ÖZEL HABER/VECDİ ERBAY
Mehmet Tahir Ekinci, geçmiş ve gelecek arasında köprü kuracak bir yaşta. Hâlâ dinç ve zihni aydınlık, berrak. Savaşın bir cinayet olduğunu düşündüğü için, Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin devam etmesini, "Ne Türk ne Kürt, kimsenin öldürülmesini istemiyoruz" diyerek destekliyor.
Mehmet Tahir Ekinci'ye yaşını sordum. Fakat o, bu soruya cevap vermek istemedi ve "80'i geçtim" demekle yetindi. 80'i geçmiş ve hala dinç. Zihni berrak. Geçmişe dair hatıraları taze ve güncel olanı yakından takip ederek yorumlama konusundaki kabiliyeti çok iyi.
Yaşını bu yüzden sordum ve ona, "Senin yaşına geldiğimde böyle bir zihin istiyorum" dedim. Birlikte güldük. "Umarım olur" dedi.
Yazıya böyle giriş yapınca birçok kişinin aklında, Mehmet Tahir Ekinci kim, diye bir soru belirtmiştir. Hiç vakit kaybetmeden söyleyeyim: 15 Ağustos 2024'te, 99 yaşında vefat eden Tarık Ziya Ekinci'nin kardeşi. Tarık Ziya, doktor ve siyasetçi olarak sadece Diyarbakır'da değil, Türkiye'de bilinen, kendi alanlarında önemli işlere imza atmış 7 kardeşin en tanınan ismi. Mehmet Ekinci'nin tanınan bir kardeşi daha var. Ankara'da 'faili meçhul' cinayetle katledilen Avukat Yusuf Ekinci. Yusuf'u katilleri için, dönemin etkili ve yetkili isimlerini hatırlatmakla yetiniyor Mehmet Tahir Ekinci.
Mehmet Tahir Ekinci ile ağabeyi Tarık Ziya Ekinci'yi konuşmamak mümkün değil. Çünkü Mehmet Tahir Ekinci'nin kişiliğinin ve siyasi kimliğinin oluşmasında Tarık Ziya Ekinci'nin de önemli bir rolü olmuş. Bu rol kardeşlik hukuku içinde şekillendiğinden biraz belirsiz gibi görünüyor. Ancak kendisinden 15 yaş büyük, tanınan bir doktor ve siyasetçinin yanında büyümek, kaçınılmaz olarak insanın hayatını etkiler.
Burada Tarık Ziya Ekinci'yi hatırlatmak için kısaca tanıtmak gerekiyor: Ekinci, 18 Şubat 1926’da Lice’de doğdu. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. Paris Tıp Fakültesi’nde ihtisas yaptı. Siverek Sıtma Savaş Hekimliği, Diyarbakır Merkez Belediye Başhekimliği, Lice Hükûmet Hekimliği, Diyarbakır, Mardin ve Siirt Tabip Odaları Başkanlıkları, Diyarbakır Kızılay Veremle Savaş Dernekleri Yönetim Kurulu Üyelikleri, Sosyalist Kültür Derneği kuruculuğu ve yöneticiliği, serbest doktorluk, yazarlık yaptı. 1965’te Türkiye İşçi Partisi’nden Diyarbakır Milletvekili seçildi. 12 Mart’ta Diyarbakır Sıkıyönetim Cezaevi’nde “Kürtçülük” propagandası yaptığı iddiasıyla TCK’nin 142/1 maddesinden üç yıla mahkûm oldu ve iki yıl tutuklu kaldı. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra da beş kez tutuklandı. Hayatının son demlerinde bile yazılar yazdı, siyasi analizler yaptı. Siyasi deneyimleri ve öngörüleri nedeniyle gazetecilerin ilgisine mazhar oldu, kendisiyle çok sayıda söyleşi yapıldı. İstanbul'da vefat etti ve Diyarbakır'da defnedildi. Son yolculuğunda siyasetçiler ve yoldaşları onu yalnız bırakmadı.
DOKTOR VE SİYASETÇİ BİR AĞABEY
Mehmet Tahir Ekinci, Diyarbakır'da doktorluk yapan ve siyasetin içinde yer alan ağabeyinin yanında başlar ortaöğretim eğitimine. Eve giden gelen çoktur: "Arkadaşları haftanın bazı günlerinde onun evinde toplanırdı. Siyaset konuşurlardı. Ben küçük olduğum için onların konuşmasına katılmazdım ama dinlerdim tabi."
Siyasetle ilgili hiç yönlendirilmediğini belirtiyor Mehmet Tahir Ekinci: "Benimle siyaset konuşmazdı, beni yönlendirmezdi. Ama ne yaptığını, ne düşündüğünü görüyordum. O bir sosyalistti ve doktorluk mesleğini de buna uygun yapardı. Halk sağlığı için çok çalıştı. Öyle ilaç yazıp göndermezdi hastaları, onları iyileşinceye kadar takip ederdi. Verem gibi, sıtma gibi hastalıkların ortadan kaldırılması için mücadele ederdi. Bunların hepsini görüyordum."
Türkiye İşçi Partisi'nden milletvekili seçildiğinde Ankara'ya yerleşse de Diyarbakır'dan ve aile bağlarından kopmaz Tarık Ziya Ekinci. Mehmet Tahir Ekinci'yi dinlerken bunu fark etmek mümkün. Şu da fark ediliyor: Mehmet Tahir Ekinci, ağabeyini hürmetle, sevgiyle ve özlemle hatırlıyor.
