Hekimler ve sağlık emekçileri, taleplerinin karşılanması amacıyla iki gün ülke genelinde iş bırakma eylemi yapıyor.

Türkiye genelinde hastanelerden boş koridorların fotoğrafları yansırken, sağlık emekçileri hastanelerin önünde toplanıp basın açıklaması yaptı. 

Sağlık meslek örgütlerinin bileşenlerini oluşturduğu Amed Sağlık Platformu, sağlıkçıların özlük haklarının düzeltilmesi istemiyle başlatılan 2 günlük iş bırakma eylemine dair Dağkapı Meydanı'nda açıklama yaptı. HDP Diyarbakır İl EşbaşkanlarıZeyyat Ceylan ve Gülistan Atasoy, CHP Diyarbakır İl Başkanı Gönül Özer, Gelecek Partisi Diyarbakır İl Başkanı Aydın Altaç, DEVA ve Saadet Partisi üyeleri de sağlıkçıların açıklamasına katıldı.

Açıklama öncesi, sağlıkçılar davul ve zurna eşliğinde halay çekti. Sık sık "Korkmuyoruz, susmuyoruz, gitmiyoruz" sloganı atan sağlık çalışanları, "Emeğimizi, haklarımız ve geleceğimiz için G(ö)revdeyiz" ve "Vazgeçmiyoruz, buradayız" yazılı pankartlar açtı.

 SES Diyarbakır Şubesi EşbaşkanıŞiyarGüldiken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sağlık çalışanlarına dair "Gidiyorlarsa gitsinler" sözlerine atıfta bulunarak, "Biz hiçbir yere gitmiyoruz, gidecek olanlar bellidir. Bize 'git' diyenler gidecektir" dedi.

Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan da ortak açıklamayı okudu. Turan, aylardır sağlıkçıların dile getirdiği talepleri bir kez daha sıralayarak, taleplerinin karşılanmasını istedi.

Elif Turan, 14 Martın önemine değinerek şunları söyledi;

 “Pandeminin başından beri “Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz” diyenlerin mücadele haftasıdır 14 Mart. En temel insan hakkı olan “sağlık hakkı” için halkın sağlığı, emeğimin hakkı diyenlerin haftasıdır 14 Mart.

Pandemi öncesinde olduğu gibi Tıp Bayramının 103. Yıldönümünde de; Sağlık hizmetinin metalaştırılarak alınıp satılan bir mala dönüştürülmesine, hastaya müşteri denilmesine ve sağlık bütçesinin özel sermayeye akıtılmasına, Sağlık kurumlarının şirketleşmesine, halkın sağlığının paraya tahvil edilmesine, Performans -güvencesizlik- şiddet kıskacı ile faturanın kendilerine kesilmesine, Uzun çalışma saatleri, iş yükü, mobbing ve angarya gibi modern kölelik çalışma koşullarına isyan edenlerin, karşı duranların mücadele haftasıdır 14 Mart. Pandeminin başında kahraman ilan edilip alkışlatılan, sonrasında değersizleştirilenlerin haftasıdır 14 Mart.”

Oda Başkanı Turan konuşmasının devamında taleplerini de şöyle sıraladı;

 “Şiddetsiz ve güvenli bir çalışma ortamı için yeni ve etkili “Sağlıkta Şiddet Yasası” çıkarılsın, mobbing ve baskılar son bulsun. Performans, ek ödeme değil, insanca yaşamaya yetecek, yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyacak temel ücret sağlansın. 3600’den 7200 kadar kademeli ek gösterge uygulansın. Fiili hizmet süresi (yıpranma payı) sağlık hizmetlerinde çalışan tüm emekçilere yıllık 90 gün üzerinden tam olarak uygulansın. OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdamı yapılsın. Taşeron çalışma ortadan kaldırılsın. Toplumsal sağlık için güçlü ve etkin birinci basamak sağlık örgütlenmesi sağlansın. Ceza yönetmeliği kaldırılsın.

“Hiçbir yere gitmiyoruz”

TTB Merkez Konsey Üyesi Halis Yerlikaya ise, Cumhurbaşkanının “gidiyorlarsa gitsinler” sözlerine atfen şunları söyledi. “Sevgili arkadaşlar aslında biz 15 Aralıkta, 8 Şubatta yine Türkiye’nin dört bir yanında alanlardaydık. Şunu söyledik, oyalama değil, daha fazlasını değil, hakkımız olanı istedik. Taleplerimizi ifade ettik, ama bu ülkenin cumhurbaşkanı, bize gidiyorlarsa gitsinler dedi. Bir sağlık çalışanı kolay yetişmiyor. Bu ülke bizim, bu memleket bizim, bizim içimizde insan sevgisi var. Biz binlerce yıldır bu topraklarda iyi hekimlik değerlerine bağlı olarak, sağlık hizmeti ürettik, hekimlik yaptık. Bundan sonra da hekimlik yapmaya devam edeceğiz, vazgeçmiyoruz, hiçbir yere gitmiyoruz.”

Editör: TE Bilişim