Diyarbakır’ın en uzak ilçesi olan Kulp, Yontma Taş Devri’nden günümüze uzanan binlerce yıllık bir tarih barındırıyor. İlçeye yaklaşık 128 kilometre mesafede yer alan bu kadim topraklar, hem arkeolojik hem de kültürel açıdan Anadolu’nun en zengin yerleşim alanlarından biri olarak kabul ediliyor. Kulp’un Taşköprü köyündeki Kanika Mağaraları ve İnkaya Mağarası, Yontma Taş Devri’ne ait insan yaşamının somut kanıtlarını taşıyor.

Bu mağaralarda yer alan mezar evleri, o dönemin yaşam biçimine ışık tutarken, bölgedeki çivi yazılı Büyükkaya kalıntıları da Mezopotamya uygarlıklarıyla olan bağlantısını gözler önüne seriyor.Coğrafi konumu sayesinde tarih boyunca Sümerler, Urartular, Medler, Persler, Romalılar ve Araplar gibi pek çok uygarlığın hâkimiyetine giren Kulp, bugün de bu uygarlıkların izlerini taşımaya devam ediyor.

DOĞANIN VE TARİHİN BULUŞTUĞU VADİ: TAŞ KÖPRÜ (GELÎYÊ GODERNÊ)

Diyarbakirin Incisi Geliye Goderne Tas Kopru

Kulp’un en dikkat çekici simgelerinden biri de Taş Köprü. İlçe merkezine yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta bulunan bu yapı, II. Abdülhamit döneminde inşa edilmiş ve mimarisiyle Malabadi Köprüsü’nü andırıyor. Sarım Çayı’nın üzerindeki bu köprü, sadece bir ulaşım aracı değil, aynı zamanda binlerce yıllık uygarlıkların kesişim noktası.

Tas Kopru9Jpeg

Yaz aylarında Diyarbakır halkının en çok ziyaret ettiği doğal alanlardan biri olan Gelîyê Godernê Vadisi, yüksekliği 200 metreye ulaşan kayalıkları ve yemyeşil dokusuyla büyüleyici bir manzara sunuyor. Vadinin çevresinde, hâlâ ayakta kalmayı başaran Ermeni yerleşim kalıntıları ve gizemli mağaralar, tarih meraklılarını zamanda yolculuğa çıkarıyor.

KEFRUM KALESİ VE EFSANEVİ DEREBEYİ KULPO’NUN HİKAYESİ

Kefrum Kalesi

Kulp’un geçmişine dair anlatılan efsanelerden biri de Keferun (Kafron) Kalesi’nde yaşayan Kulpo adlı derebeyine dayanıyor. İlçenin isminin de bu kişiden geldiği rivayet ediliyor. Bizans dönemine kadar uzanan bu kale, Eyyubilerden Artuklulara kadar birçok medeniyetin egemenliğinde kalmış.

Diyarbakır kültür yolu festival başladı
Diyarbakır kültür yolu festival başladı
İçeriği Görüntüle

Diyarbakirda Turistlerin Yeni Rotasi Kefrum Kalesi

Kalenin çevresinde yer alan iki derin kuyu, geçmişte biri sarnıç, diğeri ise zindan olarak kullanılmış. İlginç biçimde yağmur yağdığında dolan bu kuyuların çevresinde yetişen uzun otların, burada yaşamış Atabeyliler tarafından dikildiği düşünülüyor. Bu otlar, bölgeye özgü yapısıyla dünyanın başka hiçbir yerinde görülmüyor. Her taşında bir sır gizli olan bu kale, Kulp’un tarihsel derinliğini gözler önüne seriyor.

DOĞANIN KALBİNDE BİR KÜLTÜR MOZAİĞİ: TELLİ AĞA KÖŞKÜ VE HAGOP KİLİSESİ

Diyarbakirda Yontma Tas Devrinin Izlerini Tasiyan Ilce Hangisi 22

Kulp sadece tarih öncesi dönemlerle değil, yakın geçmişin mimari miraslarıyla da öne çıkıyor. Karakulak Köyü sınırlarında bulunan Hagop Kilisesi, 1670 yılında inşa edilmiş ve daha sonra Telli Ağa ile Abdül Ağa kardeşler tarafından konut olarak kullanılmış. Bu yapı, hem Ermeni mimarisinin hem de Osmanlı taş işçiliğinin etkileyici bir birleşimini yansıtıyor.

Köşkün hemen altında küçük bir şelale ve doğal bir havuz bulunuyor. Hasandin Dağı’nın eteklerinde yer alan bu alan, doğayla iç içe geçmiş tarihi dokusuyla ziyaretçilerine hem huzur hem de hayranlık veriyor. Kulp’un bu bölgesi, tarih severlerin yanı sıra doğa fotoğrafçıları için de adeta bir açık hava stüdyosu.

ARICILIĞIN VE DOĞAL YAŞAMIN BAŞKENTİ

D S C05799

Kulp sadece tarihiyle değil, doğal üretimiyle de bölgenin dikkat çeken merkezlerinden biri. Volkanik arazisi tarıma elverişli olmasa da, bal üretimi, ipek böcekçiliği ve hayvancılık ilçenin temel geçim kaynakları arasında yer alıyor. İlçede üretilen bal, doğallığı ve aromasıyla Güneydoğu Anadolu’nun en lezzetli balları arasında gösteriliyor. Dut ağaçlarının bol olması nedeniyle ipek böcekçiliği de gelişmiş durumda. Türkiye genelinde üçüncü sırada yer alan Kulp, bu yönüyle de adını yaşatmayı başarıyor.

Ayrıca Kulp’un yüksek kesimlerinde yetişen ceviz, elma, armut, tatlı soğan ve üzüm, yerel ekonomiye önemli katkı sağlıyor. Sert iklimine rağmen Kulp, doğa ile iç içe bir yaşam kültürünü yüzyıllardır koruyabilmiş ender bölgelerden biri olma özelliğini sürdürüyor.

YONTMA TAŞ DEVRİ’NDEN BUGÜNE UZANAN BİR MİRAS

Diyarbakirda Yontma Tas Devrinin Izlerini Tasiyan Ilce Hangisi 2

Kulp, sadece bir ilçe değil, binlerce yılın tarihini, kültürünü ve doğasını aynı anda yaşatan bir zaman tüneli. İnkaya Mağarası’ndan Gelîyê Godernê Vadisi’ne, Kefrum Kalesi’nden Telli Ağa Köşkü’ne kadar her köşe, farklı bir uygarlığın izini taşıyor.

Yontma Taş Devri insanlarının yaşadığı mağaralardan Osmanlı döneminin zarif taş köprülerine kadar uzanan bu coğrafya, hem arkeolojik hem kültürel açıdan Diyarbakır’ın en kıymetli hazinelerinden biri. Bugün bile kırmızı toprağı, tarihi kaleleri ve doğal vadileriyle Kulp, keşfedilmeyi bekleyen kadim bir medeniyetin sessiz tanığı olarak ayakta duruyor.

Muhabir: Haber Merkezi