Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün "Olağanüstü kuraklık" uyarısı yaptığı Urfa'da, tarımda kullanılan ilaç, gübre, tohum, mazot ve sulama ücretlerindeki zam eklenince zor durumda olan çiftçiler, kara kara düşünüyor. Değişen iklim koşullarına karşı alternatif tarım ürünlerinin yetiştirilmediği, ülkenin kuru bakliyat ve hububat deposu olan Urfa’da, bu yıl 2 milyon dönüm arazi hasat edilmeden sürüldü/sürülecek. 2018 yılında Devlet Su İşleri’ne (DSİ) devredilen Sulama Birlikleri’nin belirlediği su fiyatlarını ödeyemeyen çiftçiler ya elektriksiz bırakılıyor, ya da icralık oluyor. Kendi doğup büyüdüğü topraklarını su sıkıntısından kaynaklı ekemeyen çiftçiler ise, kiraladıkları topraklar da sorunlar ve her gün artan girdi fiyatlarıyla boğuşuyor.

‘BU HAKSIZLIK NEDEN?’

 Urfa'nın Göktepe mahallesinde kiraladığı toprakta biber, domates ve patlıcan eken Remzi Ay (58), çocukluğundan bu yana tarım ile uğraşıyor. Kendisi merkez Karaköprü'nün ilçesinin Akziyaret mahallesinde yaşayan Ay, yaşadığı bölgede sulama fiyatlarının yüksek olduğunu ve sulama sorunları olduğu için yaklaşık 20 yıldır Göktepe’de arsa kiralıyor. Göktepe ve Akziyaret mahalleleri arasında sadece 30 kilometre mesafe olduğunu belirten Ay, Göktepe'ye Atatürk Baraj Gölü'nden su verildiğini, ancak kendi mahallelerine su verilmediğini ifade ederek, “Bu haksızlık neden? Neden buraya geldi de, bizim olduğumuz bölgeye gelmedi?” diye sordu.

 GİDERLER KATLANIYOR

 Mahallelerinde su sorunu olmasa kendi topraklarını ekeceğini dile getiren Ay, bu yıl 30 dönüm toprak kiraladığını, domates ve biber  ektiğini belirtti. 10 işçi çalıştırdığını ifade eden Ay, yüksek girdi fiyatlarından şikayetçi. Eskiden üretimin kazançlı olduğunu dile getiren Ay, “Eskiden toprak kiralama ve giderler ucuzdu ama son 3 yıldır giderler katlanıyor. 3 yıl önce 70 TL olan gübre torbası 230 TL oldu. Buna karşı ürettiğimiz ürünler para etmiyor. Hal pazarına götürüyoruz, orada toptancılara satıyoruz. Emek sarf eden bizleriz ama aracılar bizden daha çok kazanıyor” diye konuştu.

 ÜRETİCİ ZORLANIYOR

 Yüksek girdilerin yanında üreticiyi zorlayan bir diğer konunun ise Sulama Birlikleri olduğuna dikkati çeken Ay, sıcaklığın 38-40 dereceyi bulduğu günlerde 7-8 gün su kesintilerinin olduğunu kaydetti. Bölgede bulunan bütün üreticilerin Sulama Birlikleri'ne borçları olduğunu ifade eden Ay, “Benim geçen seneden kalma 15 bin TL borcum var, ödeyemiyorum. Bir belirsizlik söz konusu. Ürünü ne kadara satacağız henüz bilmiyoruz. Kazancımız girdileri karşılamayacak diye korkuyoruz. Çiftçiler olarak dünyanın en pahalı mazotunu kullanıyoruz. Devletten hiç bir şekilde bir destekleme almıyoruz. Ömrümün yarısı bu işle uğraşmakta geçti ama herkese borçluyum. Devam etmek istiyoruz, ancak devam etmemiz için gerekli desteklemelerin yapılması gerek” diye konuştu.

