RÖPORTAJ/Faruk BALIKÇI
FOTOĞRAFLAR/Veli BALTACİ
Amedspor’un 18 Ekim’de gerçekleştirdiği Olağanüstü Kongrede başkanlığa seçilen Nahit Eren, Güneydoğu Ekspres’e verdiği özel röportajda, Amedspor’un bugünü ve geleceğini anlattı. Amedspor’un kurumsal kimliği nedeniyle bu sorumluluğu üstlendiğini ifade ederek, “Amedspor vicdanın sesidir” dedi.
Amedspor Şehmus Özer Tesisleri’nin kapısını Güneydoğu Ekspres’e açan Nahit Eren’e yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle.
*Daha önce Diyarbakır Barosu Başkanlığı yaptınız. Amedspor Başkanı olacağınızı hiç düşündünüz mü?
Tabii yani bu konuda talep gelene kadar, teklif gelene kadar aklımın ucundan böyle bir fikir hiç geçmedi. Ya da böyle bir çalışmayı yürütebileceğime, yani yürütmek konusunda zihnimi bile yormadım daha önce.

“STK DENEYİMİM KULÜBE KATKI OLACAĞI DÜŞÜNÜLDÜ”
*Peki, o teklif gelince ne düşündünüz?
Tabii teklifin geliş tarzı da önemli. Amedspor, belirli manevi değerlerle çok güzel seviyelere, aşamalara bugüne kadar emek sarf edenlerle gelmişti. Sivil toplum örgütlerinden, baro gibi önemli bir kurumda deneyim ve tecrübesi olan arkadaşlarımdan ve çalışma arkadaşlarımdan böyle bir sorumluluğu üstlenmem konusunda bir talep geldi. Baro Başkanı sıfatımdan kaynaklı kurumsal deneyimim, geçmiş sivil toplumlarla olan ilişkilerimin kulübe ve çalışmalara katkı sunacağını düşündüler. Amedspor’un kurumsal kimliği, çalışma tarzı bana bu konuda sorumluluk üstledi. Baro Başkanlığı’ndan dolayı kurumsal bir deneyim ve tecrübem var. Diyarbakır Barosu bir spor kulübünden farklı bir alandır. Ama ben ilk günde şunu söyledim. Bizim buradaki pozisyonumuz, doğru zamanda, doğru teknik bilgiye sahip kişilerle idarecilik yapmak, yöneticilik yapmaktır aslında. Bu biraz eleştirildi ama mevzu kurumsal bir hafıza, kurumsal bir çalışma sistemine oturtmaktır.
“AMEDSPOR VİCDANIN SESİNİ YANSITAN BİR KULÜPTÜR”
*Amedspor'un değer yargıları ve kimliği olan bir kulüptür. Bu değer yargıları ve bu kimliği nasıl tarif edersiniz?
Hep şunu söyledik. Yani Amedspor bir kulüpten ya da bir takımdan öteye bir isimdir. Hep sorgulanır bir pozisyon aslında. Türkiye'de hiçbir kulüp bu şekilde sahiplenilmedi. Yani sahiplenme duygusuna sebep olan unsurlar bizler için önemli. Yani bu toplum bu kulübe neden bu değeri kıymeti verdi? Çünkü bu kulübün temsil ettiği değerler var. Kulübün kendisi bu değerler üzerine inşa edilmiş. Yani bu toplumdan bu toplumun sorun alanlarından kopuk bir kulüp değil. Salt bir sportif başarı üzerine şekillenmiş, kurulmuş ve çalışmalarını yürüten bir kulüp olmaması. Toplumdaki sorunlara duyarlı, toplumdaki sorunları toplumun beklentisi doğrultusunda gündemleştirmek, buna dair pozisyon almak, buna dair söz kurmak. Bu belki eleştirilir. Yani sporla toplumsal sorunları özdeşleştirmek ne derece doğru? Hayır, biz bilakis şunu düşünüyoruz; Bu tür toplumsal alana etki eden aktivitelerde toplumun sorun alanlarından kopuk bir yol haritası doğru değildir. Bugün Amedspor, bana göre, bu toplumun sorun alanlarının, daha doğrusu vicdanının sesini de yansıtan bir kulüptür. Amedspor denilince sivil toplum örgütünden daha üst bir biçimlilik diyebiliriz

“AMEDSPOR, TÜM SİVİL TOPLUMU BİR ARAYA GETİREN YAPIDIR”
Sivil toplum örgütleri belli bir çalışma alanına özgü gönüllülerin bir araya gelip çalışma yürüttüğü bir alandır. Amedspor birçok sivil toplumun çalışma alanına özgü konu başlıklarında bile duyarlılık gösteren ve bir aktivizmi olan yapıdır. Bu anlamda evet bir sivil toplum örgütü gibi ama kentteki her siyasi görüşten insanın her toplumdaki ya da Diyarbakır'daki bütün kurum ve meslek örgütlerinin çatısı altında destek amaçlı ve dayanışma amacıyla bir araya getirdiği bir yapıdır. Amedspor birleştirici bir kurumdur. Tüm kentteki bütün sivil toplum ve meslek örgütlerinin Amedspor’un değer yargılarının oluşumuna katkısı var. Ama hepsini de bir arada tutan önemli bir önemli bir kulüp, önemli bir isim, önemli bir motivasyon kaynağıdır. Amedpor'un istişare kurulu bu kentteki bütün sivil toplum ve meslek örgütlerinden oluşuyor. Buna benzer Türkiye'de hiçbir örnek yok.
