ÖZEL HABER/Güneş OCAĞA-Mehmet Rumet SOYLU
Diyarbakır’ın kırsal ilçesi Lice’de, fuhuş çetesinin genç kadınları hedef almasıyla yeniden gündeme gelen kentin kanayan yarası uyuşturucu, fuhuş ve çeteleşme sorununa karşı tepkiler büyürken, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları, kent geneli için ortak bir duruş sergiliyor. Gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e konuşan siyasi partiler ve STK temsilcileri, Diyarbakır’da giderek derinleşen bu sorunlara karşı birlikte mücadele çağrısı yaptı.
DEM PARTİ: SOKAKLAR VE ALANLAR BOŞ BIRAKILDI
8 yıl boyunca boş kalan sokak ve alanları bilinçli bir şekilde dolduran kişilerin gençleri fuhuş, uyuşturucu ve çeteleşmeye yönelttiğini ifade eden DEM Parti Diyarbakır İl Eş Başkanı Abbas Şahin, “8 yıl boyunca süren kayyumlardan dolayı sokaklar boş kaldı. Gençler kültür, sanat, sportif ve diğer sosyal aktivitelerden uzak kaldı. Parti olarak bizlere yönelik gerçekleşen operasyonlar nedeniyle, bizleri toplumsal sorunları çözmeden uzak tutmaya çalıştılar. Maalesef ki kentimizin geldiği hal gözler önünde. Boş kalan alanlarımız ve sokaklarımız dışarıdan bilinçli bir şekilde getirilen kişiler tarafından uyuşturucu, fuhuş ve çeteleşme sorunlarının yaratılmasına neden oldu. Gençlerin kentle politik anlamda bir bağının oluşmaması için, uyuşturucuya özellikle yönlendirme söz konusu oldu ve devam ediyor. Ayrıca uyuşturucuya ulaşabilmek için de farklı bir yöntem uyguluyorlar. O da fuhuş üzerinden para kazanmak ve o kazanılan para ile de uyuşturucuyu temin edebilme ve yaşamını idame etme gibi bir durum da söz konusu” dedi.

KENTİN EN YOKSUL İLÇESİ BAĞLAR’A DİKKAT!
Yoksullukla yaşayan eski Bağlar’a lüks ve pahalı araçların sıklıkla uğradığına dikkat çeken Şahin, “Mesela Bağlar, uyuşturucunun çok ciddi anlamda kullanılıp bulundurulduğu bir bölge. Gençleri siyasetten ve toplumsal yapıdan uzaklaştırılıp bilinçli bir şekilde uyuşturucuya yönlendirdiler. Buralarda ‘uyuşturucuyu kullanan’ ve ‘uyuşturucuyu temin’ eden diye iki kesim çıktı ortaya. Uyuşturucuyu temin eden kesim para kazanıp iyi koşullarda yaşarken, uyuşturucu kullanan gençler ise, toplumdan tamamen izole halde yaşamaya başlıyor. Sur’un tarihsel ve demografik yapısını değiştirip ortadan kaldırmak için böyle bir yöntem geliştirildi. Yenişehir’de, fuhuş neredeyse aleni yapılacak bir düzeye getirildi. Bağlar’da uyuşturucuya çok rahat bir şekilde ulaşılabilmenin yolu açıldı. Yoksullukla mücadele içinde yaşayan eski Bağlar’da lüks ve pahalı araçların sıklıkla uğraması bunun bir göstergesidir. Maalesef ki bir pandemi gibi topluma yayıldı. Ayrıca ekonomik olarak iyi durumda olmayan gençler, bu yoksulluklarını kapatmak için de uyuşturucuya yönelebiliyor. Uyuşturucu parası bulabilmek için de bu defa fuhuşa yönelim oluyor. Birbirini besleyen ve tetikleyen şeylerdir” ifadesinde bulundu.