 KAZANÇ KALMADI

 İkametgahı Suruç ilçesi olan İbrahim Şen'de (53) aynı bölgede 16 yıldır toprak kiralayarak tarım yapıyor. Tarım ile uğraşmadan önce farklı kentlerde mevsimlik tarım emekçisi olarak çalıştığını anlatan Şen, 2005 yılında başladığı mesleğin ilk başlarda getirisi olduğunu, ancak son 5 yıldır kazançlarının olmadığını dile getirdi. Yüksek girdi fiyatlarından yakınan Şen, “20 dönüm ektim 60 bin TL sulama borcum var. Eskiden iyiydi. Domates, patlıcan, biber ekiyorum. Gübre, ilaç, tohum pahalandı. Tohuma sadece 14 bin TL verdim. Geçen sene biber 1 TL-70 kuruşa tarladan çıktı, marketlerde tezgahlarda 5-6 TL ile satıldı” dedi.

 EŞİT HİZMET

 Kuraklığa rağmen su kesintilerinin sık sık olduğuna vurgulayan Şen, şöyle devam etti: “Günlerce su gelmediği oluyor. Ürünlerin çoğu daha çiçek açmadan çürüyor. Keyfi bir şekilde kapatıyorlar. Bu kapatmalara karşı Dicle EPSAŞ ve Sulama Birliği binalarının önünde protestolar yaptık. Uzun saatler yetkiler ile görüşmek istiyoruz ama muhatap bulamıyoruz. Tek isteğimiz sulama birliklerinin eşit hizmet vermesidir. Bölgelere göre bu ayrımcılık neden?” Şen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mazot 7.5 TL olmuş alamıyoruz. Böyle devam ederse artık bu işi yapamayacağız. Bizde her yıl onlarca kişinin yaşamını yitirdiği göç yoluna düşeriz, mevsimlik tarım işçisi oluruz. Ne yapacağımızı artık bizde bilmiyoruz.”

 YÜKSEK BORÇLANMALAR

 Kendi yaşadığı bölgede su sıkıntısı olmasından kaynaklı toprak kiralayarak tarım yapan bir diğer tarım emekçisi Siverekli Mahmut Kızgit (60). Kiraladığı 15 dönüm toprakta isot ve domates ekimi yapan Kızgit, dönüm başı sezonluk bin 60 TL kira veriyor. "Sezonluk 6 bin 500 TL sulama ücreti, 15 bine yakın gübre masrafım oluyor" diyen Kızgit, ilaç, gübre, tohum satıcılarına yüksek miktarda borçlandığını dile getirdi. Borcu borçla kapattıklarını dile getiren Kızgit, “Yüksek girdilere karşı ürünü ne kadara satacağımızı da bilmiyoruz. Bazen 2 bazen 3 ton ürün veriyor ama bu yıl yağışlar da olmadı, kuraklık ta var” dedi.

 IRKÇI SALDIRILAR

 Başka kentte mevsimlik tarım emekçisi olarak çalışmak istemediğini sözlerine ekleyen Kızgit, şunları dile getirdi: “Biz bu işi yapmazsak işsiz kalırız. Binlerce mevsimlik tarım işçisi gibi bizde başka ketlere gitmek zorunda kalırız. Çoğu kişi yolda yaşamını yitiriyor, patronların zulmü ile karşı karşıya kalıyorlar, ırkçı saldırılara maruz kalıyorlar. Rezalet şartlarda yaşamlarını idame etmeye çalışıyorlar. Her ne kadar zarar etsek te kendi kentimizde bu işi yapmak istiyoruz.”

 12 SAAT 60 TL

 Yanlarından çalıştırdıkları emekçilere günde 60 TL yevmiye verdiklerini belirten Kızgit, “60 TL ile bir kişi ne alabilir? Saatlerce güneş altında çalışmanın bedeli bu değil. Günde 12 saat çalışıyorlar, daha fazla hak ediyorlar. Biz zarar etmeseydik işçilere de daha fazla ücret verirdik” diye konuştu. (M.A)

Editör: TE Bilişim