HABER/Mehmet Rumet SOYLU
Seydayê Cegerxwîn, asıl adıyla Şehmus Hesen 1903 yılında (şimdi Batmana bağlı olan) Mardin’in Gercüş ilçesine bağlı Hesarê köyünde doğdu. Çok erken yaşlarda anne ve babasını kaybettiği için ‘öksüz’ büyüdü. 1914 yılında I. Dünya Savaşı'nın başlaması sonucu ailesi ile birlikte Suriye'nin Amudê şehrine göç etti. Burada ablasından habersiz medreselere giderek din eğitimi aldı. Çok kısa süre içinde okuma ve yazmayı öğrendi. 9-10 yıllık bir eğitimden sonra icazet alıp Hasdajor köyünde imamlık yaptı bir süre. 18 yaşına bastığında Kürt kültürü ve dünya edebiyatı ile tanıştı. Şeyh Said isyanının bastırılmasından sonra ilk olarak Rewanduz, daha sonra Bağdat'a giden Cegerxwîn, ardından tekrardan Amude'ye geçti.
İLK KÜRTÇE DERGİDE YAZDI: HALKIM GİBİ BEN DE YARALIYIM
Cegerxwîn, 1928 yılında Kürtçe şiirler yazmaya başladı. Celadet Elî Bedirxan ve yol arkadaşlarının 1943 yılında Suriye'nin başkenti Şam'da çıkardığı Hawar dergisinde, tanındığı ismi ile yazmaya başlar. Cegerxwîn adını kullanma gerekçesini de, “Halkım gibi yaralıyım ben de. Yüreğim yaralı. Kanıyor ciğerim. O yüzden adım ciğeri yaralı Cegerxwîn” şeklinde açıklar.
Ağrı İsyanı'nda büyük role sahip olan Xoybûn örgütüne dahil oldu. 1946 yılında Qamışlo'ya geçerek siyasi faaliyetlerine devam etti. Aynı yıl, Civata Azadî û Yekîtiya Kurd (Özgürlük Meclisi ve Kürt Birliği) adındaki yapının başına geçti. 1948'de Suriye Komünist Partisi’ne üye olup siyasi faaliyetlerini devam ettirdi.
İLK KİTABI: CİM Û GULPERÎ
Şiir ve yazarlık alanlarında önemli eserler yazan Cigerxwin, 1947 yılında ilk kitabı Cim û Gulperî yayımlandı. Suriye’de, medreselerin dışında modern eğitim anlayışına sahip bir okulun açılmasına öncülük eder ama daha sonra Suriye’nin bir kısmını işgal eden Fransızlar tarafından kapatıldı.
Cegerxwîn, 1957 yılına kadar Cizîrê İçin Barış Komitesi adlı kuruluşun başkanlığını yaptı. Daha sonra Suriye Komünist Partisi'nden ayrılarak, Suriye Kürdistan
Demokrat Partisi'ne katılır. 2 yıl sonra tekrardan Irak'a geçip, Bağdat Üniversitesi'nde Kürtçe ders vermeye başladı.
1963 yılına gelindiğinde gösterdiği siyasi faaliyetlerinden dolayı Şam'da tutuklandı.
Cegerxwîn, serbest bırakıldıktan sonra önce Irak Kürdistan Bölgesi, oradan da Lübnan ve İsveç'e geçti
Cegerxwîn, 22 Ekim 1984 tarihinde Stockholm'de vefat etti. Naaşı daha sonra doğduğu topraklara getirilerek, Qamişlo'da toprağa verildi.
Seydayê Cegerxwîn’ın eserleri;
Dîwana yekem: Prîsk û Pêtî, (1945 Şam.)
Dîwana diwem: Sewra Azadî, (1954 Şam.)
Dîwana siyem: Kîme Ez?, (1973 Beyrut.)
Dîwana çarem: Ronak, (Roja Nû Yayınevi, 1980 Stockholm.)
Dîwana pêncem: Zend-Avista, (Roja Nû Yayınevi, 1981 Stockholm.)
Dîwana şeşem: Şefeq, (Roja Nû Yayınevi, 1982 Stockholm.)
Dîwana heftem: Hêvî, (Roja Nû Yayınevi, 1983 Stockholm.)
Dîwana heyştem: Aşîtî, (Avesta Yayınevi, 2003 İstanbul.)
Dîwana nehem: Salar û Mîdya, (Avesta Yayınevi, 2003 İstanbul.)
Dîwana dehem: Şerefnama Menzûm, (Avesta Yayınevi, 2003 İstanbul.
Öykü)
Reşoyê Darê, (Lîs Yayınevi, 2008 Diyarbakır.)
Cim û Gulperî, (Lîs Yayınevi, 2008 Diyarbakır.)
DİL VE KÜLTÜR HAKKINDAKİ ESERLERİ
Destûra Zimanê kurdî (Kürt dil bilgisi, 1961 Bağdat.)
Ferheng, perçê yekem (Sözlük, 1. Bölüm, 1962 Bağdat.)
Ferheng, perçê diwem (Sözlük, 2. Bölüm, 1962 Bağdat.)
Folklora Kurdî (Kürt Folkloru, Roja Nû Yayınevi, 1988 Stockholm.)
TARİH İLE İLGİLİ ESERİ
Tarîxa Kurdistan (Kürdistan tarihi) (bu eseri ölümünden sonra yayımlanmıştır, 3 ciltli, 1985-1987, Stockholm.)
Cigerxwîn’in şiirleri, Kürt halkının tarihsel trajedilerini, kimlik sancılarını, yerinden edilmeleri, yoksulluğu, ezilmişliği işleyerek bir ‘kolektif hatırlama’ örgütler gibidir. Şiiri, halkın sesi olmuştur.
Kürtçe dil bilimsel çalışmalar, sözlük ve gramer eserleriyle Kürt dilinin kurumsallaşmasına katkı sağlamıştır. Bu yönüyle sadece bir edebi figür değil, aynı zamanda kültürel inşa sürecinin aktörlerinden biridir.
Hayatının büyük kısmını, memleketinden uzakta geçirmiş olması, dijital kimliklerin diaspora bağlamında nasıl şekillendiğinin önemli bir örneğidir. Kimliğinin yer, toprakla ilişkisi şiirlerinde sıklıkla tema olmuştur.
Marksizm, sosyalizm, halkların birliği gibi düşüncelere yakındır. Bu, onun yalnızca bir şair değil, aynı zamanda fikir insanı olarak da anılmasını sağlar.
Bugün Cigerxwîn, Kürt halkı ve Kürt edebiyatında hâlâ saygı gören bir figürdür. Şiirleri ezgilere, sloganlara, kültürel etkinliklere taşınır.