ÖZEL HABER-Güneş OCAĞA

Diyarbakır’daki İçkale Açık Hava Müzesi’nin bahçesine sırtında çekçek arabasıyla taşıdığı sebzeleri bırakan adam, bir süre Roma döneminden kalma devasa sütunlara gözlerini dikip uzun uzun bakarak, tarihin derinliklerinde kayboldu. O anın büyüsüyle, o eski taşların yine insan emeğiyle inşa edilmiş olmasına hayretle şahitlik etti.

FOTOĞRAFLADIĞI ANIN DUYGUSUNU ANLATTI

O anı fotoğraflayarak ölümsüzleştiren Müze Müdürü Müjdat Gizligöl, fotoğrafın duygusunu şu şekilde ifade etti:

“Arkada medeniyetlerin gücü, sanatı ve kalıcılığı, önde ise ortaçağdan kalma teknolojiyle yaşam mücadelesi veren bir yaşlı adam. Eğer bu fotoğrafa bir isim verecek olsam, ona ‘Taşınan Zaman’ derdim.

“GELECEĞE YETİŞMEYE ÇALIŞAN BİR YAŞLI”

Sırtında çağlar öncesinden kalma bir araç ve ağır yüküyle geleceğe yetişmeye çalışan yaşlı adam, zamanın ve emeğin iç içe geçtiği bir simge haline geliyordu.

Diyarbakır'da takla atan araç refüje uçtu: 1 yaralı
Diyarbakır'da takla atan araç refüje uçtu: 1 yaralı
İçeriği Görüntüle

“BİR YANDAN TARİH, BİR YANDAN AĞIR YÜKÜ”

Bir elinde, binlerce yıl öncesinin kalıntıları, diğer elinde ise kendi gününe ait ağır yüküyle bir çelişki içinde yaşıyor. Bir yanda kral Sargon, tanrıça Nike, Kibele, Sin Tanrısı ve onların gücüne sahip tanrılar; diğer yanda sadece günlük yevmiyesini kazanmayı amaçlayan yoksul bir adam. Bir yanda, binlerce yıl önce yontulmuş muazzam heykeller; diğer yanda ise günbegün yıpranan, giderek eksilen bir insan figürü. O krallar, tüm dünyanın hakimi ve ölümsüzlükle taçlanmışken, bu emekçi sadece var olma mücadelesi veriyor. Yoksulluğun ve gücün evrenselliğini çok iyi yansıtan bir kare.

“ZAMANI TAŞIYORDU”

Müzeden çıkana kadar her ne kadar o tarihi eserlere baksa da, aslında baktığı kendi ağır yükü ve zorlu kaderiydi. Onun için taşınan yük değil, zamandı.”

Muhabir: Güneş OCAĞA