ÖZEL HABER/Güneş OCAĞA-Mehmet Rumet SOYLU
Diyarbakır'da özellikle çocuklarda ortaya çıkan beta bakterisi, kentteki hastanelerde yoğunluk oluşturdu. Gazetemiz Güneydoğu Ekspres'e konuşan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Güneş, hastalığın tedavi edilmemesi durumunda böbrek ve kalp yetmezliğine sebep olacağını söyledi.
"BETA BİR VİRÜS DEĞİL, BAKTERİDİR"
Halk arasında virüs olarak adlandırılan betanın aslında bir bakteri hastalığı olduğunu ifade eden Dr. Güneş, "Beta bir virüs değildir, bakteridir. Üst solunum yolu enfeksiyonudur. A ve B grubundan oluşur. Bademcikler şiş ve kırmızıdır, bazen üzerlerinde beyaz iltihaplar, yumuşak ve sert damakta küçük, kırmızı benekler oluşabilir. Boyundaki lenf düğümleri şişebilir ve ağrılı olabilir. Bazı hastalarda baş ve vücut ağrıları, deri döküntüleri, bilhassa küçük çocuklarda bulantı kusma gelişebilir" dedi.
B GRUBU BETA ÇOK TEHLİKELİ!
B grubunun çok daha tehlikeli olduğunu vurgulayan Dr. Güneş, "B grubu beta-hemolitik streptokoklarda, çeşitli komplikasyonlarla karşılaşmak mümkün. O yüzden tedavi sürecinde sadece hastalığın düzelmesi için değil diğer komplikasyonların da düzelmesi adına tedavi uyguluyoruz. Bu gruptaki hastalıklar, vücudun birçok yerini etkileyebiliyor. Bunların başında ve ilkinde böbrek gelmektedir. Böbrek yetmezliğine neden olan beta bakterisi, ayrıca ‘kızıl’ dediğimiz bir hastalıkla birlikte 3. ve belki de en önemlisi, kalp romatizması dediğimiz olay meydana gelir. Kalpteki odacıkları ve kapakçığı ciddi oranda tehdit eden durumların ortaya çıkmasına neden olabiliyor. B grubu betanın tedavisini yapmak istememizin ve antibiyotik tedavisi başlatmamızın en büyük nedeni de çocuğun bu bahsettiğim durumla karşılaşmaması içindir" diye konuştu.
HASTALIK NASIL YAYILIYOR?
Beta mikroplarının çok hızlı bulaşıcı olduğuna dikkat çeken Dr. Güneş, "Beta mikropları çok bulaşıcıdır, hasta kişinin öksürmesi ve hapşırması sırasında havaya saçılırlar ve o ortamda bulunanlara solunum yoluyla geçebilirler. Belirtiler ise ortalama 3 gün sonra ortaya çıkar" diye kaydetti.
HASTALIĞIN GÖRÜLEN YAŞ ARALIĞI
Hastalığın 5-15 yaş arasındaki okul çocuklarında görüldüğünü dile getiren Dr. Güneş, şunları söyledi:
"Çocukların bu durumla karşılaşmalarının en büyük sebebi; özellikle okullar başta olmak üzere, toplu yaşam alanlarında, kalabalık ortamlarda, havaların soğuması ile birlikte kapalı hale getirilip havasız kalınan ortamlardır. Bu tür ortamlara giren bir hasta, hava ve temas yoluyla hastalığın kolaylıkla yayılmasına neden olabiliyor. Özellikle okullarda, okul ve sıra arkadaşından kapabiliyor çocuk ve kaptığını da aynı şekilde eve getirebiliyor. Bu hastalığın görülüp dağılım gösterdiği alanlar özellikle sosyo-ekonomik olarak düşük gelirli olan bölgelerdir. Zira, beslenmeyle, kalabalık ortamlarda yaşamak zorunda kalmakla ve eğitim düzeyi de düşük olunca da daha yoğun karşılaşabiliyoruz."
"ŞUAN BETA HASTALIĞININ TAM MEVSİMİ"
Şuan beta bakterisinin tam da mevsimi olduğunu belirten Dr. Güneş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kış aylarında rastlamak ise daha mümkün. Ekim, Kasım ve Aralık aylarında daha çok karşılaşıyoruz. Yaz aylarında olabildiğince azdır. Tabi temaslardan da bulaşması oldukça mümkün ve yüksek. Bir hasta ile tokalaşmak ya da hastanın temas ettiği bir yerle temas halinde olmak bulaşıcılığı arttırmaktadır. Bu hastalıkta cinsiyet farkı yoktur. Daha çok 5 ile 15 yaş arasındaki çocuklarda görülür. Kreş döneminde başlar ve lise çağı dediğimiz çağa kadar devam eder. Tam mevsimindeyiz. Özellikle okulların da açılması ile birlikte ve bundan sonra da sık göreceğiz maalesef. Genellikle okulların açılmasından 1 hafta ve on gün sonra artıyor. Bu mikrobun bir kuluçka dönemi var. Mikrop bulaşacak, bir süre kuluçka döneminde kalacak ve yayılmaya başlayacak. Büyüklerde de görülebilir bir hastalıktır, ama çocuklar daha çok etkilenmektedir."
"HASTALANMAMAK İÇİN ÖZEL BİR ÇABA SARFEDİLSİN"
Hastalanmamak için özel bir çaba içinde olunması gerektiğini vurgulayan Dr. Güneş, son olarak şu uyarılarda bulundu:
"Evimizin ve diğer yaşam alanlarımızın çok iyi havalandırılması gerekiyor. Hastalanan çocuğu toplu yaşam alanlarından uzak tutmakta fayda vardır. Okula gönderilmemesi gerekir, evde çok yoğun istirahat ve mutlaka çok fazla sıvı tüketimi şarttır. C vitaminli meyve ve sebzelerle takviyelerle beklenmek son derece faydalıdır. Ve elbette ki bir doktora görünüp tedavi sürecinin başlamasına katkı sunmak gerekiyor.
"MASKE ÇOK ÖNEMLİ"
Bu dönemde maske kullanımını arttırmak çok faydalıdır. Sonuçta maske, sizin hastalığınızı başkasına başkasının hastalığını da size bulaştırmamak için önemli detaydır. Ve el hijyeni. Dışarı ile temasımız el ve dokunmakla olduğu için el hijyeni çok hayati bir durumdur. Hasta olan kişi, kendini bildiği için, hastalığı başkalarına bulaştırmamak için azami bir gayret içinde olmalı. Hasta kişiler, kendilerini sağlıklı kişilerden uzak tutarak iyi bir iş yapmış olurlar. Hasta kendini hastalıktan muhafaza etmeli, başkalarını da kendinden muhafaza etmeli. Öksürme ve hapşırmalarımıza dikkat etmemiz de gerekmektedir."