HABER MERKEZİ

DİYARBAKIR - Konya’nın Meram ilçesinde Dedeoğulları ailesine yönelik yapılan ırkçı saldırı sonucunda 7 kişinin katledilmesine ilişkin siyasi partiler ve vatandaşlardan tepki yağdı.

Konya'nın Meram ilçesinde daha önce defalarca ırkçı saldırıların hedefi olan Dedeoğulları ailesinden 7 kişi evlerinde katledildi. Silahlı saldırganlar evi ateşe verip kaçtılar. Dün cenazeler Saraçoğlu Mezarlığı'nda toprağa verildikten sonra katliama ilişkin 10 kişi gözaltına alınırken katliama olan tepkiler de çığ gibi büyüyor.

Konya’da incelemelerde bulunan CHP heyeti de, yaşanan olayın ayrıntılarının ve bağlantılarının açık seçik ortaya çıkarılması gerektiğini belirtti. CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener inceleme sonrası yaptığı açıklamada şunları belirtti:

“Yaşanan olayın ayrıntılarının ve bağlantılarının açık seçik ortaya çıkarılması gerektiğini vurgulayan Şener, “Bir taraftan yürütme organına bir taraftan yargı organına düşen görevler vardır. Biz suçluların ve tüm bağlantılarının ortaya çıkarılacağına ve hak ettikleri en ağır cezayı vereceklerine inanmak istiyoruz ve inanıyoruz. Ama bununla birlikte ifade etmek istediğim başka bir konu ise siyasete düşen görevlerdir. Siyasetin konuşma tarzı bir toplumsal kültür oluşturur. Eğer siyaset nezih konuşmazsa vatandaşların duygularını dikkate almazsa yanlış çünkü siyaset konuştukça toplumsal kültür oluşturduğu için kini ve nefreti tetikleyen konuşmaların, ifadelerin özellikle başta iktidar olmak üzere siyasetin dilinde olmaması lazım siyaset nezih konuşmalıdır. Meydana gelen hadiseler bireysel husumetten meydana gelmiş olsa bile."

PERVİN BULDAN: KÜRTLER YALNIZ DEĞİLDİR

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Meram'daki katliama tepki göstererek, Kürtlerin yalnız ve sahipsiz olmadığının altını çizdi ve hükümet yetkililerine istifa çağrısında bulundu.

DİYARBAKIR’DAN TEPKİ

Diyarbakır’da bulunan Sivil Toplum Örgütleri temsilcileri de önceki gün, Koşuyolu Parkı’nda bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde basın açıklaması yaparak yaşanan katliama tepki gösterdi. Birçok kişinin katıldığı açıklamada konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, Konya’da gerçekleşen saldırının toplumsal, ekonomik ve siyasi politikalardan bağımsız olmadığını, toplumsal kutuplaşmalara sebep olduğunu belirtti. Kürtlere yönelik yaşam hakkı başta olmak üzere ağır insan hakları ihlallerine yol açan bu saldırıları kınadıklarını ifade eden Zeytun, “Kürt kimliği ve Kürtçe dilini kullanmaktan kaynaklı her türlü ırkçı saldırılara zemin hazırlayan toplumsal barışı ve bir arada yaşama kültürünü zedeleyen politikalardan ve söylemlerden vazgeçilmesini, ırkçı saldırıların önüne geçmek için herkesi ortak tepki koymaya davet ediyor, etkin bir şekilde bütün yönleriyle soruşturmanın yürütülerek faillerin cezalandırılmasını, ihmali olan kamu görevlileri hakkında da idari ve adli soruşturmaların başlatılmasını talep ediyoruz” dedi.

Kürdistani İttifak Grubu: Her ırkçı saldırının karşısında olacağız

Kürdistani İttifak Grubu, , “Kürt kimliklerinden ötürü yapılacak her ırkçı saldırının karşısında olacağız” açıklaması yaptı.

Kürdistani İttifak Grubu, Konya'nın Meram ilçesinde Kürt aileye yönelik 7 kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesinde bulunan Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde açıklama yaptı. İttifakta yer alan Kürt partilerin katıldığı açıklamada konuşan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, “Kürtler hiçbir saldırıya karşı bugüne kadar geri adım atmadı, bundan sonra da geri adım atmayacaktır. Bizler, bu saldırıların karşısında birlik ruhuyla duracağız” şeklinde konuştu.

Kürdistan Komünist Partisi (KKP) Genel Başkanı Sinan Çiftyürek ise “Sistematik ırkçı saldırıyı güçlü bir şekilde kınıyoruz” başlıklı açıklamasında "Türkiye’nin batısındaki illerde Kürtlere yönelik sistematik ve örgütlü ırkçı saldırılar ve linç girişimleri sonucu öldürülme ve zorla yerlerinden göçertilme vakaları artarak devam ediyor.

Katliam aylardır göz göre göre ‘geliyorum’ diyor, ama hükümet hiçbir ön tedbir almış değil. Konya ve öncesi Afyon, Ankara vb. kentlerde yaşananlar ‘Kürt-Türk çatışması’ asla değildir.  Konya Meram Dedeoğulları ailesinin katledilmesiyle doruğa çıkan olayda, ırkçı saldırıyı 12. Mayıs’ta gerçekleştirenlerin güçlerini cezasızlık politikasından alarak bir adım daha ileri giderek, bu kez yaşam hakkını gasp etmeleridir. Şimdiye dek yapılan saldırıların yargı tarafından nefret suçları olarak değerlendirilmemesidir. Soruşturma makamı olayı sıradan bir saldırı eylemi olarak değerlendirmiştir.

Bu saldırılarla Kürtlere açıkça şu deniliyor; ‘Konya, Afyon, Ankara, Manisa, İstanbul’da yaşamak istiyorsanız; Kürt olarak görünür olmayacaksınız. Kürtçe konuşup rahatsız etme. Kürt kimliğini unut. Yoksa sonuçlarına katlanacaksın’. Batı kentlerinde yaşayan milyonlarca Kürt halkına karşı bir sindirme politikası dayatılıyor. Kürtlere yönelik ırkçı saldırılar sonrası BM Irk Ayrımcılığı Komitesinin tavsiyeleri doğrultusunda ırkçılığın etkili soruşturulmasını ve cezasız kalmasını önleyecek tedbirler almasını talep ediyoruz. Sorumlu veya sorumlular derhal bulunmalı ve yargı önüne çıkarılmalıdır. Türkiye’nin demokrasi güçlerini, muhalefet partilerini, sivil toplum kuruluşlarını bu ırkçı saldırılara karşı açık ve aktif tavır almaya çağırıyoruz. Halkımıza Kürt kimliklerinden ötürü yapılacak her ırkçı saldırının karşısında olduğumuzu ve bu saldırılar karşısında yalnız olmadıklarını ifade ediyoruz."

Editör: TE Bilişim