HAYATA HEP SOL'DAN BAKAN MÜHENDİS
Mehmet Tahir Ekinci'nin lise yılları biraz arayışla geçiyor: "Abim tıbbı bitirdikten sonra Lice'ye geldi. Lice'de ortaokul yeni açılmıştı ve beni ortaokula kendisi kaydetti. Ondan sonra kendisi Paris'te ihtisas yapmaya gitti. Ben ortaokulu Lice'de bitirdim. Abim Paris'ten döndükten sonra Diyarbakır'a geldim, sanat lisesine girdim. Burada teknik okul açılmıştı, orayı kazandım.”
Mehmet Tahir Ekinci, ilk askeri darbeye yedek subayken yakalanıyor: "Yedek subay okulundayken 1960 ihtilali oldu. 6 ay içerisinde mezun oluyorduk. Mezun olduğumuz 27 Mayıs diplomaları alıp kıtalara gidecektik. O akşam işte ihtilal oldu. İhtilal olunca bizleri de götürdüler.
Harbiye Okulu ile bizim yedek şube okulu Gülhane Hastanesi'nin üst kısmında, birbirine yakın. Bize de görev verdiler. Silahlarımız zaten vardı. Ben Radyo Evi'nde görev almıştım. İhtilal bittikten sonra diplomalarımızı aldık. Kura çektik. Ben İstanbul'da Hoşdere diye bir tümen vardı, o tümene yedek subay olarak gittim."
Terhis olduktan sonra Diyarbakır'a döndü Mehmet Tahir Ekinci. Bir yıl kadar belediyede çalıştı. Sonra İstanbul'a, şimdiki adı Yıldız Teknik Üniversitesi olan Teknik Okulu’na gider. Okulu, inşaat mühendisi olarak bitirir. Diyarbakır Karayolları'na ataması yapılır.
O yılları şöyle anlattı Mehmet Tahir Ekinci: "Küçüklüğüm burada geçtiği için sevinerek çalıştım burada. Açılmayan yolları açtım. Bingöl-Diyarbakır yolunu açtım. Lice, Kulp, Bingöl yolunda çalışmalarım oldu. Diyarbakır-Mardin yolunda çalışmalarım oldu. Midyat Beyazsu var, orada çalıştım. O zaman daha fakülte açılmamıştı Diyarbakır'da.
O fakülte yolunu yaptım. Bir işçiyi işe aldığım zaman seviniyordum. Diyordum ki 'bunun çocuğu var, çocuğu okusun.' O yolları yaparken bunları düşünüyordum, 'çocuklar okula gidebilecek' diyordum."
Aktif siyasete ağabeyi Tarık Ziya Ekinci'nin aksine hep uzak durmuş Mehmet Tahir Ekinci. Ama bu, siyasete bigane kaldığı anlamına gelmiyor elbette. Babadan CHP'li bir defa. Bu nedenle hayata hep sol'dan bakmış, sosyalist bir mühendis. CHP'nin solcu bir parti olmadığına inanıyor. "Bir zamanlar hepimiz Ecevitçiydik, Karaoğlan'dı o zaman. Ama sonra ne oldu? Hapisteki gençler onun döneminde katledildi. (19 Aralık 2000 yılında cezaevlerine yönelik yapılan 'Hayata Dönüş Operasyonundan söz ediyor. 20 cezaevine birden operasyon yapılmış ve 30 sosyalist mahpus katledilmişti.) CHP hiçbir zaman gerçek bir sol parti olmadı, diğer partilerden hiçbir farkı olmadı.
Şimdiki CHP'ye ve liderlerine de eleştirileri var Mehmet Tahir Ekinci'nin. Yine de CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e hafif sempati duyduğunu hissettiriyor. CHP'ye yönelik baskılara ve Özel'in muhalefet tarzına değinirken şöyle diyor: "Bazı insanlar lider doğar, bazı insanları da koşullar lider yapar. Özgür Özel de CHP'ye baskılar arttıkça lider oldu ve şimdi bunu iyi idare ediyor. Kemal Kılıçdaroğlu bunu yapamadı çünkü kendi kimliğini hep gizledi. Kendini inkar eden liderlik yapabilir mi? Yapamaz."
“KİMSENİN ÖLMESİNİ İSTEMİYORUZ”
Peki, Barış ve Demokratik Toplum hedefinin konuşulduğu süreçte, 80 küsur yaşındaki Mehmet Tahir Ekinci, nasıl bir Türkiye hayal ediyor?
Bu soruyu şöyle cevapladı Ekinci: "Barış olması, insanların ölmemesi çok önemli bir olay. Tabipler Birliği şöyle demişti, 'Savaş bir cinayettir.' Bunu diyen başkanı içeri attılar. Ama savaş gerçekten cinayettir. Savaş hiçbir zaman iyi değil. Yaşar Kemal'in dediği gibi, dağlar yoruldu, insanlar yoruldu, ölüm yoruldu. Yazık günah. Biz ne Türk'ün ne Kürt'ün, hiç kimsenin ölmesini istemiyoruz."
Mehmet Tahir Ekinci, çalıştığı süre içinde bir çeşit sürgünler yaşadıktan sonra İstanbul'a atandı ve orada emekli oldu. Şimdi İstanbul'da yaşıyor fakat imkan buldukça Diyarbakır'a geliyor, dostlarıyla ve şehriyle hasret gideriyor. Bir dahaki gelişinde yine rastlaşırsak sohbeti yarım saatten daha uzun tutmaya çalışacağım. Geçmişe dair anlatacakları daha çok şey var. Geleceğe dair umutlarını ve hayallerini dinlemek de çok keyifli olacaktır.




