Yazı ve fotoğraflar:
Mehmet Masum SÜER

Güneydoğu Ekspres- Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin ve son yıllarda da Batman kentleri birçok tarihi ve kültürel değerin yanısıra, evlerin damlarında güvercin yetiştiriciliği kültürüyle de tanınıyor. Bu kentleri ziyaret eden yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken bir değer haline gelen güvercin alışverişi, son yıllarda evlerin damlarından, çok katlı apartmanların çatı katlarına kurulan kümeslere, oradan da bir ticari sektör haline gelerek sokaklara, çarşılara ve pazarlara taştı.

Sadece Diyarbakır’da 4 bine yakın güvercin severin üyesi olduğu 7 güvercin derneği ve çok sayıda güvercin kahvehanesi veya çay ocağı var. Ancak Diyarbakırlı güvercinlerin bir eksiği var; o da güvercinlerinin tescil edilmemiş olması. Diyarbakır Güvercinleri ve Posta Güvercinleri Derneği Başkanı Hasan Hüseyin Tuğcu, tescil için gerekli tüm çalışmaları tamamlayıp Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na sunduklarını ancak bu başvurudan 7 yıldır bir sonuç alamadıklarını söylüyor. Tuğcu, tescilin onaylanması halinde bunun kentin kültür ve özellikle ticaret ve turizm yaşantısına katkısının daha da artacağını belirtiyor.

Diyarbakır’ın Bağcılar ilçesinin Fatih Mahallesi ve Fatih Caddesi artık güvercin alışverişi yapılan dükkan ve kahvehaneleriyle tanınıyor. Özellikle Fatih Caddesi üzerinde baştan başa ve sağlı-sollu olarak dizilen çok sayıda dükkan ve birkaç kahvehanede, her türlü güvercin alışverişi yapılıyor ve güvercin besleyicilerinin yem ve diğer araç-gereç ihtiyaçlarının satışı yapılıyor. Dükkanlar, kuşların barınabileceği şekilde yapılmış, duvarlarda yan yana dizilen Diyarbakır’a özgü sepetlerin her birinde bir-iki güvercin birlikte yaşıyor ve alıcısını bekliyor. Dükkanın önündeki kaldırımda ise adam boyu yükseklikteki bölmeli kafeslere güvercinler sergileniyor.

Şanlıurfalı gençler, bir dükkanında güvercinlerini satmaya çalışıyorlar

BİT PAZARINDA DA SATILIYOR

2015 yılına kadar Sur ilçesinde çıkan çatışmalarda üç mahalle tamamen yıkılmadan önce bu mahallerde ve Ali Paşa Mahallesi’nde güvercin yetiştiriciliği çok yaygındı. Tek veya iki katlı, bahçeli, toprak damlı evlerin damlarında beslenirdi güvercinler. Hemen hemen her üç evin birinde güvercin en az 40-50 hatta bazen 100’ü bulan sayıda güvercin beslenirdi. Sur’da üç mahallenin tümü ve Ali Paşa’nın önemli bir bölümündeki evler yıkılınca eski şehirde güvercin besleyen ailelerin sayısı azaldı ve ağırlık Bağcılar ilçesine kaydı. 
Ayrıca daha önceleri Saraykapı semtindeki Kurşunlu Camiinin önündeki meydanda, hafta sonları pazar günleri açık havada kurulan ikinci el veya diğer adıyla ‘Bit Pazarı’nda da çok sayıda güvercin satıcısı, güvercin alıp satıyor. Daha sonra Koşuyolu’ndaki parka taşınan bu Pazar, bugünlerde Şehitlik semtinde eski İlçe Terminali’nin bulunduğu alanda düzenleniyor.

Diyarbakır güvercinleri suda yıkanmayı çok sever

600 YILLIK GEÇMİŞLERİ VAR

Diyarbakır Güvercinleri ile Posta Güvercinleri Derneği Başkanı Hasan Hüseyin Tuğcu, kentteki güvercin kültürünün 600 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu tarihi belgelerle ortaya koyduklarını söyledi. Şanlıurfa ile diğer bazı illerde de güvercin beslenmesine karşılık, Diyarbakır güvercinlerinin hiçbir kentin güvercinlerine benzemediğini ve kendine özgü özellikleri olduğunu ifade eden Tuğcu, güvercin kültürünün Diyarbakır’daki geçmişiyle ilgili şu bilgileri verdi:
“Diyarbakır, geçmişi tarih öncesi dönemlere kadar uzanan çok eski bir yerleşim yeridir. Bu topraklar üzerinde birçok uygarlık gelip geçmiştir. Bölgedeki güvercin kültürü de en az bu uygarlıklar kadar eskidir. 1515 yılında Osmanlı Devleti topraklarına katılan Diyarbakır'ın bir güvercin başkenti olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz. Osmanlılarda başlangıçtan beri savaşlarda haberleşme amaçlı posta güvercini kullanıldığı biliniyor. Diyarbakır'a özgü yerli güvercin ırkları 600 yıllık geçmişe sahip. Kesin olmamakla birlikte dünyada ilk güvercin festivalinin 1516 yılında Diyarbakır'ın Silvan (Farqin) ilçesinde düzenlendiği belirtiliyor. Persler, Medler ve Selçuklularda olsun, güvercin beslendiği ve haberleşmede kullanıldığı biliniyor. Ama festival olarak bayram havasında kutlama olarak bir tek Diyarbakır'da yapıldığını biliyoruz.
Kentte kale içinde bulunan eski yapıların dış kapı tokmaklarının bir kısmı güvercin simgeleri şekilde yapıldığı göze çarpıyor. 8 ayrı çeşidi tespit edilen bu tokmaklara ‘Şakşak’ adı verilirken, kentin simgesi Diyarbakır surları üzerinde güvercin kabartmalarını görmemizin yanı sıra, halı, heybe motiflerinde, yerel mâni, şiir ve türkülerde de güvercine rastlıyoruz.”

