ÖZEL HABER - Mehmet Rumet SOYLU / Veli BALTACİ
Turizm sektöründe 35 yıllık deneyime sahip İzmirli rehber Erhan Saygılı, Türkiye’nin dört bir yanını gezerek kültürel mirası yerli ve yabancı turistlere tanıtıyor. Şu sıralar 27 kişilik bir grupla Diyarbakır-GAP turunda bulunan Saygılı, kente olan sevgisini ve rehberlik hikayesini anlattı.
“Diyarbakır’ın benim için ayrı bir önemi var” diyen Saygılı, şöyle konuştu:
“Turizm hayatımın büyük bir kısmını Alanya’da sürdürdüm. Ama Diyarbakır’ı anlatmak bana büyük keyif veriyor. Üç gündür buralardayız. Misafirlerimizi Dört Ayaklı Minare, Ulu Cami, müzeler ve On Gözlü Köprü başta olmak üzere kentin önemli noktalarına götürdük. Her gruba anlattığımda sanki yeniden yaşıyor, kendimce yeni şeyler öğreniyorum. Ziyaret edeceğimiz yerler hakkında önceden bilgileniyoruz ama uzun yıllardır buraya geldiğim için Diyarbakır’ı neredeyse avucumun içi gibi tanıyorum.”
“YILLARIN BİRİKİMİYLE REHBER OLDUM”
Kendisini “alaylı rehber” olarak tanımlayan Saygılı, mesleğe adım atış sürecini şu sözlerle anlattı:
“Her ne kadar üniversitelerde turizm ve rehberlik bölümleri artık yaygın olsa da, birçok arkadaşımla alaylı sayılırız. Uzun yıllar önce Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın açtığı kurslara katılarak mesleki yetkinlik kazandım. 35 gün boyunca Türkiye’nin turizm alanlarını gezdik; tarih, coğrafya, mitoloji, arkeoloji ve ekonomi dersleri aldık. Sonunda sınavlara girip başarılı olduk ve rehberlik yapma hakkı kazandık.
Bizim zamanımızda üniversitelerde bu bölümler olsaydı belki kendimi daha da geliştirebilirdim.”
“HER MEVSİMİN ZİYARETÇİSİ FARKLI”
Yılın büyük kısmını turlarda geçiren Saygılı, mevsimlere göre değişen turist profiline de dikkat çekerek, “Sezonu genellikle ilkbaharda açıyoruz ve kasım ayının son haftasıyla kapatıyoruz. Kış aylarında da geziler oluyor ama onlar daha çok küçük, butik gruplarla yapılıyor. Okulların tatil olduğu dönemlerde çocuklu aileler yoğun katılım sağlıyor. İlkbahar ve sonbaharda ise genellikle emekliler ya da bu yaş grubundaki insanlar geliyor. Benden daha iyi bilirsiniz ki, yaz aylarında sıcaklık çok fazla. İnsanlar bazen çok kötü şekilde etkilenebiliyor. O yüzden yaz aylarında ziyaretler azalıyor” dedi.
Bölgeye olan ilgisine rağmen Kürtçe öğrenemediğini söyleyen Saygılı, şunları kaydetti:
“Yabancı dil eğitimi almış arkadaşlarım var ama ben maalesef Kürtçe öğrenemedim. Bilseydim belki daha iyi olurdu. Güneydoğu Anadolu sadece bir tur güzergâhı değil, aynı zamanda bir tutku. Diyarbakır, Mardin, Adıyaman, Urfa… Bu şehirleri anlatırken kendimi daha iyi hissediyorum. Ve buraları ziyarete gelenler de hayran kalıyorlar. Biz kendimizi sadece bir tur rehberi değil, aynı zamanda bir kültür elçisi olarak görüyoruz.”