LİCE’DE BÜYÜK BİR YÜRÜYÜŞ YAPILACAK
14 Aralık’ta Lice’de geniş katılımlı ve büyük bir yürüyüş yapmayı planladıklarını duyuran Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Diyarbakır merkez başta olmak üzere Lice’de ciddi çalışmalar başlattık. Birebir evlere gidip yüz yüze görüşmeler yapıyoruz. Gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda gördük ki bu durum bir karanlık el ile alakalıdır. Bu karanlık el, Diyarbakır’da gençlerin sosyal yaşam içinden ve siyasetten uzaklaştırılıp, tamamen ölü bir beyinle, itaatkar ve tepkisiz bir gençlik yaratmaya çalışıyor. Üzülerek belirtmem gerekir ki bunu bir nebze de olsa başardılar. Çıkmaz sokaklarda, metruk binalarda uyuşturucu kullanımı neredeyse 8-9 yaşlarına kadar indirdiler. Gittikçe nasıl ve neden yapıldığı ile alakalı ilerleyen zamanda basına daha önemli bilgiler yansıyacaktır. Hiç beklemediğiniz ve tanıdığınız herhangi birinin bile bu işlerde bulunduğuna tanık olabiliriz.”
“LİCE’YE ÖZELLİKLE DIŞARIDAN GETİRİLENLER VAR”
Lice’ye dışarıdan kişilerin getirildiğini iddia eden Şahin, “Ama biz sadece bir seçim partisi değil, toplumsal değişim ve dönüşümle de yakından ilgili olan bir partiyiz. 7 ay boyunca bir fizibilite çalışması yaptık. Çalışmalarımız olgunlaştı ve artık sahaya iniyoruz. İlk olarak da Lice’de çalışmalara başladık. Lice’deki görüşmelerimizde, ‘dışarıdan gelen kişilerin’ Lice’de çok fazla görünmeye başlandığı bilgisini sık sık alıyoruz. Bu uyuşturucu denilen illet v fuhuşun o yabancılar tarafından getirildiğinin altını çizen çok insanla karşılaştık. Lice’de bu durum son 3-5 yıl içinde meydana geldi. Lice için kullanılan bu ifade maalesef merkez ilçeler için de geçerlidir” diye kaydetti.
“SOSYAL AKTİVİTE ALANLARI VE REHABİLİTE MERKEZLERİ OLUŞTURULMALI”
Anne ve babaların uyuşturucu bağımlısı çocuklarını evde bağlamak zorunda kaldığına dikkat çeken Şahin, “Mahallelerde yaptığımız çalışmalarda gördük ki uyuşturucu bağımlısı çocuğunu evde bağlamak zorunda kalan aileler var. Anne ve babasından uyuşturucu almak için para isteyip para almayınca bu defa da onlara şiddet uygulayan gençler var. Bu illetin, mahalle ve yaşam alanlarına girilmesi mutlaka engellenmeli, kullanan insanların tespiti ve onların rehabilite edilmesi için her tür destek ve çalışmanın yapılması gerekiyor. Bu anlamda yerel yönetimlerimizin ‘sosyal faaliyet alanlarını’ bir an önce fazlalaştırarak gençleri kültür-sanat, spor ve diğer sosyal aktivitelere yönlendirmeli. Bu mücadele sadece bizimle olacak iş değil, toplumumuzun tüm kesimlerince yürüteceğim bir mücadele lazım” dedi.
AK PATİ: EN UFAK BİR TAVİZ BİLE İZİN VERİLMEYECEK
AK Parti olarak fuhuş, uyuşturucu ve çetelere karşı sahada olacaklarını ifade eden AK Parti Diyarbakır İl Başkanı Ömer İler, şunları ifade etti:
“Parti olarak uyuşturucu ve fuhuşla mücadele konusunu son derece ciddiyetle ele alıyor, toplumumuzun her kesimini derinden rahatsız eden bu sorunlara karşı kararlı bir duruş sergiliyoruz. Yakın zamanda Diyarbakır’ı ziyaret eden Sayın İçişleri Bakanımız, asayiş toplantısında Türkiye genelinde olduğu gibi Diyarbakır’da da bu konuda en ufak bir tavize dahi izin verilmeyeceğini açıkça ifade etmiştir. Devletin tüm imkanlarının seferber edildiğini, başta valilerimiz olmak üzere emniyet ve jandarma teşkilatlarına gerekli talimatların verildiğini belirtmiştir.

