Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, Suriye’deki Alevi katliamlarını protesto etmek için yürüyüş yaptı. Çok sayıda yurttaşın katıldığı yürüyüş, Adnan Menderes Bulvarı’ndan Özgecan Aslan Meydanı’na doğru gerçekleşti. Yürüyüşte, “Suriye’de Alevi soykırımına sonö pankartı açılırken, sık sık “Katil HTŞ Suriye’den defolö, “Alevi halkı yalnız değildir", “Yaşasın halkların kardeşliği" sloganları atıldı. Özgecan Aslan Meydanı’nda son bulan yürüyüşün ardından basın açıklaması yapıldı. Basın metnini Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Mersin Şube Eş Başkanı Hüsniye Çelik okudu.
"KADINLAR KAÇIRILIP, KÖLE PAZARINDA SATILDI"
Hüsniye Çelik, 2025 başından itibaren HTŞ ve bağlı grupların, özellikle Lazkiye ve Tartus gibi kıyı bölgelerinde Alevi topluluklara karşı toplu katliam, zorla yerinden etme, infaz ve sistematik şiddet eylemlerini artırdığına dikkat çekti. Mart ayındaki saldırılarda çoğu kadın ve çocuk binlerce sivilin hayatını kaybettiğini belirten Hüsniye Çelik, “Kadınlar kaçırılıp köle pazarlarında satıldı. Bağımsız insan hakları kuruluşları, bu durumu etnik-mezhepsel temelli sistematik şiddet ve soykırım riski olarak tanımlamaktadır. Uluslararası toplumun sessizliği, baskı ve soykırımcı katilleri cesaretlendirmektedir. Yaşananlar insanlığa karşı işlenen suçlardır. Sessiz kalmak veya tarafsızlık iddiası, suçun devamına katkı sunar. En temel insan hakkı olan yaşam hakkının bu denli çiğnendiği bir ortamda uluslararası kurum, devlet ve kuruluşları sorumluluk almaya çağırıyoruz" diye konuştu.
AB, BM VE DEVLETLERE ÇAĞRI
Avrupa Birliği’ne, Birleşmiş Milletlere ve tüm devletlere katliamların durdurulması için çağrıda bulunan Hüsniye Çelik, şunları söyledi:
“Katil Colani hükümetine verdiğiniz tüm desteği derhal sonlandırın. Bu gayrimeşru yapıyı tanımayı durdurun. Halkların ortak iradesi ile kurulacak eşit yurttaşlığa dayalı, birleşik, laik ve demokratik Suriye Cumhuriyeti’nin önünü açın. Başta Meclis olmak üzere, sendikaları, sivil toplumu, siyasi partileri ve demokratik kamuoyunu; Suriye'deki soykırım riskini görünür kılmaya, kınamaya ve uluslararası sorumluluk almaya çağırıyoruz. Suriye'de başta Alevilere, Hristiyanlara, Dürzilere ve diğer tüm azınlıklara yönelik katliam, etnik temizlik ve soykırım riski taşıyan saldırılar derhal durdurulmalıdır. Birleşmiş Milletler ve uluslararası insan hakları kuruluşları acilen bağımsız soruşturma mekanizmalarını devreye sokmalı, suçlular tespit edilip yargılanmalıdır. Baskı ve saldırı altındaki azınlıklar için insani yardım koridorları açılmalı, yerinden edilmiş siviller korunmalı, temel ihtiyaçları uluslararası denetim altında güvence altına alınmalıdır. Etnik temizlik siyasetine hizmet eden iç ve dış aktörlerle kurulan her türlü meşruiyet ilişkisi reddedilmelidir."
Eylem, sloganlarla sona erdi.