Diyarbakır Güvercinleri ile Posta Güvercinleri Derneği Başkanı Hasan Hüseyin Tuğcu

TESCİL KARARI BEKLENİYOR

2015'te Diyarbakır’a özgü güvercin türlerini tescil ettirmek ve patentini almak için girişimlerde bulunduklarını söyleyen Diyarbakır Güvercinleri ile Posta Güvercinleri Derneği Başkanı Hasan Hüseyin Tuğcu, bu süreci şu sözlerle anlattı:

“Bundan önceki dönemlerde Türkiye'de üç-dört tane tescil verilmiş ama bizim Karacadağ Kalkınma Ajansı'nın mali desteğiyle, Valilik, Zirai Donatım, DÜ Veteriner Fakültesi ve derneğimiz olmak üzere bu kurumların ortak bir çalışmasıyla yaptığımız akademik çalışmaya olumlu dönüş oldu. Dünyada eşi benzeri olmayan ve Diyarbakır güvercin kültürünün tarihçesinden tutun her bir ırkın ve türün bütün özelliklerinin detaylı olarak fotoğraflarla anlatıldığı 72 sayfalık bir kitap haline getirerek Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na sunduk. 2019 yılında başvuru dosyasında bazı eksiklerin bulunduğunu bildirerek bizden tamamlanmasını istediler, biz de tamamladık ve yine gönderdik. Ama o gün bugün bir cevap alamadık. Oysa güvercinlerimizin tescili, kentimizin sosyal ve kültürel yaşantısının yanı sıra özellikle ticaret ve turizmimize de katkısı olacaktır diye düşünüyoruz.”
 

DİYARBAKIR’DAKİ GÜVERCİN ÇEŞİTLERİ

Diyarbakır'a özgü güvercin türleri 18 çeşitle dört gurupta toplanıyor:

1- Göğsüak Gurubu: Küreng, Atlas, Zeytuni, Gugala, Narinci ciğeri.

2- Kekme gurubu: Bozak, Kekme ciğeri, Kekme Atlas.

3- Uçaklı gurubu: Zengu, Yusufi, Kara, Niski.

4- Göğsü açık gurubu: Parçalı, Siyah Parçalı, Mısırı, Beyaz, Kurugök, Kurukara. Ayrıca "Habeş" olarak adlandırılan ve bu cinslerden herhangi bir gurubun özelliğini taşımayan kuşlar da bu türlerin arasında bulunuyor. Bu güvercin türlerinin hepsi sadece Diyarbakır bölgesine ait. Yani başka bir şehirde bu özellikleri taşıyan güvercinler yok.

URFA’NIN GÜVERCİN ‘MATAR’LARI

Şanlıurfa’da da geçmişten gelen bir güvercin yetiştiriciliği kültürü var. Bu kentte Diyarbakır’da olduğu gibi eskiden beri tarihi evlerin damlarında güvencinler beslenmiş. Güvercin yetiştiriciliği genellikle ticari amaçla değil hobi olarak yapılıyor ancak yine de kuş alışverişi yapılan çok sayıda dükkan, hatta bir çarşı da bulunuyor. Tarihi Haşimiye Meydanı Aşağı Çarşı’da bulunan Kuş Pazarı, hemen her gün çok renkli görüntülere sahne oluyor. Pazarda güvercin besleyenlerin de satanların da günleri keyifli geçiyor. Çarşıda Sarı Alaca Bağdadı, Gübbe, Şamo, Şarabı, Nakışlı, İsrail ve neredeyse fiyatı 35 bin lirayı bulan Karabaş ve İspir güvercinleri türlerini bulmak mümkün. Irklarına göre fiyatları değişen güvercinlerin kullandıkları yemler de özel olarak seçiliyor. Tarihi kentte 200-300 adet kuş besleyen kuşçular vardır. Yaygın güvercin beslenmesinin bir nedeni de taştan yapılma tarihi evlerin bu iş için elverişli olması olduğu söyleniyor.

Şanlıurfa’da evlerin avlularının yüksek duvarlarla kaplı olması ve gürültüden uzak olması güvercinlerin korkusuzca ve rahatça yaşamasına imkan veriyor. Avluda veya damda güvercinlerin için ayrılan özel odalara ‘kuş matarı’ (Kuş evi) adı veriliyor. Kentte ayrıca kuşçuların buluşup sohbet ettiği ve alışveriş yaptığı ‘kuşçu kahvehaneleri’ hizmet veriyor. Bu kahvehanelerin içinde tel  kafesli küçük odacıklar, satılacak güvercinler bu odacıklarda müşterisini bekliyor. Bu kahvehanelerde oyun oynatılmaz, gürültülüye ve güvercinleri rahatsız edici seslere izin verilmez.

Diyarbakır’da da Mardin ve Şanlıurfa’da farklı güvercin türleri yetiştiriliyor ve tabii ki fiyatları da farklı oluyor. Kuş pazarlarında türlerine ve özelliklerine göre 50 TL’den 50 bin TL’ye hatta 100 bin TL’ye satılan güvercinleri bulmak mümkün. Bu üç kentte yaygın olarak yetiştirilen ve kuçlular tarafından çok sevilen, uçurulduğunda havada taklalar atan ‘taklacı’ türü ile çok uzun mesafelere uçarak gidip yola çıktığı noktaya tekrar gelebilen ‘postacı’ türü güvercinler en pahalı güvercin türlerini oluşturuyor.