ÖZEL HABER/Güneş OCAĞA-Ceren AKYIL
Güneydoğu Anadolu Belediyeler Birliği (GABB), Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Silvan, Hani, Kulp, Dicle ve Eğil ilçe belediyeleri ile Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) arasında sağlanan iş birliği kapsamında, beş kırsal ilçede mandıralar kurulacak. Kurulacak mandıraların, kırsal bölgelerde hayvansal üretim yapan kadın üreticiler tarafından oluşturulacak kooperatifler aracılığıyla işletilmesi planlanıyor.
KADINLAR KENDİ ÜRÜNLERİNİ PAZARLAMA İMKANI BULACAK
DTSO Genel Sekreter Yardımcısı Meryem Özdemir Ok, yerelde sağlanan bu işbirliği ve kurulacak mandıralar ile ilgili gazetemiz Güneydoğu Ekspres'e konuştu. Ok, Diyarbakır’da üretilen peynirlerin yaklaşık yüzde 50’sinin kadınlar tarafından üretildiğini belirterek, proje kapsamında kadın üreticilerin ortaklaşarak kendi markalarını oluşturarak ürünlerini pazarlama imkanı bulacağını söyledi.

"PROJE ÖNEMLİ BİR ADIM OLACAK"
Diyarbakır’da yerel üretimi destekleyecek bu projenin, hem kırsal ilçelerde istihdamın sağlanması, hem yerel ürünlerin üretiminin sürdürülmesi ve markalaşması açısından önemli bir adım olacağını ifade den Ok, projenin oluşum fikrinin daha önce yapılan peynir envanteri ve coğrafi işaret stratejisi çalışmalarıyla ortaya çıktığını şöyle anlattı:
"Diyarbakır’da daha önce hazırladığımız 'Diyarbakır Peynir Envanteri' ve 'Bütüncül Coğrafi İşaret Stratejisi’nde kentte üretilen peynirlerin yarısının kadınlar tarafından üretildiği ve peynir üretiminde kullanılan geleneksel yöntemlerin ve özgün üretimlerin azalmaya başladığı ortaya konulmuştu. Köylerde kadınlar, kuşaktan kuşağa aktarılan bilgi ve deneyimlerle farklı üretim yöntemleriyle peynirler üretiyorlar. Bu peynirler hem yöreye özgü tatlarıyla hem de geleneksel üretim biçimleriyle bölgenin kültürel mirasının önemli bir parçasını oluşturuyor. Ancak bu üretimlerde yer alan kadınların emekleri görünmüyor. Kadınlar ürünlerini pazara aracılar üzerinden sunuyor ve emeklerinin karşılığını yeterli düzeyde alamıyorlar."

"PEYNİRLERİN YÜZDE 50'Sİ KADINLAR TARAFINDAN ÜRETİLİYOR"
Bu projede kadınların peynir üretimindeki rolüne odaklandıklarını ve görünür kılmayı hedeflediklerini belirten Ok, "Örgü peyniri için çalışan mandıralar ve bazı işletmeler var. Ama salamura peynirlerinin tamamını hala evlerde kadınlar yapıyor. Evlerde üretilen peynirler ya aracılar üzerinden ya da kendi imkanlarıyla kent merkezine getirilerek satışa sunuluyor. Bizim için kritik olan şuydu, eğer peynir meselesine odaklanmak istiyorsak, kadınların peynir üretimindeki görünmeyen emeğine ve sahip oldukları üretim bilgisine odaklanmamız gerekiyordu" dedi.
"HAYVANCILIK VE MERA ALANLARI KORUNACAK"
Kentte hayvancılığın ve mera alanlarının korunması gerektiğine de vurgu yapan Ok, şöyle devam etti: "Diyarbakır küçükbaş hayvan sayısı açısından Türkiye'de 3. sırada yer alıyor. Yaklaşık 2 milyon 300 bin keçi ve koyun varlığına sahip. Küçükbaş hayvanlar meradan besleniyor. Yoğurt ve peynire aromasını veren, farklı ve özgün kılan da meradan beslenen küçükbaş hayvandan ile elde edilen sütler. Bu üretimin tüm süreçlerinde de kadınların emeği var. Ancak bu üretim biçimi de hem mera alanlarının azalması, hem küçükbaş hayvancılığın zorlukları, hem de aile işletmeciliği ile yapılan bu üretimden elde edilen gelirin düşük olması ve kırsaldaki koşullar nedeni ile gittikçe azalıyor. Bu üretimi korumak ve sürdürmek oldukça önemli. Diyarbakır süt ürünlerinin özgünlüğü de buradan geliyor. Bu alandaki özgünlüğü korumak için kırsal alanlardaki üretimi sürdürülebilir çalışmalar ile desteklemek gerekiyor. Bizler hala kırsal alanda üretilen gıdalar ile besleniyoruz ve kent merkezi ile kırsal alanlar arasındaki ilişki hala pek çok büyük şehre göre oldukça güçlü. Bu önemli bir avantaj. Yine gittikçe artan gıda fiyatları, gıda enflasyonu ve bizleri bekleyen gıda krizleri var. Yerelde gıda üretimini korumamız gerekiyor.”

