Diyarbakır’da Tahir Elçi Vakfı tarafından “Kürtlerin İnsan Hakları Algısı” konulu panel düzenlendi. Panele aralarında hukukçu, aydın, yazar ve gazetecilerin olduğu çok sayıda kişi katıldı. Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Avukat Neşet Girasun moderatörlüğünde gerçekleşen programda, Rawest Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan Kürtlerin İnsan Hakları Algısı Araştırma Raporu bulgularını araştırmacı Reha Ruhavioğlu açıkladı.

11 İLDE KAMUOYU ARAŞTIRMASI

Kürtlerin İnsan Hakları Algısı Araştırma Raporu Diyarbakır, Mardin, Van, Mardin, İstanbul, İzmir, Mersin ve Adana’nın aralarında bulunduğu toplam 11 il ve 34 ilçede bin 363 kişi ile yüz yüze görüşülerek hazırlandı. “Kürt illeri” ve “Kürtlerin göç ettiği iller” olarak iki gruba ayrılarak gerçekleşen araştırmada katılımcılara ayırımcılık, ayırımcılık algısı, ifade özgürlüğü, temel hak ve özgürlükler başta olmak üzere birçok başlıkta sorular yöneltildi.

ULUSLARASI SÖZLEŞMELERDEN KİMSENİN HABERİ YOK

“İnsan hakları deyince aklınıza ne geliyor” sorusuna katılımcıların yüzde 33’ü ‘Adalet’, yüzde 24’ü ‘Hak ve Özgürlükler’ ve yüzde 10’u ‘Hukuk’ cevabını verdi. Araştırmaya göre her 10 katılımcıdan 9’u insanların insan olmaktan kaynaklı hakları olduğunu düşünüyor. Yüzde 83’ten fazlası, hakların devletin verme yetkisi olmadığını, bunların kendiliğinden var olduğunu düşünüyor. Katılımcıların yarısından fazlası Türkiye’de insan haklarını koruyan yasaların olduğunu bilmesine karşı uluslararası sözleşmelerden haberdar değil.

EN ÖNEMLİ HAK YAŞAM HAKKI

“Haklar Nereden Öğreniliyor” sorusuna katılanların yüzde 42’si haklarını aile içinde öğrenmeye başladığını söylerken, yüzde 21 televizyondan takip ettikleri cevabını verdi. Haklarını okulda öğrenildiğini söyleyenlerin oranı yüzde 11, kitaplardan öğrenildiğini söyleyenlerin oranı yüzde 8’de kaldı. “İnsan Hakları İçinde Görülen En Önemli Haklar” konusunda öne çıkan haklar ‘yaşam hakkı’, ‘ifade özgürlüğü’ ve ‘kadın hakları’ oldu. Katılımcıların yüzde 72’si yaşam hakkını en önemli hak olarak görürken, yarısı da ifade özgürlüğünün en önemli hak olduğunu ifade etti.

KÜRTLER “YAŞAM HAKKI İHLAL EDİLİYOR” GÖRÜŞÜNDE

“Türkiye'de İnsan Hakları İhlal Ediliyor Mu” sorusuna katılımcıların yüzde 79’u ‘ediliyor’ , yüzde 8’si ‘edilmiyor’ yüzde 13 ise ‘fikrim yok’ cevabını verdi. Bu soruya bağlantılı olarak ‘Türkiye’de en çok ihlal edilen haklar nelerdir’ sorusuna katılımcıların yüzde 63’ü ‘ifade özgürlüğü’, yüzde 60’ı ‘Yaşam hakkı’, yüzde 53 ‘Kadın hakları, yüzde 19 ‘Eğitim hakkı’, yüzde 15 ‘Adil Yargılanma Hakkı’, yüzde 10 ‘İnanç ve İbadet Hakkı’ ve yüzde 9 ‘Barınma Hakkı’ cevabını verdi. Her beş katılımcıdan dördü, Türkiye’de insan haklarının ihlal edildiği görüşünde.

İHLALLERİN NEDENİ ETNİK KİMLİKLERİ

İnsan Haklarına Maruz Kalma Sebeplerine ilişkin soruya katılımcıların yüzde 50’si etnik kimlik, yüzde 15’i cinsiyeti, yüzde 10’u ekonomik durumları, yüzde 7’si dini ve yüzde 6’sı mezhebinden dolayı ayrımcılığa maruz kaldığı cevabını verdi. Katılımcıların yarısı insanların haksızlığa maruz kalma sebeplerini etnik kimlik olarak açıklıyor. Etnik kimlik cevabını cinsiyet izliyor. Bu da kadınların yaşadığı ayrımcılığa işaret ediyor.

EN ÇOK KADINLAR İHLALLERE MARUZ KALIYOR

Araştırmaya göre en çok hak ihlaline uğrayan gruplar kadınlar, Kürtler ve yoksullar. “En Çok Hak İhlaline Maruz Kalan Gruplar” başlığında kadınlar yüzde 67, Kürtler yüzde 61, yoksullar yüzde 19, çocuklar yüzde 19, işsizler yüzde 13, gençler yüzde 5 olarak yer aldı. İktidarın ve muhalefetin tartışma konusu yaptığı başörtü meselesi ilse yüzde 3’te kaldı.

KADINLAR ÇİFTE AYIRIMCILIĞA MARUZ KALIYOR

Katılımcıların yüzde 39’u bugüne kadar herhangi bir sebepten ötürü ayrımcılığa uğradığını belirtirken, ayırımcılığa uğradığını söyleyenlerden yüzde 41’i kadın, yüzde 37’si ise erkeklerden oluşuyor.

Ayrımcılığa uğrama sebebi nelerdir? Katılımcıların yüzde 52’si ‘etnik kimliği’, yüzde 21’i cinsiyet, yüzde 8’i siyasi tercih, yüzde 6’sı fikirleri, yüzde 5’i hayat tarzı, yüzde 4’ü ise inancı nedeni ile ayırımcılığa maruz kaldığını söyledi. Cinsiyet sebebiyle yaşanan ayrımcılık neredeyse sadece kadınlar tarafından dile getiriliyor. Kadınlarda etnik kimlik ile cinsiyet kimliği sebebiyle yaşanan ayrımcılık başa baş gidiyor. Bu da kadınların etnik kimlik ve cinsiyet temelli ayrımcılığı birlikte yaşadıklarını gösteriyor.

ANADİLDE EĞİTİM: ÇİFT DİLLİ EĞİTİM SİSTEMİ İSTENİYOR

Anadilde Eğitim: Katılımcılar ister Almanya’daki Türk çocuklar ister Türkiye’deki Kürt çocuklar için sorulsun, ana dilde eğitim alamamayı bir hak ihlali olarak değerlendiriyorlar. Bunun hak ihlali olduğuna katılmayanların oranı yüzde 10’un altında kalıyor. Katılımcılar, ana dili Türkçe olmayan Kürt çocuklar için eğitim dilinin nasıl olması gerektiği bahsinde çoğunlukla iki dilli bir eğitimi tercih ediyorlar. (DUVAR)

Editör: TE Bilişim