Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Meclis Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Suriye’de Alevilere yönelik saldırılara tepki gösterdi.

Humus, Süveyda ve Latakia’daki gösterilere ve protestolara işaret eden Gülistan Kılıç Koçyiğit, yurttaşların silahlı güçler tarafından hedef alındığını söyledi.

Alevilerin katledildiğini ve bunun artık görmezden gelinemeyeceğini kaydeden Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Bölgesel barışı baltalayan sistematik bir şiddet uygulaması var. Demokratik Özerk Yönetim’in de vurguladığı gibi, bu saldırılar toplumsal barışı parçalamayı, halklar arasında nefret ve çatışmayı körüklemeyi amaçlamaktadır. Barışçıl göstericiler korkutuluyor, tehdit ediliyor, öldürülüyor. Bu kabul edilemez” dedi.

‘BİR ÇIKIŞ YOLUDUR’

Saldırıların bölgenin barış ve demokrasi umudunu da hedef aldığını aktaran Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Türkiye Cumhuriyeti devleti ve bu Meclis, sınır ötesi politikalarını ve ilişkilerini hakka ve barışa dayanan bir perspektifle gözden geçirmelidir. Suriye’de sivillere yönelik şiddetin durdurulması için her diplomatik ve siyasi araç kullanılmalıdır, Suriye’deki gerginlik tüm bölgeyi tehdit ediyor. Barış dili ve diyalog ile 10 Mart mutabakatının esas alınmasıyla Demokratik Suriye Cumhuriyeti'nin inşası, halkların güvenliği ve bölge barışı için tek çıkış yoludur” dedi.

MECLİS’E ÇAĞRI

Gülistan Kılıç Koçyiğit, Türkiye’nin yanı sıra Meclis ve uluslararası güçleri harekete geçmeye çağırarak, “Sivillerin güvenliğini ve haklarını korumaya, barışçıl ve demokratik çözüm yollarını güçlendirmeye çağırıyoruz. Sivillerin hayatı ve umutları göz ardı edilemez. Bu, sadece politik bir sorumluluk değil, insanlığa karşı görevimizdir” diye konuştu.

‘NEFES ALMAKTA ZORLANIYORLAR’

Konya Ereğli Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde 80 siyasi tutsağın bulunduğuna da işaret eden Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Ayhan Kavak, tarafıma gönderdiği mektupta pek çok hak ihlali yaşadıklarını aktarmıştır: Bulundukları koridordakiler dışında birbirlerini görmelerine, ortak faaliyetlere müsaade edilmiyor. Tam bir tecrit durumu söz konusu. Ne bir kurs var ne bir atölye. Tekli veya üçlü odalarda kalıyorlar, hiçbirinin kendine ait havalandırması yok. Normalde gün boyu havalandırmaya çıkabilmeleri gerekirken günde sadece 1,5 saat gökyüzünü görebiliyorlar, güneşe çıkabiliyorlar; o da ne kadar güneş alıyorsa… Odalarında havalandırma boşluğuna bakan pencereler, demir parmaklıklar yetmezmiş gibi, ağ gibi tellerle çevrilmiş durumda. Mahpuslar nefes almakta bile zorlanıyor” ifadelerini kullandı.

Ekspres'e konuşan Saadet Partili Emine Denizhan:  Şiddet toplumun vicdanına darbedir
Ekspres'e konuşan Saadet Partili Emine Denizhan: Şiddet toplumun vicdanına darbedir
İçeriği Görüntüle

AİHS İHLAL EDİLİYOR

Gardiyanların tutsaklara yönelik provokatif tavırlar da sergilediğini, sürekli bir biçimde koğuş araması yaptıklarını ve eşyaları dağıttığını da aktaran Gülistan Kılıç Koçyiğit, “İdare ve gözlem kurulu, pek çok hapishanede olduğu gibi, burada da ‘pişmanlık’ dayatıp, koşullu salıverme tarihi gelen mahpusların tahliyelerini engelliyor. Tek başına kalamayacağına dair ATK raporu olan ağır hastalar dahi tahliye edilmiyor. Örneğin, ağırlaştırılmış müebbet mahkûmu Emin Gurban bunlardan biridir. Ölünceye kadar infaz, ölüm demektir; zamana yayılmış idam demektir. Ağırlaştırılmış müebbet hapis rejimine karşı umut hakkını savunuyoruz. Hiç kimse bir gün tahliye olma umudu olmadan hapiste kalmamalıdır. Bu rejim, AİHS’in 3. maddesindeki işkence ve kötü muamele yasağının ihlalidir ve Türkiye, bu konuda Bakanlar Komitesi’nin denetimi altındadır” diye kaydetti.

İHLALLERİN SONLANDIRILMASI İÇİN ÇAĞRI

Gülistan Kılıç Koçyiğit, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yasal düzenlemeler derhal gündeme gelmelidir. Mektubu gönderen Ayhan Kavak da hasta mahpus. Hastalıklarından ötürü diyetisyen kendisine ek gıda raporu vermesine rağmen, Konya Ereğli Cezaevi bu gıdaları kendisine vermiyor. Mahpus Bakanlıkla yazışmış, Bakanlık raporu teyit etmiş, ek gıda verilmesi gerektiğini belirtmiş olmasına rağmen, cezaevi sağlığa erişim hakkına müdahale ediyor. Konya Şehir Hastanesi yolu 2 saat sürüyor ve mahpus, bunun işkenceden beter bir yolculuk olduğunu aktarmış. Hastaneye erişim de son derece zor: Ultrason randevusu 1 yılda verilmiş, MR çekildikten sonra gitmesi gereken ortopedi uzmanına ise 5 aydır götürülmüyor. Ereğli Cezaevi’ndeki tüm bu ihlallerin giderilmesi için Bakanlığı göreve davet ediyoruz.”

Kaynak: MA