“AMEDSPOR BİRLEŞTİRİCİ GÜÇTÜR”
Ben bunu örneklemek de istiyorum. Amedspor bir alt ligdeyken, son haftalarda Kastamonu'yla çok önemli bir karşılaşması vardı. Biz kentteki bütün sivil toplum örgütleriyle dayanışma gösterip Kastamonu'ya gitmiştik. Oradaki kulüp başkanı, belediye başkanı sivil toplum örgütünün temsilcileri büyük bir şaşkınlık içerisindeydi. Özellikle kulüp başkanı çok şaşırmıştı. Yani bu inanılmaz bir şey. Yani bir kentin barosu, bir kentin ticaret odası, İnsan Hakları Derneği, bir kentin organize sanayi başkanı, düşünün hepsi nasıl bir arada olabilir ve destek dayanışma gösterebilir? Amedspor işte öyle birleştirici bir güçtür.
“MAALESEF ANA KADROMUZDA ALT YAPIDAN GELEN BİR FUTBOLCUMUZ YOK”
*Futbol endüstriyel bir alandır. Siz bu ekonomik desteği nasıl sağlıyorsunuz? Kulübün borcu var mı?
Her kulübün borcu vardır. Bu sektör çok ciddi paralarla aslında ayakta duran bir sektördür. Futbolcu maliyetleri çok yüksektir. Evet, bize yapılan eleştiri ki bana göre haklı bir eleştiri. Futbolcu maliyetlerini düşürmenin tek bir yolu var. Kendi futbolcularınızı yetiştirip ana kadroda oynatabilmektir. Amedspor altyapıya önem vermiş ama maalesef şu an ana kadromuzda altyapımızdan gelen bir futbolcumuz yok. Bu bir kulüp için kabul edilebilir bir pozisyon değil. Ben kongre sürecinde izah ettim. Bizim bir kısa vadeli 2 yıllık, 3- 5 ve 10 yıllık planlarımız olacak.

“SPOR KÖYLERİ KURACAĞIZ”
Kurumsal kimliğimizi önce bir yani hani çok da geçmiş emek vermiş tüm arkadaş ve dostlara tabii ki teşekkür ediyoruz. Herkes çok büyük emekler verip bu kulübü ayakta tuttu. Çok zor şartlarda. Ama kurumsal kimliği güçlendirme konusunda yapmamız gereken çok şey var. Amedspor’un bunu tek başına, yapması da çok güç. Gerçekçi olmamız gerekiyor. Ama ben bunu Büyükşehir Belediye Eşbaşkanlarımla da konuştum. Diğer alt kademe belediye başkanlarımızla da görüştük. Amedspor'un yerel yönetimlerle birlikte burada büyük bir spor köyü kurması lazım. Bu spor köy dediğimiz işte Amed'te bulunan ya da çevre illerden gelen çocukların her türlü ihtiyacını giderilecek. Konaklama, eğitimine kadar. Biz bu çocukları sadece geçirip futbol amaçlı bir çalışma içerisinde sadece değil, eğitim hayatlarını da burada sürdürecek bir sistem kurmamız lazım ki, bu yapmamız gereken ve yapabileceğimiz bir şey.