“AK PARTİ OLARAK EV EV, SOKAK SOKAK DOLAŞACAĞIZ”
Diyarbakır’da önceki gün gerçekleştirilen önemli bir operasyonla bir çete çökertilmiştir. Bu operasyonlar hız kesmeden devam edecek, bu suç odaklarının en kısa sürede tamamen ortadan kaldırılacağına olan inancımız tamdır. Diyarbakır İl Teşkilatı olarak, tüm yöneticilerimiz ve ilçe teşkilatlarımızla birlikte bugünden itibaren ev ev, hane hane, sokak sokak dolaşarak özellikle gençlerimizi ve ailelerimizi uyaracak, bilgilendirecek ve farkındalık çalışmaları yürüteceğiz.
“BU SORUN SADECE GÜVENLİK TEDBİRİYLE ÇÖZÜLMEZ”
Bu sorun, sadece güvenlik tedbirleriyle çözülebilecek bir konu değildir. Topyekün bir mücadele gerektiriyor. Milli Eğitim’den Diyanet’e, tüm kurumlarımızın sorumluluk alanına giren yönleri vardır. Ancak her şeyden önce ailelerimizin bilinçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Ne yazık ki sosyal medya üzerinden gençlerimizin ve çocuklarımızın ahlaki yapısını bozmaya yönelik girişimlerin arttığını biliyor ve görüyoruz.
“TOPLUMUN TÜM KESİMİNİ DUYARLI OLMAYA DAVET EDİYORUZ”
Uyuşturucu ve fuhuş gibi meselelerin emniyet birimlerinin müdahalesini gerektirecek noktaya gelmesi, aslında işin son aşamaya geldiğinin bir göstergesidir. Bu nedenle mesele bu boyuta varmadan önce, koruyucu hekimlik anlayışıyla, gerekli tüm tedbirlerin alınması şarttır. Anne babalarımız başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerini duyarlı olmaya davet ediyoruz. Parti olarak sahada olacağız, vatandaşlarımızla birebir temas kuracağız ve bu mücadelede çalınmadık kapı bırakmayacağız. Gençlerimizi korumak, ailelerimizi bilinçlendirmek ve toplumumuzu tehdit eden bu sorunları tamamen ortadan kaldırmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.”
CHP: KENT ESİR ALINMIŞ, DİYARBAKIR SAHİPSİZ DEĞİL
Madde bağımlılığı ve uyuşturucunun kenti esir aldığını vurgulayan CHP Diyarbakır İl Başkanı İsmail Akyıl, “Diyarbakır’ı son dönemde adeta esir alan uyuşturucu kullanımına karşı sessiz kalmamız mümkün değildir. Bu sorun sadece bir güvenlik meselesi değil, aynı zamanda gençliğimizi, ailelerimizi ve geleceğimizi hedef alan derin bir toplumsal krizdir. Uyuşturucu kullanımının yaşının düştüğü bu dönemde önleme çalışmaları yetersiz, rehabilitasyon hizmetleri sınırlıdır. Gençlerimiz adeta kaderine terk edilmiştir” dedi.

Tüm kurumların acilen daha etkin bir mücadele hattına geçmesi gerektiğine dikkat çeken Akyıl, “Devletin tüm kurumlarını acilen daha etkin mücadeleye, yerel yönetimleri ve sivil toplum kuruluşlarını ortak çözümler üretmeye çağırıyoruz. CHP olarak, gençlerimizi bu karanlıktan kurtaracak sosyal, kültürel ve rehabilite edici politikaların hayata geçirilmesi için sürecin takipçisi olacağız. Diyarbakır sahipsiz değildir. Çocuklarımızın geleceğini uyuşturucuya teslim etmeyeceğiz” diye kaydetti.
