygulamayı, 31 Temmuz 2023 öncesi hükümlülere ilişkin düzenlemedeki kavramı, maddi içeriği neyse aynen yazdık. Biz sadece oraya bir ekleme yaptık: Mahkûmiyeti, yani hükmü kesinleşenleri değil; suç işleyenleri ekledik. Eski uygulama neyse aynısı olacak. Sadece “suç işleyenler” kavramı yenileniyor.
"80-90 BİN MAHKUM ETKİLENECEK”
COVID-19 düzenlemesi bir af değildir. Ne genel affın içine sığar, ne de kısmi aftır. Af değildir; bunu özellikle belirtelim. İkincisi; koşullu salıverme şartları içerisinde, yani ilgili mahkûmun cezaevinde, kapalı infaz kurumundaki koşullu salıverme şartları çerçevesinde; bir yıllık denetimli serbestlik, kapalıdan açığa çıkma ve açıktan tahliye olma süreçleri vardır. Biz sadece bu tertipte süreyi üç yıla çıkartıyoruz. Yani kapalı infaz kurumundan açık cezaevine daha erken çıkması ve açık cezaevinden de daha erken tahliye olması… Bu süreyle ilgili bir düzenlemedir. Dolayısıyla koşullu salıverme şartları yine geçerlidir, ortadadır. Bu konular, Adalet Bakanlığımızın cezaevlerindeki ve bazı savcılıklar bünyesindeki idari gözlem kurullarının kanaatleriyle beraber değerlendirilecek hususlardır. İlk etapta, bu kanunun suç işleme tarihine göre uygulanmasıyla beraber; tabii ki henüz yargılaması tamamlanmamış, kesinleşmemiş davalar da vardır. Bu devam edecek bir süreçtir. Ancak ilk etapta, yaklaşık olarak bu kapsamda şu anda cezaevinde bulunan 54–55 bin civarında mahkûmu ilgilendirdiğini söyleyebilirim. Önümüzdeki bir yıl boyunca da bu kademeli olarak hükmü kesinleştikçe devreye girdikçe, etkilenecek toplam sayının 80–90 bin civarında olabileceğini önümüzdeki yıllara göre düşünüyoruz.”




