10 yıldır Hollanda’da yaşayan siyah kuşak sahibi genç sporcu, bir yandan karate şampiyonalarında ülkesini gururlandırırken, diğer yandan Utrecht Üniversitesi’nde hukuk okuyarak Kürt halkının haklarını savunmaya hazırlanıyor.
“ANNEMİN YARIM KALAN HAYALİNİ TAMAMLIYORUM”
RûdawTV’nin “Diaspora” programına konuk olan Lorin Mihemed, karateye uzanan yolculuğunun güçlü bir aile mirası olduğunun altını çiziyor. Annesinin 15 yaşındayken Halep’te karateye başladığını belirten Lorin, spora dair ilk adımlarını şöyle anlatıyor: “Başta karatenin ne olduğunu bile bilmiyordum. Ama annem çocukluğumdan beri bu sporla nefes alıyordu. Benim hedefim annemin gerçekleşmemiş hayalini gerçekleştirmekti.”
TÜM AİLE BİREYLERİ KARATECİ
Lorin’in evinde karate sadece bir spor değil, yaşam biçimi. İki erkek kardeşi, annesi ve babası da karateyle ilgileniyor. Kardeşlerinden biri siyah kuşak sahibi ve Hollanda’da antrenörlük yapıyor. Lorin şimdiye kadar Belçika, Almanya ve Hollanda’daki uluslararası şampiyonalarda birincilik ve ikincilik dereceleri dahil 4 madalya kazandı.
“EFRİN’İN SESİ OLMAK İSTİYORUM”
Hukuk eğitiminin tesadüf olmadığını vurgulayan genç sporcu, asıl motivasyonunu şu sözlerle açıklıyor: “Kürt kimliğime sahip çıkmak, uluslararası alanda çalışan bir avukat olmak ve Efrin’in sesini dünyaya duyurmak için hukuk okuyorum.”
Efrin’in acılarına değinen Lorin, kazandığı her madalyanın sembolik bir anlam taşıdığını ifade ederek, “Efrin yaralı. Bu madalyamla her Efrinli kız çocuğunun ve her Kürdün yarasını biraz olsun unutturmak istiyorum.”
