ÖZEL HABER-Ceren AKYIL
Türkiye’de bir yıldır devam eden çözüm süreci ile Suriye’de rejim sonrası oluşan yeni dönem, bölgede yalnızca siyaseti değil, ekonominin yönünü de şekillendirmeye başladı. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nın (DTSO) açıkladığı 2025 verileri de bu değişimi doğruluyor. Verilere göre, kentin ihracatı yılın ilk 10 ayında yüzde 17,5 artış göstererek 235,3 milyon dolara yükseldi. Irak pazarında yüzde 16’lık büyüme yaşanırken, Suriye’ye yönelik ihracatta ise yüzde 97’ye yaklaşan dikkat çekici bir sıçrama kaydedildi. Diyarbakır’ın dış ticaretindeki bu olumlu tabloyu gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e değerlendiren DTSO Başkanı Mehmet Kaya, Nusaybin Sınır Kapısı’nın açılmasının lojistik maliyetlerini yarı yarıya düşüreceğini belirtti ve Diyarbakır’ın ihracatının ise kısa sürede 100-200 milyon dolar artabileceğini ifade etti.

“SURİYE’NİN KUZEYİNİN TEHDİT OLARAK GÖRÜLMESİ TİCARETİ ENGELLİYOR”
Kaya, Bir ülkenin gelişmiş sayılabilmesi için en önemli unsurlardan birinin komşularıyla ticaret hacmini artırabilmesi olduğunu belirterek, “Gelişmiş ülkelere baktığımızda, gerek Avrupa Birliği’nin oluşumu gerekse ABD’nin Kanada ve Meksika ile yaptığı NAFTA anlaşması örneklerinde görüldüğü gibi, ülkeler aralarındaki güvenlik veya siyasi sorunlara rağmen ticaretlerini en üst seviyede tutmaktadır. Bu, genel olarak gelişmiş ülkelerin benimsediği bir çalışma biçimidir. Türkiye’ye baktığımızda ise kuruluş felsefesinden kaynaklanan, özellikle bölgedeki Kürtlerle ilgili bir ‘beka sorunu’ söyleminin öne çıktığı görülmektedir. Bu durum Türkiye ekonomisini doğrudan etkilemektedir. Türkiye’nin güney komşularıyla olan ilişkilerinde, Irak sınırındaki Kürtler ve Suriye’nin kuzeyindeki Kürtlerin bir güvenlik tehdidi olarak görülmesi, tıpkı 1990’lı yıllarda Irak’ın tamamının bir güvenlik sorunu olarak algılanmasına benzemektedir. Oysa bugün gelinen noktada, Irak’ta özellikle Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile yapılan ticarette ihracat rakamlarının zaman zaman birinci sıraya kadar yükseliyor. Bu da söz konusu güvenlik sorununun büyük ölçüde siyasi olarak yaratıldığını, ekonomiyi olumsuz etkilediğini, bu algı ortadan kalktığında ise Türkiye ile komşu ülkelerin ekonomilerini hızla geliştiren bir sürecin ortaya çıktığını göstermektedir. Benzer bir durum şu anda Suriye için de geçerlidir. Suriye’nin kuzeyindeki Kürtlerin Türkiye’de bir güvenlik sorunu olarak algılatılmaya çalışılması, bölgenin kalkınması için hayati öneme sahip olan sınır ticaretinin önünde engel oluşturmaktadır. Bu da ister istemez bölgenin ihtiyacı ve kalkınması için çok önemli olan sınır ticaretinin önünü engelliyor” dedi.

