ÖZEL HABER-Mehmet TÜRK
Diyarbakır'daki özel bir klinikte görev yapan Psikolog Melih Berat Aytek, yeni eğitim-öğretim yılı başlamasıyla birlikte ailelerin, çocuklarına karşı tavrı, yaklaşımı konusunda önemli uyarılarda bulundu. Aradan sonra okula başlayan çocukların 3 ila 10'uncu günden sonra okula uyum sağladığını belirten Psikolog Aytek, özellikle okula yeni başlayan yada ana okula yeni gidecek çocuklara yönelik ebeveynlerin hassasiyet içerisinde yaklaşması gerektiği uyarısında bulundu.
"DÜZENLİ EV RUTİNİ OLUŞTURMAK GEREKİR"
Anaokulu ve okula uyum sürecinin her çocuk için farklı gelişebileceğine dikkat çeken Psikolog Melih Berat Aytek, "Anaokuluna başlama ve okula uyum süreci her çocuk için farklı gelişebilir. Çocuklarımızın oryantasyon sürecini genelde 3 ve 10'uncu günleri arasında sağlıklı bir şekilde tamamlamaları beklenir fakat 1 aya kadar uzaması da olağan bir durumu gösterir. Bu süreçte ailelerin çocuklarının uyum süreçlerini sağlıklı bir şekilde atlatmalarına yardımcı olmak için çocuğun duygularına önem vermeleri, net olup çocuğa okulla ilgili sorumlulukları almasında yardımcı olmaları, öğretmenleriyle doğru ve sağlıklı iletişim kurmaları gerekmektedir. Çocuk okuldan geldiğinde ona günüyle ilgili sorular sormaları ve çocuğa saygı duyarak dinlemeleri, düzenli ve sakin bir ev rutini oluşturmaları gerekir" dedi.
"ÇOCUĞUN ÖZGÜVENİ DESTEKLENMELİ"
İlk kez okula başlayan çocuklar için durumun çok daha zor olduğuna değinen Aytek, şunları söyledi: "İlk kez okula başlayan çocuklar içinse bu durum çok daha zordur. Online eğitim sürecinde evlere kapalı kalmaktan sıkılan, arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi özleyen çocukların aksine ilk kez okula gidecek çocukları büyük bir bilinmez beklemektedir. Okul öncesi dönemde çevreye nasıl uyum sağlayacağını genelde ailesinden öğrenen çocukların önünde yeni bir pencere açılıyor. İlk kez evden ayrılmayı da ifade eden yeni okul dönemi; hem çocuklar, hem de anne babalar için ayrı önem taşımaktadır. Bu süreci çocuk için daha kolay hale getirmekse, eğitimcinin olduğu kadar, ailenin de görevi oldukça fazladır. Çocuğa bu dönemde temel alışkanlıkları kazandırmak, okul fobisini yenmesini sağlamak, özgüvenini desteklemek, kaygılarını anlayarak çözümlemek ancak aile ve eğitimci iş birliği ile mümkün oluyor. Çocukların hem öğretmenleriyle, hem de okulda bir araya geldikleri akranlarıyla kuracakları iletişimin kalitesi de, aile sayesinde şekilleniyor. Çocuğun ebeveynleri ile sağlıklı ilişkilere sahip olması, okula uyum sürecini büyük ölçüde etkilerken, öğretmen ile ebeveyn arasındaki iletişim de bu gelişim sürecinde etkili oluyor."
OKULA GİTMEK İSTEMEYEN ÖĞRENCİLERİN NELER YAPAR?
Okula karşı uyum sorunu taşıyan çocukların, davranışlarıyla ilgili örnekler veren Psikolog Aytek, ailelerin bu konuda hassas olması gerektiğine işaret ederek, "Okula karşı uyum sorunu taşıyan çocuklar, genelde okula gitmek istemediğini sık sık şakayla karışık da olsa dile getirir. Uyku saatini geçirmeye çalışır, uykuya geçmekte zorluk çıkarır, sıklıkla okula gitmemek için çeşitli pazarlıklar yapar; 'okula gitmezsem odamı toplarım' gibi, sabah yataktan kalkmak istemez Çok yavaş hareketlerle ve söylenerek hazırlanır, okul saati yaklaşınca karın ağrısı, mide bulantısı, baş ağrısı gibi rahatsızlıklardan şikayet etmeye başlar. Bunlar gibi kaçınma davranışı gösterirler. Bu davranışları önlemek için çocuğa onun evin içindeki sorumluluğunun okula gitmek olduğunu hatırlatmak, öğretmenleriyle beraber çocuğun uyum sürecini izlemek ve takip etmek, evin içinde çocuğa uyku saatini düzenlemesi konusunda yardımcı olmak gerekir. Bu gibi yöntemler ile çocuğun bu süreci daha sağlıklı atlatması hedeflenebilir" ifadelerini kullandı.
"ÇOCUĞUN YANINDA KAYGILI KONUŞMAKTAN KAÇININ"
Ebeveynlerin, öğretmenlere yüzde 80 oranla daha sorumlu davranması gerektiği uyarısında bulunan Psikolog Melih Berat Aytek, ailelere şu uyarılarda bulundu:
"Yine aynı zamanda anne ve babanın okul veya öğretmenle ilgili kaygıları varsa, çocuğun yanında bunlardan bahsedilmemeli. Ebeveynlerinin güven duymadığı bir durumda, o da güven duymayacaktır. Böyle bir durumda aile, okul ile daha sık iletişim kurmalıdır. Anne babanın, 'bebek misin sen büyüdün artık' gibi söylemlerden uzak durması gerekir. Bu söylemler çocukta özgüven eksikliği yaratabilir. Bu da hem okula uyum süreci, hem de arkadaşları ile arasında ki bağların zayıflamasına yol açar. Yani bu süreçte sorumluluğun bana göre yüzde 80'i ailede, kalan yüzde 20'si ise öğretmen ve ailenin öğretmen ile olan iletişiminde bitmektedir. Unutmayalım çocuklarımız, bizler için sürekli sulamamız ve iyi bakmamız gereken bir ağaçtan farksızdır. Çünkü o ağaca nasıl baktığımız, o ağacın gelecekte bize vereceği meyvenin kalitesini belirler."