“TÜRKİYE’NİN DEĞİŞİK KENTLERİNDE OYNAYAN FUTBOLCULARIMIZLA TEMAS KURACAĞIZ”
En fazla çocuğun, gencin olduğu bir yer bu kent. Yakın zamanda bir çalışma yürüttüm. Belki yakında bunun sonuçlarını daha sağlıklı bir şekilde yönetim kurulumuzda masaya yatıracağız. Türkiye'nin değişik kulüplerinde alt yapıdan yetişmiş bölgeden o kadar çok çocuk var ki. Şu an aslında kimliği çok da açıklanmayan ama çok büyük kulüplerde oynayan birçok futbolcumuz var bölgeden yetişmiş. Biz bunların hepsiyle temas kuracağız. Trabzon'da, İstanbul'daki kulüplerde şu an U-17, 19 takımlarında oynayan çocuklar var. Bu çocuklarımızı da temas kurmak istiyoruz. Bizim Avrupa'da birçok kulüpte oraya işte zorunlu sebeplerle göç etmiş ama orada şu an alt liglerde ya da ana liglerde oynayan futbolcular var. Onlarla ilgili de bir çalışmamız olacak. Bunları başarırsak Atletico Madrid, Barcelona olabiliriz. Aksi durumda her şey kağıt üzerinde her şey sözde kalır.
“KURUMSAL YAPIYI GÜÇLENDİRMEMİZ GEREKİYOR”
*Eksiklikleriniz nelerdir?
Şu an antrenman sahamız yok. Bir antrenman sahamız var. 15 yıllık antrenman sahası. Hemen yanında bir boş yer var. Girişimlerde bulunduk. Yedek bir sahamız olmalı. Fitness salonumuz var. Ama, ihtiyaçlar gerçekten bir futbol kulübünde A Takım açısından yetersiz. Gidermeye çalışıyoruz. Ya da bugünlerde çok konuşuluyor. Kulüp otobüsümüz evet eski otobüsümüz ihtiyacı cevap vermediği için yenisi satın alınmış. Kasım ayının ilk haftası ya da ikinci bilemeyiz. Kasım ayı içerisinde otobüsümüz de gelecek.

Ama dediğim gibi eğer biz bu tür büyük idealleri ya da bu tür taahhüt ettiğimiz hedef olarak belirlediğimiz yerlere ulaşmak için bu kurumsal yapıyı güçlendirmemiz gerekir. Yani bu kulübün kurumsal yapısını personel, altyapı, tesis, ekonomik kaynaklar açısından güçlendirmesi lazım. Büyük transferler dediğimiz birçok yabancı oyuncumuz var. Ve ciddi maliyetlerle transfer edildiği futbolcu maaşları gerçekten bizleri zorluyor. Ama Amedspor markasının yaratabileceği imkanlar açısından zorlanmayacağımızı düşünüyorum. Yani bunu sağlayabilecek bir altyapıyı kurmaya çalışıyoruz.
“STORE MAĞAZALARI YAYGINLAŞTIRILACAK”
Store mağazalarımızı yaygınlaştırmayı oradan elde edilecek gelirle, destekle, mesela yakın zamanda 12 ilçemizde o ilçelerimizin iş insanlarına, esnaflarına, futbolcularımızdan, kulüp yöneticilerimizden, bir çocuklarımızdan kulübümüzü bütünleştiriyoruz birleştiriyoruz kampanyası başlatacağız. Bu ne demek oluyor? O örneğin X ilçemizde, Lice ilçemizde 2000 çocuğa forma kampanyası gibi. Burada tabii oradaki insanlarla esnaflarla, küçük, küçük katkılarla, bağışlarla Amedspor bir noktaya gelebilir. Ama bu sürdürülebilir bir pozisyon mu? Hayır. Bizim daha güçlü ekonomik bir program hazırlamamız lazım. Kendi öz kaynaklarımızı artıracak çalışmalar içerisinde olmamız lazım.
“AMEDSPOR, KENDİ TOPLUMUNUN SORUNLARINI SOSYAL SORUMLULUK PROJESİYLE STADLARINA YANSITIYOR”
*Sosyal medyada Amedspor'a yönelik bir linç kampanyası var. Bunlara yönelik bir cevabınız var mı?
