Tarih boyunca Mezopotamya’nın en verimli ovalarına ev sahipliği yapan Diyarbakır, mor rengi ve kendine has aromasıyla öne çıkan Boğazkere Üzümü ile tanınıyor. Şehrin iklimi ve toprak yapısı sayesinde benzersiz bir lezzet kazanan bu üzüm, hem sofralık olarak hem de çeşitli yöresel ürünlerin yapımında değerlendiriliyor. Mor-siyah rengi ve hafif buruk tadıyla ayırt edilen Boğazkere, yüzyıllardır Diyarbakır kültürünün ve tarımsal geleneğinin önemli bir parçası olmayı sürdürüyor.
Üzüm, adını aldığı Boğazkere çeşidinden geliyor ve “boğazı gıcıklayan buruk tat” anlamına gelen ismiyle karakteristik yapısını da yansıtıyor. Özellikle pekmez, pestil, sucuk, şıra ve kesme gibi geleneksel ürünlerin yapımında vazgeçilmez bir yere sahip.
COĞRAFİ İŞARETLE TESCİLLİ BİR DEĞER
Boğazkere Üzümü’nün değeri sadece lezzetinden ibaret değil. 2016 yılında Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından coğrafi işaret tescili alan bu özel tür, artık resmi olarak da Diyarbakır’ın markalaşan tarım ürünlerinden biri. Bu tescil, hem üreticilere koruma sağlıyor hem de tüketiciye güven veriyor.
Uzmanlar, tescilin bölge ekonomisine büyük katkı sunduğunu belirtiyor. Çünkü bu sayede Diyarbakır Boğazkere Üzümü, yalnızca yerel pazarda değil, ulusal ve uluslararası arenada da bilinir hale geldi. Üreticiler, modern teknikleri geleneksel bilgiyle harmanlayarak kaliteyi artırmayı amaçlıyor.
SAĞLIK DEPOSU MOR MUCİZE
Boğazkere üzümü, yalnızca bir tarım ürünü değil, adeta bir sağlık kaynağı. Antioksidan bakımından zengin olan bu üzüm, bağışıklık sistemini güçlendiriyor, kalp sağlığını destekliyor ve enerji veriyor. İçerdiği doğal bileşenler sayesinde vücutta detoks etkisi yaratırken, kansere karşı koruyucu rol oynadığı da uzmanlarca dile getiriliyor.
Giderek artan sağlık bilinciyle birlikte, Boğazkere’ye olan talep de yükseliyor. Hem iç pazarda hem de ihracatta tercih edilen bu ürün, sağlıklı yaşam trendinin önemli bir parçası haline gelmiş durumda.
ÜRETİCİLERİN EMEĞİ, KÜLTÜRÜN DEVAMI
Diyarbakırlı üreticiler, bağcılıkta köklü bir geçmişe sahip. Boğazkere üzümünü yetiştirirken geleneksel yöntemleri modern tarım teknikleriyle birleştiriyorlar. Bu sayede hem verim artıyor hem de kalite korunuyor. Tarım il müdürlükleri ve yerel yönetimler, genç çiftçilere yönelik eğitim programlarıyla bu geleneğin gelecek nesillere aktarılmasını destekliyor.
Bağ bozumu zamanı geldiğinde ise Diyarbakır adeta bir şenlik havasına bürünüyor. Yerel festivaller ve bağ bozumu etkinliklerinde Boğazkere Üzümü’nün önemi bir kez daha hatırlatılıyor. Bu etkinlikler, hem turizme hem de yerel ekonomiye canlılık kazandırıyor.
DİYARBAKIR’IN LEZZET HARİTASINDAKİ PARLAK YILDIZ
Bugün Diyarbakır’a yolu düşen her ziyaretçi, Boğazkere Üzümü’nü tatmadan dönmüyor. Şehrin gastronomi duraklarında bu özel üzümden yapılan ürünler özenle sunuluyor. Yerel şarap üreticilerinden geleneksel pekmez atölyelerine kadar birçok işletme, Boğazkere sayesinde yeni bir ivme kazanmış durumda.
Uzmanlar, bu ürünün sadece bir meyve değil, Diyarbakır kültürünün yaşayan bir simgesi olduğunu vurguluyor. Boğazkere Üzümü, yüzyıllardır süregelen tarımsal bir geleneğin bugüne uzanan en lezzetli kanıtı olarak görülüyor.
