Özel Haber- İbrahim İnanç Yıldız

Diyarbakır’ın tarihi Suriçi, yıllar içinde çeşitli tahribatlar yaşadı. 2015 yılı sonrasında Suriçi’nin neredeyse yarısına tekabül eden 6 mahallesinde yaşanan çatışmalı süreçle büyük bir yıkım yaşandı. Çatışmalardan sonra bir kısım tescilli yapı dışında tamamen yıkılarak yeniden inşa edilen bu 6 mahalledeki tarih doku da kaybolmaktan kurtarılamadı.

TMMOB’a bağlı Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Eş Başkanı Arif İpek, tahrip olan tarihi dokuya yönelik nelerin yapılabileceğini gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e anlattı.

“SURİÇİ’NDE TAHRİP OLMAYAN YAPILAR BİLE YIKILDI”

Diyarbakır Suriçi’nde yıllardan beri gelen korunmuş, kendine özgün bir tarih dokusu ve kent siluetinin olduğunu söyleyen İpek, “Bilindiği gibi işte 2015 sonrasında yaşanan o çatışmalı süreçte özellikle de Suriçi’nde çok ciddi bir tahribata sebep oldu. Çatışmalı süreç sonrasında aslında çok da tarihi kentte bugünkü kadar ağır bir yıkım yoktu. Ancak sonraki çatışmaların bitmesinden sonra oradaki bazı politikalar sonucunda, daha büyük yıkımlara sebep oldu. Burada hiç hasar almamış yapıların bile yıkıldığı, ondan sonra bazı tescilli yapıların yıkıldığı bizim sahada yapmış olduğumuz tespitlerde ortaya çıkmıştı. Bunu biz kamuoyuyla ve kurumlarla da paylaştık o dönemlerde” dedi.

“KENT DOKUSUYLA ALAKASI OLMAYAN YAPILAŞMALAR YAPILDI”

Yaşanan bu durum sonrasında, kentin tekrardan bir planlanması yoluna gidildiğini belirten İpek, “Halbuki 2012 yılında Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmış olunan bir koruma amaçlı imar planı vardı. Bu koruma amaçlı imar planında yıkılan yapıların yerine yapılacak olan yapılarla ilgili bazı plan kararları mevcuttu. O plan kararlarına dahi uyulmuş olsaydı, bugünkünden çok daha farklı, tırnak içerisinde iyi diyebileceğimiz bir yapılaşma söz konusu olabilirdi. Ama orada izlenen süreçte önce yapılar ihale edildi, yapılar yapıldı. Sonradan bu plan ve plan notları mevcut yapılan yapılara uyduruldu. Yani tersinden işleyen bir süreç izlendi. Bunun sonucunda da zaten, bugün gördüğümüz gibi bazı fotoğraflarda da görüyoruz, eski kentle hiç ilgisi olmayan, tamamen makyajlanmış, taş kaplamalı, iki katlı bir evler dizisi ortaya çıktı. Bunun Surla veya daha önceki kent dokusuyla hiç alakası yok maalesef” dedi.

“KORUMA AMAÇLI İMAR PLANINA SADIK KALINSAYDI, BÖYLE OLMAZDI”

Sur içerisinde koruma amaçlı imar planlarına sadık kalınarak, yapıların her parselde kendi özgünlüğü içerisinde inşa edilmiş olsaydı bugünden daha iyi bir yapılaşma yapılabileceğini ama yapılmadığını ifade eden İpek, “Bunun sebepleri zaten herkese malum. Güvenlikçi politikaların uygulanmaya başlaması, Sur içerisinde bulvar genişliğinde yolların yapılması, bu planın boşa çıkarılmasına sebep olan sebeplerden biri aynı zamanda” dedi.

BUNDAN SONRA YAPILABİLECEKLER ANLATILDI

İpek bundan sonra yapılabilecekleri ise şöyle anlattı: “Bundan sonra özellikle yıkılmış olan parsellerin bir yerinde dönüşümün önü açılabilir. Parsel sahiplerinin kendi yapılarını yapmaları için, kuralları yine planla belirlenmiş olan koşullarda kendilerinin yapması teşvik edilebilir. Ve bununla beraber daha önceki var olan, korunmuş olan sokak ve yapıların sağlıklaştırılması sağlanabilir. Bizim TMMOB olarak önceki dönemde yapmış olduğumuz, bir sokak sağlıklaştırması uygulaması vardı. Örnek gösterilen bir çalışma olmuştu. Yani sadece yapıların cephelerine çok basit müdahalelerle aslında kentin siluetinin ne kadar doğru bir şekilde değişebileceğini biz bir örnekle göstermek istedik orada. Bu devam edilebilir. Bunun bir kent politikası haline dönüştürülebilir” dedi.

Muhabir: İbrahim İnanç Yıldız