Bunlar zaten hep vardı. İşte az evvel bahsettiğiniz Amedspor'un temsil ettiği değer yargılarının yarattığı rahatsızlıktır. Amedspor'a karşı ayrımcı pozisyon, ötekileştiren yani Amedspor kendi halkını, kendi toplumunun sorunlarını, sosyal sorumluluk projeleriyle statlarına yansıtıyor. Ya da statlardaki taraftarları o toplumun vicdanının sesi olarak bunu tezahüratlarına yansıtıyor. Bu da bir şekilde Amedspor'a maalesef böyle ırkçı ayrımcı, ötekileştirici bir muameleye maruz kalmasına sebep oluyor. Biz hep şunu söyledik. Amedspor’a ne tür tepki, ne tür saldırılar olursa olsun bu kimliğinden, bu pozisyonundan ödün vermez. Ve buna karşı da mücadele etmeye devam eder. Amedspor'a Kürtçeye dair örneğin en son reklamla ilgili cezalar verdi. Bu tür cezalar bizde caydırıcılık yaratmaz. Çünkü biz yasal olan, hukuki olan, ahlaki olan, vicdani olan konu başlıkları üzerinden söz kurmaya çalışıyoruz. Yasaların mevzuatın ne olduğunu biliyorum. Ama yasal bir engeli olmayan suç teşkil etmeyen, ya da birilerinin keyfi davranışlarıyla da Amedspor'un cezalara maruz kalması tabii ki kabul edilmez.
“AMEDSPOR TARAFTARI TOPLUMUN VİCDANIDIR”
*Taraftara bir çağrınız var mı?
Amedspor taraftarı çok farklıdır. Türkiye'de, dünyada birçok kulübün taraftarları kendisinden söz eder. Statlarda taraftarların yarattığı ambiyansdan futbol karşılaşmaları çok farklı bir eşiğe, atmosfere bürünür. Amedspor taraftarı farklı, özel, birden çok grubu grup taraftarı olan kendilerini farklı isimlerle tanımlayan bir kulübüz. Tabii hepsinin bir arada, birlikte aynı zamanda hareket etmesini isteriz. Ama statta özellikle takıma yönelik destekte daha senkronize çalışmalar içerisinde olmaları birlikte olmaları bizi mutlu eder. Ama ben hep şunu söyledim. Amedspor taraftarları sadece bir organizasyonun bir futbol organizasyonu bir stadın bir parçası gibi değil aslında daha büyük bir anlam ifade ediyor. O taraftar gruplarımız yaşadıkları toplumun vicdanının sorunlarının duygusunun statta ifade bulmuş halidir. Sözcüsü pozisyonundalar. Biz bu anlamda taraftarlarımızın bu pozisyonu tutumundan memnunuz.
“SAHAYA ATILAN YABANCI MADDELER BİZİ RAHATSIZ EDİYOR”
Ama maalesef zaman, zaman istemediğimiz durumlarda oluyor. Bunu taraftar grupları değil genel anlamda statta bulunan seyircilerimiz için söylüyoruz. Nitekim son İstanbul karşılaşmasında da maalesef yine kulübümüz disipline sevk edildi. Birçok konu başlığı üzerinden stada atılan sular, yabancı maddeler, kötü tezahürat, hakeme yönelik kötü tezahürat. Ben bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Amedspor Kulübü'nün bu ve benzeri davranışlardan dolayı. Cezaya maruz kalması gerçekten bizi çok rahatsız ediyor. Ve bazı cezalar gerçekten bizde utanç kaynağı da oluyor. Çünkü biz hep şunu söyledik. Bizim bir kimliğimiz var, rengimiz var. Evet, haksızlığa uğramıyor muyuz? Son karşılaşmada evet hakemin kararlarının seyirci tarafından ne kadar rahatsız ettiği, bizler seyircinin ne kadar rahatsız ettiğini biliyoruz. Doğrudan maça etki eden kararları oldu. Ama buna, bütün bu olumsuzluklara rağmen de bizler bu tür kulübümüze yaptırım uygulatacak ya da bizim doğru bulmadığımız tarzdaki söylem dilinden ve hareketlerden kaçırmamız lazım. Biz bunu Amedspor taraftarlarına, gerçekten kulübümüzün ceza yemesi boyutuyla ya da statta bunların ifade ediliyor olma biçimiyle rahatsız olduğumuzu da belirtmek istiyorum. Özellikle cinsiyetçi söylemler bir yana, hakaret eden tarzdaki tezahüratlar bizim statta olmamalı.
“ŞAMPİYONLUĞU HEDİYE EDECEĞİZ”
Sportif alanda bazen istediğimiz sonucu alamayabiliriz. Ama sonuca ulaşacağız. Hedefimiz şampiyonluktur. O şampiyonluğu hediye edeceğiz.