"HEDEF, HER BİR MANDIRA DA EN AZ 15 KADININ ORTAK ÜRETİMİNİ SAĞLAMAK"
Öncesinde saha çalışmasını gerçekleştireceklerini dile getiren Ok, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Seçilen ilçeler sosyo-ekonomik açıdan 973 ilçe içinde son sıralarda yer alan ilçeler. Türkiye’de 973 ilçenin sosyo-ekonomik sıralamasına baktığımızda Silvan 852, Kulp 935, Dicle 941, Eğil 951, Hani ilçesi ise 965. sırada yer alıyor. Bu şu demek; kırsalda sosyal, kültürel ve ekonomik yaşam koşulları oldukça kötü. Elbette bu sorun salt ekonomik yatırımlar ile çözülemez. Ancak sürdürülebilir ekonomik yatırımlar, kırsalda gelir elde etme koşullarının arttırılması ve özellikle kadınların güçlendirilmesi için oldukça kritik. Üretim için oluşturulan ortak mandıraların her birinde en az 15 kadının bir araya gelmesi ve üretimi birlikte yapması planlanıyor. Yine kadınların kuracağı kooperatiflerin proje ortağı kurumlar ile eşit ve demokratik bir şekilde işbirliği sağlayarak üretimini sürdürmesi hedefleniyor.“
"ÖNCELİK YEREL PAZARLAR"
Önceliğin yerel pazarlar olduğunu ifade eden Ok, "Tabi mandıralar kurulurken üretilecek ürünler, iş modeli ve satış pazarlama süreçleri de planlanacak. Üretilen ürünlerin öncelikle yerel pazarlara sunulması hedefleniyor. Yani hali hazırda kadınlar tarafından pazara sunulan ürünlerin daha özgün çeşitlerde, üreticilerin markası ile ve belirli standartlarda pazara sunulması sağlanacak. Tabi burada üretici kadınların mandırayı kullanımı, mandırada üretimde ortaklaşmaları, ortak bir kooperatif kurmaları, dayanışma içinde üretimlerini ortak bir marka ile pazara sunmaları ve tüm bu aşamaların tamamında kadınların olması, emeklerinin görünmesi, salt ekonomik değil sosyal açıdan da güçlenmeleri ve kültürel değerleri de sürdürmeleri hedefleniyor. 5 kırsal ilçede 5 mandıranın bir araya gelmesi, ihtiyaç halinde bu yatırımların arttırılması ve diğer ilçelerde de yaygınlaştırılması diğer bir hedef. Tabi üretilen ürünlerin zamanla farklı pazarlara ulaştırılması da önemli" dedi.

"İŞBİRLİĞİ AÇISINDAN ÖRNEK BİR MODEL”
Çalışmanın 8 kurum işbirliğinde gerçekleştirildiğini belirten Ok, “Yerel ihtiyaçlara yereldeki kurumların beklemeden, kendi kapasiteleri ve imkanlarını bir araya getirerek çözümler üretmesi açısından model bir çalışma olacak. İlk kez bu kadar sayıda kurum böyle bir çalışma için bir araya geliyor ve öz kaynaklarını bir araya getirerek çözümler üretiyor. Bu açıdan oldukça değerli ve yeni çalışmaların da bu tür işbirlikleri ile geliştirilmesini teşvik edecek. Aynı zamanda kurulacak mandıralarda üretilen ürünlerin yine kurumlar tarafından satış ve pazarlama süreçlerinin desteklenmesi için de planlama yapılıyor. Yani kurumların işbirliğinde analiz, fizibilite, yatırım, iş modelinin geliştirilmesi, sürdürülebilir üretimin sağlanması ve pazara sunum ile ilgili tüm aşamaların planlanması ve uygulanması hedefleniyor. Bu yaklaşımda bütüncül ve sürdürülebilir yatırımların geliştirilmesi açısından model olacak” dedi.


