Ali ÖZGÜÇ Yazdı...

Bu dünyada Rahmân sıfatıyla herkese ve her şeye merhamet eder: İnsanlar, cinler, balıklar ve diğer tüm canlılar onun rahmetinden pay alır. Ancak bazı insanlar, kendi tercihleriyle bu rahmetten mahrum kalır ve ilahi rahmetin üzerlerine akmasını engellemek için ellerinden gelen çabayı gösterirler. İlahi rahmeti engelleyen birçok sebep vardır. Allah'a şirk koşmak, onun peygamberlerini kabul etmemek ve onların getirdiği risaleti reddetmek, bu engellerin başında gelir.

Allah Teâlâ, Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) yumuşak huyluluğuna dikkat çeker ve şöyle buyurur:

"O vakit Allah'tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; iş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah'a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever." (Âl-i İmrân, 159)

Allah (c.c.), doğru olan insanları sever. Doğruluk, dürüstlük ve ahde vefa gibi özellikler, mümini Allah’a yaklaştırırken, şeytan ve yandaşlarını ise ondan uzaklaştırır.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

"Doğruluk insanı hayra, hayır ise onu cennete ulaştırır. İnsan doğru söyler, doğru söyler, ta ki Allah katında sıddîk yazılır. Yalan ise insanı kötülüğe götürür, kötülük ise onu cehenneme götürür. İnsan yalan söyler, yalan söyler, ta ki Allah katında adı kezzâb (çok yalancı) yazılır." ((Buhârî, Edeb, 73))

Ali Özgüç Kopya2

Bir müminin Allah’a yakınlaşması ve Allah katında sevilmesi için farz ibadetlerini hakkıyla yerine getirmesi gerekir. Farz namazlar, Ramazan ayında farz olan oruç, farz zekâtlar ve farz olan hac ibadetlerini yerine getirmekle birlikte, sünnet-i seniyyeyi de tatbik eden kişi, Allah katında daha sevimli ve mutlu bir kul olacaktır. Allah katında sevimli olan kimse göklerde ve yeryüzünde de sevgiye ulaşacaktır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:

"Allah Teâlâ bir kulu sevdiği zaman Cebrâil'e: 'Ben falanı seviyorum, onu sen de sev!' diye emreder. Cebrâil de onu sever ve sonra gök halkına: 'Allah filanı seviyor, onu siz de seviniz!' diye seslenir. Gök halkı da o kimseyi sever, sonra yeryüzündekilerin kalbinde o kimseye karşı bir sevgi uyanır." (Buhârî, Bed’u’l-Halk, 6)

Allah sevgisine ulaşmanın yollarından biri de ihlas ve samimiyetle ona kulluk etmektir. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulmuştur:

"De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir." (Âl-i İmrân, 31)
Bu ayetten anlaşıldığı üzere, Allah'ın sevgisini kazanmak için Peygamber Efendimiz'in sünnetine uymak gerekmektedir. Bunun yanı sıra, ihlaslı bir şekilde ibadet etmek, sadaka vermek, yetimlere ve muhtaçlara yardım etmek, ahlakımızı güzelleştirmek de Allah’ın sevgili kullarından olmak için önemli hususlardandır. Peygamber

Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

"Allah’ın en çok sevdiği ameller, az da olsa devamlı yapılanlardır." (Buhârî, Rikak, 18)

Allah’ın sevgisine ulaşmak, O’nun rızasını kazanmak, ihlasla ve süreklilikle yapılan amellerle mümkündür. Peygamber Efendimiz (s.a.v) bizlere bu konuda en güzel örneği sunmuş, doğru sözlülük, yumuşak huyluluk, sadakat ve ihlas gibi özelliklerle Allah’a yakınlaşmanın yollarını göstermiştir. Allah’ın rahmeti her zaman her şeyi kuşatıyor olsa da, insanın bu rahmetten istifade edebilmesi, doğru yolda yürüyerek ve sürekli bir gayretle Allah’a kulluk etmesiyle mümkündür.

Ali Özgüç Kopya3
İbadetlerin, doğruluğun, sadakatin ve samimiyetin sürekli hale gelmesi, müminin Allah katında sevimli olmasını sağlar ve bu da göklerde ve yeryüzünde o kişinin sevilmesine vesile olur. Allah’ın sevgisini kazanmak, sadece bireysel bir amaç değil, aynı zamanda toplumsal bir etki de yaratır. Çünkü Allah’ı seven ve O’nun rızasını gözeten kişi, etrafındaki insanların kalplerine de sevgi ve merhamet bırakır.

Bu nedenle, müminler için önemli olan, yalnızca ibadetlerini yerine getirmek değil, bu ibadetleri ihlasla ve düzenli bir şekilde hayatlarına entegre etmektir. Zira Allah’ın en çok sevdiği ameller, az da olsa devamlı yapılanlardır. Her bir insan, kendi iç yolculuğunda, samimi bir şekilde Allah’a yaklaşmak için çaba göstermeli, sürekli bir gayret ve niyetle Allah’ın rızasını kazanmayı hedeflemelidir.

Kaynak: ALİ ÖZGÜÇ