ÖZEL HABER-Güneş OCAĞA

Kürtçe edebiyat alanında önemli bir akademik çalışma yayımlandı. Ferzan Şêr’in kaleme aldığı “Yamalı Peyzaj: Kürtçe Roman Yazımının Özerk Bir Alan Olarak Oluşumu (1935–2017)” adlı eser, Nûbihar Yayınları etiketiyle okurla buluştu.
2025 yılında 1. baskısı yapılan ve 382 sayfadan oluşan kitap, Kürtçe roman yazımının özellikle son yirmi yılda geçirdiği dönüşümü disiplinlerarası bir çerçevede ele alıyor.

KİTAP TANITIM YAZISI

Kurmancî romanda son yirmi yılda gözlenen üretim artışı, yalnızca sayısal bir çoğalma değil; aynı zamanda yeni bir kültürel alanın ortaya çıkışına işaret eden daha derin bir dönüşümün parçasıdır. Buna karşın bu birikim, bugüne dek sistematik bir kuramsal okumanın konusu yapılmamıştı. Elinizdeki çalışma, tam da bu eksikliği gözeterek, Kürtçe romana dayalı özerk bir edebiyat alanının oluşup oluşmadığını disiplinlerarası bir çerçevede inceliyor.

Roman türündeki genişleme, yayıncılık pratiklerinin çeşitlenmesinden yeni yazar kuşaklarının ortaya çıkmasına okur beklentilerinin dönüşümünden görsel–işitsel kültürün aldığı yeni biçimlere kadar, Kürtçe kültürel alanın bütününde hissedilen kapsamlı bir yeniden yapılanmayla beraber ilerledi. Bu süreç, yalnızca edebi türlerin çoğalmasıyla sınırlı kalmadı; romanın toplumsal rolünü, bilgi üretimindeki yerini ve kamusal alandaki işlevini yeniden tanımlayan yapısal değişimleri de beraberinde getirdi.

Seyir halindeki otomobil alev aldı
Seyir halindeki otomobil alev aldı
İçeriği Görüntüle

Kitap, bu dönüşümleri anlamlandırmak için postkolonyal kuramın sunduğu kavramsal imkânlardan yararlanıyor. Kolonyal bilme biçimlerinin bıraktığı izler hâlâ kurumlarda, hafıza mekânlarında ve kolektif bilinçte varlığını sürdürürken; postkolonyal perspektif, tarihsizleştirilmiş halkların tarihini, susturulmuş dillerin ifade gücünü ve nesneleştirilmiş toplumların özneleşme süreçlerini görünür kılmayı amaçlayan bir düşünme alanı açıyor.

Bu çalışma, Kürtçe romanı yalnızca bir edebi tür olarak değil, modern Kürt kültürel alanının kurucu unsurlarından biri ve toplumsal dönüşümlerin izlenebildiği eleştirel bir pratik olarak konumlandırıyor. Böylece, Kürtçe roman üzerine süregelen tartışmalara kuramsal bir derinlik kazandırmayı ve romanı bölgesel küresel edebiyat alanlarıyla ilişkileri içinde yeniden düşünmeyi hedefliyor.

Muhabir: Güneş OCAĞA