Bodrumspor–Amedspor karşılaşması öncesinde ve maç sonrasında yaşanan saldırılara tepki gösteren Bodrum Emek ve Demokrasi Güçleri, yaptıkları açıklama ile spordaki kardeşlik ruhuna ve birlikte yaşam iradesine vurgu yaptı.
“Spor alanlarında barışı ve birlikte yaşamı savunuyoruz”
Bodrum Emek ve Demokrasi Güçleri açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“Dün Bodrum’da oynanan Bodrumspor–Amedspor karşılaşması öncesinde ve maç sonrasında yaşanan saldırılar bizleri derinden üzmüştür. Amedspor taraftarlarına ve futbolcularına yönelik şiddet içeren bu olaylar, sporun birleştirici ruhu ile asla bağdaşmamaktadır.
Maç öncesi ve sonrasında yaşanan saldırılar sonucunda çok sayıda kişi yaralanmıştır. Atılan bir şişe nedeniyle bir kadın taraftarın kafasından yaralanması, yaşananların ne denli tehlikeli boyutlara ulaştığını göstermektedir. Ayrıca Bodrum Emek ve Demokrasi Güçleri bileşenlerinden DEM Parti Bodrum İlçe Başkanı Ersin Yaşar da yaşanan saldırılar sırasında yaralanmıştır. Barışçıl şekilde maç izlemek isteyen insanların hedef alınması kabul edilemezdir.”
“Cinsiyetçi dile tutum alıyoruz”
Kadınların kamusal alanda hedef gösterilmesine tepki gösterilen açıklama şöyle devam etti:
“Yaşanan saldırılar sırasında kadınlara yönelik küfürler edilmesi ve cinsiyetçi bir dil kullanılması asla kabul edilemez. Kadın bedenini hedef alan bu saldırganlık, şiddetin yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda sözle ve dille de üretildiğini göstermektedir. Kadınların spor alanlarında ve kamusal alanda hedef haline getirilmesine, aşağılanmasına ve tehdit edilmesine karşıyız. Cinsiyetçi dile, kadın “düşmanlığına ve her türlü ayrımcı söyleme karşı açık ve net bir tutum alıyoruz.”
“Güvenlik zafiyeti”
Güvenlik önlemlerindeki zafiyete ilişkin ise açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Yaşananlar aynı zamanda ciddi bir güvenlik zafiyetini ortaya koymuştur. Bodrum Emniyet Müdürlüğü’nün, gerekli güvenlik tedbirlerini alması gerekirken olayları önleyemediği, aksine uygulamaları ve tutumuyla gerginliği artırdığı görülmüştür. Yurttaşların can güvenliğini sağlamakla yükümlü olan güvenlik güçlerinin bu sorumluluğu yerine getirmemesi, yaşanan saldırıların ve yaralanmaların başlıca nedenlerinden biridir. Bu durumun mutlaka açığa çıkarılması gerekmektedir.”
“Kadınların ve barışçıl taraftarların zarar görmesi kabul edilemezdir”
Toplumsal alandaki şiddete yönelik ise açıklama şöyle devam etti: “Spor alanları; farklılıkların düşmanlığa dönüştürüldüğü değil, bir arada olmanın, karşılıklı saygının ve dayanışmanın güçlendiği alanlar olmalıdır. Yaşananlar, hepimizin ortak yaşamını ve toplumsal barışı zedelemektedir.
Bodrum; tarihsel olarak farklı kültürlerin, kimliklerin ve inançların bir arada yaşadığı, dayanışma kültürü güçlü, kapsayıcı bir kenttir. Bodrum Emek ve Demokrasi Güçleri olarak, kentimizin adının şiddet ve nefretle değil; barış, birlikte yaşam ve özgürlük değerleriyle anılmasını önemsiyoruz. Bu nedenle yaşanan olayların, Bodrum halkının ortak değerlerini ve iradesini yansıtmadığını özellikle vurgulamak isteriz.
Bodrum Emek ve Demokrasi Güçleri olarak; şiddetin her türlüsüne karşı olduğumuzu, sporun barışçıl ve eşitlikçi değerlerinin korunması gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz. Kadınların ve barışçıl taraftarların zarar görmesi kabul edilemezdir ve hepimizi sorumluluk almaya çağırmaktadır.”
“Sporun birleştirici gücünü, barış içinde bir arada yaşamayı savunuyoruz”
Yetkili kurumların görev ve sorumluluklarının altının çizildiği açıklama şöyle sonlandırıldı:
“Yetkili kurumları; yaşanan olaylarla ilgili etkin, şeffaf ve bağımsız bir inceleme yürütmeye, güvenlik ihmallerini ve sorumluları açığa çıkarmaya davet ediyoruz. Cezasızlık algısının ortadan kaldırılması, spor alanlarında güven ortamının sağlanması açısından hayati önemdedir.
Tüm kulüpleri, taraftar gruplarını ve kamuoyunu sağduyuya, sakinliğe ve barışı büyütmeye davet ediyoruz. Rekabetin şiddete, farklılıkların düşmanlığa dönüşmesine izin vermeyelim.
Amedspor camiasına ve saldırıdan etkilenen tüm yurttaşlara geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, yaralananlara acil şifalar diliyoruz.
Sporun birleştirici gücünü, barış içinde bir arada yaşamayı savunuyoruz.”