HÜDA-PAR: TOPLUMUMUZU ÇÜRÜTEN ORGANİZE BİR SALDIRDIR
Gençleri hedef alan fuhuş, uyuşturucu ve çetelerin kentte daha görünür hale geldiklerini ifade den HÜDA-PAR Diyarbakır İl Başkanı Zeynul Abidin Gülsever, “Diyarbakır, kadim İslam medeniyetinin izlerini taşıyan, ahlakı ve onuru yüksek bir şehirdir. Fakat bugün özellikle gençlerimizi hedef alan uyuşturucu çeteleri, fuhuş şebekeleri ve organize suç yapılarının şehirde daha görünür hale geldiğini hepimiz biliyoruz. Bu mesele basit bir asayiş sorunu değildir; bu, neslimizi ifsat etmeye, toplumumuzu çürütmeye yönelik organize ve çok yönlü bir saldırıdır” dedi.

“HÜDA PAR OLARAK KONUYU CİDDİYE ALIYORUZ”
Parti olarak özel bir çalışma yürüttüklerini dile getiren Gülsever, “HÜDA PAR olarak konuyu çok ciddiye alıyoruz ve sadece il teşkilatımız değil, HÜDA PAR Genel Merkezimiz de özel bir çalışma yürüterek meseleyi yakından takip etmektedir. Hem sahada hem masada hem de kamuoyu nezdinde güçlü bir mücadele ortaya koyuyoruz” diye konuştu.
Bu yapılarla mücadele etmenin ahlaki bir sorumluluk olduğuna değinen Gülsever, “Şunu ifade edeyim; uyuşturucu ve fuhuş dosyasında göz yuman, işbirliği yapan, sırtını koruyan kim olursa olsun üzerine gidilmesi gerektiğini defalarca açıkladık. Bizim için bu yapılarla mücadele bir siyasi slogan değil, bir ahlaki sorumluluktur” diye kaydetti.
MADDE MADDE SIRALADI
Sadece polisiye tedbirlerle sorunların çözülmeyeceğini vurgulayan Gülsever, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu sorunların çözümü için yapılması gerekenler sadece polisiye tedbirler değildir. Kökü kurutulmadan dalları temizlemekle bir yere varılmaz.
Birincisi, çete ve rant ağlarının siyasi koruma mekanizmaları tamamen dağıtılmalıdır. Görüyoruz ki bazı yapılar yıllardır korunuyor, üstüne gidilmiyor, şehir bu çürümeyi sürekli taşıyor. Diyarbakır’ın kaderi birkaç kirli insanın insafına bırakılamaz.
İkincisi, gençlere alternatif imkanlar sunulmalı, işsizlik ve umutsuzluk bataklığı ortadan kaldırılmalıdır. Genç, üretimle buluştuğunda uyuşturucunun kapısından girmez.
Üçüncüsü, aile kurumunun korunması, çocukların manevi ve ahlaki eğitimlerinin güçlendirilmesi zorunludur. Bu şehir imanıyla, iffetiyle ayakta kalmış bir şehirdir; bu değerler zayıfladıkça suç örgütleri güçlenir.
Dördüncüsü, mahalle merkezli koruma ağı kurulmalıdır. Kanaat önderleri, camiler, STK’lar, imamlar ve yerel idare birlikte hareket etmelidir. Diyarbakır’ın sosyolojik yapısına en uygun yöntem budur.
Beşincisi ve en önemlisi, toplumun manevi direncini artıracak çalışmalar gereklidir. İman ve ahlak güçlendiğinde fitne odakları zemin bulamaz.”
“KENTİ KİRLETEN ÇETELERE KARŞI SUSMAYACAĞIZ”
Kenti kirleten çetelere karşı susmayacaklarını vurgulayan Gülsever, “Bu gençleri zehirleyen yapılara karşı geri adım atmayacağız. Diyarbakır’ı ahlaksızlığın, uyuşturucunun, çete rantının üssü yapmak isteyen her türlü yapıya karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz. HÜDA PAR olarak yalnızca konuşmuyoruz; sahada da çalışıyoruz. Bu kapsamda bu pazar günü saat 19.00’da Selahaddin Eyyübi Camii Konferans Salonu’nda “Madde Bağımlılığı ve Çözüm Yolları” başlıklı geniş katılımlı bir panel düzenliyoruz. Tüm halkımızı bu önemli programa davet ediyorum. HÜDA PAR Genel Merkezimiz de bizzat bu panel için özel bir çalışma yürütüyor. Bu mesele bizim için sıradan bir gündem değil, şehrin geleceğini koruma mücadelesidir. Allah’tan dileğimiz; bu şehri her türlü kötülükten, özellikle de neslimizi hedef alan uyuşturucu ve ahlaksızlık fitnesinden muhafaza etmesidir.”