“SIFIR SEVİYESİNDE OLAN TİCARETİMİZİ 570 KM ÖTEYE GİDİP YAPIYORUZ”
Türkiye’nin Suriye’deki kuzey tarafına açılan Nusaybin Kapısı’nın 11 yıldır kapalı olduğunu söyleyen Kaya, kapının Diyarbakır’a 150 km, Mardin’e 0 km, Irak’a geçiş 72 km, Kamışlı’ya 0 km uzaklıkta olduğunu ifade ederek, “Yani kuzeye ticaret yapacağımız kapı sıfır seviyesinde. Biz ise 570 km öteye gidip Cilvegözü üzerinden Suriye’ye mal satmaya çalışıyoruz. Böyle bir ticaret olmaz. Bu durum ister istemez bölge illerinin güney komşularıyla ticaretini engelleyen önemli sorunlardan birine dönüşüyor. Şu an bölgemizin Suriye ile ticareti, Nusaybin Kapısı’nın kapalı olmasından kaynaklanan navlun dezavantajı minimal seviyede kalıyor. Türkiye’nin hem ülke hem de bölge olarak Suriye ile ticaretinin gelişebilmesi için, güvenlik politikasını gözden geçirmesi ve Kürtlerle diyalog süreci oluşturması ekonomiyi de hızla geliştirecektir. Eğer güvenliği öne çıkarıp ekonomiyi öncelemeyen politika sürerse, Suriye’nin Arap ülkeleriyle yaptığı serbest ticaret anlaşmaları nedeniyle oradaki ticareti de elimizden kaçırmış oluruz. Gayrisafi milli hasıladaki son 20 yıla baktığınızda Mardin, Diyarbakır, Batman, Siirt, Hakkari, Van gibi iller öne çıkıyor. Bu illerde sınır ticareti bölgesel kalkınmayı sağlayacak önemli bir araçtır. Sınır ticaretinin başlamasıyla hem Kamışlı’daki hem de Mardin ve Nusaybin’deki kardeşlerimizin karşılıklı ticaret yapması, aynı dili konuşan insanların ekonomik ilişkilerini güçlendirecek ve sınır illerinin kalkınmasına büyük katkı sağlayacaktır” diye konuştu.
“KAPININ AÇILMASI LOJİSTİK MALİYETLERİNİ YARI YARIYA DÜŞÜRECEK”
Kaya, Kuzey ve Doğu Suriye Dış İlişkiler Eşbaşkanı İlham Ahmed’in, Türkiye ile düşük seviyede de olsa ilişkilerin sürdüğü ve Nusaybin sınır kapısının açılmasının önemine dair sözlerini hatırlatarak şöyle devam etti:
“Türkiye ile Nusaybin Kapısı konusunda belli bir noktaya gelindiğini görüyoruz. Ancak Türkiye’nin bu konuyu daha fazla öncelemesi gerekiyor. Nusaybin Kapısı, aynı zamanda Habur için bir bypass. Şu anda Habur’da günlük araç geçiş kapasitesi zaman zaman 4.000’e ulaşıyor ve bunun üzerine çıkma imkânı yok. Tek kapıyla sağlanabilecek maksimum tır geçişi bu kadar. Nusaybin Kapısı açıldığında, Habur’un kapasitesinin yaklaşık %50’si kadar ilave bir geçiş imkânı yaratılacaktır. Ayrıca Nusaybin Kapısı, Irak’a açılan Semelka Kapısı’na sadece 72 km mesafededir. Bu nedenle, Habur’u kullanmak yerine Zaho, Duhok gibi Irak illerine mal taşıyanlar da Nusaybin Kapısını tercih edecektir. Bu kapı yalnızca bölge illerine katkı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda Türkiye’nin batısından Suriye’ye ihracat yapan illerin lojistik maliyetlerini de ciddi ölçüde düşürecektir. Lojistik maliyetlerin yarı yarıya azalması Türkiye’ye önemli bir rekabet avantajı kazandıracaktır. Bu nedenle Nusaybin Kapısı son derece kritik bir öneme sahiptir. Eğer Nusaybin Kapısı açıldığı takdirde sektör anlamında tekstil, hazır giyim, inşaat ve ekipmanlar, metal, petrol ve petrol ürünlerinin işlenmesi gibi sektörlerde biz yeni bir ticaret kapısı açmış olacağız oraya. Çok kısa bir sürede Diyarbakır’ın ihracatı oraya 100–200 milyon dolara hızlı bir şekilde geçer.”
DİYARBAKIRLI İŞ İNSANLARI SURİYE’DE FABRİKA KURABİLİRLER”
Suriye’ye yatırım yapma gücü olarak en önemli ülkelerden birinin Türkiye olduğunun altını çizen Kaya, Diyarbakırlı iş insanlarının Kamışlı’da, Haseke’de fabrika kurabileceklerini ifade ederek, “Böyle bir gücümüz var. Bu da aynı zamanda Suriye’de kuracağımız bu fabrikalarla, bu işletmelerle veya bu bayiliklerle Suriye’nin tamamına ürün satacağımız gibi Suriye’nin güney komşularına da Suriye pazarı üzerinden girebiliriz. Bugün Irak’ın güneyinde yakaladığımız rakamı çok rahatlıkla Diyarbakır ölçeğinde Suriye’de daha rahat yakalayabiliriz. Çünkü dönüp baktığınız zaman Irak, yaklaşık bize Diyarbakır'a uzaklığı 300 km civarında ama Nusaybin kapısı 150 km civarında ve hemen Kamışlı'ya geçebilen bir gücümüz var. Biz en yakın illerden de biriyiz” ifadelerini kullandı.


