ÖZEL HABER - Ahmet SÜNBÜL
Diyarbakır’da opera binası olarak tasarlanan ve açıldığı 1956 tarihinde Balkanlar ve Ortadoğu'nun en büyük sinema salonu olarak bilinen tarihi Dilan Sineması kaderine terk edildi. Televizyonun ortaya çıkması ile diğer sinemalar gibi işlevini kaybeden Dilan Sineması, ayakta durmak için bir dönem düğün salonu yapılsa da kaderine yenik düşmekten kurtulamadı. Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararı ile korunması gereken 1. grup anıtsal yapı olarak tescillenen Dilan sineması, ne yıkılabiliyor, ne de satılabiliyor.

BİR ZAMANLAR DİYARBAKIR’IN PERA PALASI’YDI2
İtalya'dan getirilen Ermeni Mimar Harun Sarrafyan tarafından yapılan Dilan Sineması, bin 900 kişilik oturma kapasitesi ve 70 locası ile Balkanlar ve Ortadoğu'nun en büyük sinema salonu olma özelliğine sahipti. Açıldığı 1956 yılında, 18 metrelik perdesi ile Türkiye'deki sinemalar içinde en büyük perdeye sahipti. İstanbul Beyoğlu'ndaki Pera Palas gibi Diyarbakır'ın Pera’sı olarak tanımlanan sinemanın içerisinde dükkânlara, küçük restoranlara ve bir otele de yer verilirken, çevresinde ise dükkanlar ve gece kulüpleri bulunmaktaydı. 

BİR ZAMANLAR DİYARBAKIR’IN PERA PALASI’YDI3

Diyarbakır'ın tek eğlence mekânıydı


60'lı yıllarda gösterdiği filmler ile Diyarbakır'ın tek eğlence mekânı olan Dilan, Salı ve Cuma günleri kadınlar matinesini hayata geçirmişti. Aynı şekilde Cumartesi günleri de öğrencilere indirim uygulanırdı. Sinemaya halkın gösterdiği ilgi bir hayli fazla olduğundan, arka sıralardan öne doğru 11 sıralık biletler kombine olarak yıllık şekilde satışa sunulur ve bir haftada tükenirdi. 60 ve 70'li yıllarda yapılan film galalarına filmlerde oynayan aktör ve aktrislerin katılması izdihama neden olurdu. Günde 4 seans yapılır ve her seansa da en az 700-800 kişi izlemeye gelirdi. Bazen 1900 kişilik salon tümden dolar ve yer kalmazdı.

BİR ZAMANLAR DİYARBAKIR’IN PERA PALASI’YDI6

1990’a kadar popülerdi


Dilan Sineması’nda vizyona girecek filmlerin tanıtım afişleri bin panoya yapıştırılır ve faytonlarla gezdirilerek şehirde dolaştırılırdı. Aynı şekilde yine panoya yapıştırılan afişler, iki çalışan tarafından megafon eşliğinde mahallelerde gezdirilir ve gelecek filmin tanıtımı böyle yapılırdı.
1960'larda gösterilen kült filmlerden "Kazablanka", "Rüzgar Gibi Geçti", "Dönüşü Olmayan Yol", "Kleopatra" gibi filmler izdihama neden olur, biletler günler öncesinden ayrılırdı.
80'lerden sonra ise Yılmaz Güney'in filmleri en rağbet gören filmlerdendi. Daha sonra gösterime giren "Sürü", "Mem û Zin" ve "Eşkiya" filmleri de aynı coşkuyu gördü.
1974'te Türkiye'ye televizyonun gelmesine rağmen Dilan Sineması popülerliğini 1990'lı yılların sonuna kadar sürdürdü.

BİR ZAMANLAR DİYARBAKIR’IN PERA PALASI’YDI5
Dilan sineması, AVM'lerde cep sinemalarının kurulması, internetin ortaya çıkışı ve 2005 yılında film şirketleri ile yaşadığı sorunlar nedeniyle ekonomik krize girdi. Film dağıtım şirketleri, aralarında yazılı anlaşma olmasına rağmen, vizyonda olan filmlerin yerine kalitesiz filmleri göndermeye başladı ve tüm bunlar bir araya gelince Dilan Sineması’na olan ilgi azalmaya başladı. Ekonomik sorunlarla baş etmek için sinemanın ana salonu düğün salonuna çevrildi. Ancak bu da soruna çare olmadı ve Dilan Sineması 2009 yılında kapatıldı.

Anıtsal yapı ilan edildi

Yapının sahibi Nejat Dilan, 2010 yılında binayı satmak ve yapısını değiştirmek isterken, Diyarbakır Vakıflar Bölge Müdürlüğü ise mekanın tarihi bir yer olduğu ve yapısından bir değişiklik yapılamayacağını belirtti. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 15 Aralık 2010 tarih ve 3592 No'lu karar ile anıtsal yapı olarak ilan edilerek korunması gereken 1. Grup yapı (SİT) olarak belirlendi.

BİR ZAMANLAR DİYARBAKIR’IN PERA PALASI’YDI4
Bunun üzerin Dilan, işlemin iptali için Diyarbakır 3. İdare Mahkemesi'nde dava açtı. Mahkeme, Vakıflar Bölge Müdürlüğü lehine sonuçlandı. Nejat Dilan dava sürecini görmeden yaşamını yitirdi. Uzun süre Diyarbakırlıların tek eğlence merkezi olan Dilan sineması şimdi kendi kaderine terk edilmiş durumda. Üç katlı olan sinemanıün bir bölümü depo olarak kullanılırken, tadilat yapılmadığı için duvarlarında tahribatlar meydana gelmiş. Anıtsal yapı olarak tescillendiği için satışı da yapılmayan devasa bina restorasyon da yapılmadığı için günden güne yıkıma doğru gidiyor. 1956'dan 80'li yıllara kadar kentin tek eğlence merkezi olan ve o dönemin sinema sanatçıları için gala düzenlenen Dilan Sineması, artık Diyarbakır'ın kültüründe bir isim olarak anılacak.

Editör: Ali Çekdar KORKMA