ŞIYAR BE PLATFORMU: SORUNLARIN ARTTIĞI BİR DÖNEMDEYİZ
Şiyar Be Uyuşturucu İle Mücadele Platformu Eş Sözcüsü Murat Kan ise, “Genel anlamda bireysel ve toplumsal şiddetin arttığı, uyuşturucu, fuhuş ve kumar gibi olgu ve bağımlılık yaratan nesnelerin fazlalaştığı bir dönemi yaşamaktayız. Biz Şiyar Be Uyuşturucu İle Mücadele Platformunu tam da bu gerçekliği gören bir yerden bir toplumsal savunu olarak kentin farklı dinamiklerinden bir araya gelen bir grup aktivist olarak kurduk. Amacımız başta uyuşturucu ve onun varyantları olarak nitelediğimiz kimi bağımlılık yaratan nesnelere karşı bir toplumsal farkındalık ve bilinç yaratmaktı. Bu amacımız uzun erimli ve süreklilik kazanması gereken bir amaçtı. Kısmen bu amacımıza da ulaştık diyebiliriz. Ancak hedeflediğimiz yerdeyiz de diyemiyoruz” dedi.

“BU SORUN KENTİN VE HALKIN ORTAK SORUNUDUR”
Fuhuş ve uyuşturucuya karşı ciddi bir mesafe aldıklarını da vurgulayan Kan, “Bu konuda kentin bütün dinamiklerinde ve halkın kendisinde bir duyarlılıkta gelişti. Farklı siyasal yapı ve çevrelerden de bu konuya dair eylemsellikler oldu. Ancak bütün bunlar bu sorunu çözmeye yetecek seviye de mi? Değil. Daha fazla mücadele edilmesi gerekiyor. Daha fazla duyarlılık gerektiriyor bu konular. Bu sorun bir grup aktivistin sorunu değil. Kentin ve halkın ortak sorunu. Biz halkın kendisinin bu sorunun çözümünde sorumluluk alması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle yaptığımızın bir toplumsal savunu olduğunu söyledik sürekli. Bu sorunun çözümü halkın kendisinde. Bu karanlık tabloyu hep beraber tersyüz edebiliriz. Çeteciliğin yaşamın her alanına sirayet ettiği yoksulluğun ve yoksunluğun en yalın haliyle yaşama ve ilişkilere yansıdığı bu dönemde halkın kendisinden başka kurtuluşu yoktur. Kuşkusuz ki biz bu işe öncülük yapmaya devam edeceğiz ama halkın sorumluluk alması ve öncülük yaparak bu sorunları çözme iradesini ortaya koyması gerekiyor” diye kaydetti.
“BİRÇOK ZEMİNDE SORUNA YAKLAŞILMALIDIR”
Sadece tedavi eksenli değil aynı zamanda kültürel, ahlaki, ekonomik ve politik zeminde bu soruna yaklaşılmalı ve çözüm konusunda bu faktörler esas alınması gerektiğine işaret eden Kan, “Şiyar Be Uyuşturucu ile Mücadele Platformu başta olmak üzere Bağımlılık İle Mücadele Koordinasyonu gibi kurumların oluşturduğu yol haritalarına ve etkinliklerine destek olunarak genel bir strateji oluşturulmalı. Çetelere karşı örgütlü bir toplum oluşturularak sorunun halkın kendi sorunu olduğuna dair bir bilinç oluşturulmalı, sorunun çözümü için oluşturulmuş mekanizmalarla ortak hareket edilmelidir. Aileler bu konuda birer eğitim alanına dönüştürülerek bu konuya dair bir toplumsal bilinç ve farkındalık yaratılmalıdır” diye belirtti.





