ANALİZ-Mehmet TÜRK
Aytaç Kara ile başladı sonra Dia Saba, Mbaye Diagne, Cheikhou Kouyaté, Emrah Başsan ve Hasan Ali Kaldırım gibi Süper Lig görmüş oyuncuların gelişi, sadece saha içi değil, saha dışında da camiaya moral oldu. Yönetim, kadro derinliğini artırarak artık sadece bir lig takımı değil, Süper Lig’in kapısını aralayacak bir kadro kurmak istediğini gösterdi.
Yarın Diyarbakır Stadyumu’nda oynanacak Pendikspor maçı, bu vizyonun ilk ciddi sınavı olacak. Rakip, kolay lokma değil. İstanbul ekibi, son yıllarda edindiği tecrübeyi sahaya yansıtan, disiplinli bir takım. Ancak Amedspor’un en büyük avantajı, kendi sahasında ve kendi taraftarının önünde oynayacak olması. Diyarbakır, futbolla yaşayan bir şehir. Taraftarın ateşi, sahadaki oyunculara yansıyan bir enerjiye dönüşüyor.
Geçen sezon istenilen düzeye çıkamayan Fernando Andrade ve Murat Uçar, gösterdikleri performans ve attıkları gollerle bu yıl takımın vazgeçilmezleri oldu. Her maçta taraftara inadına umut vermeye başladılar.
Geçmişte birçok takım, bu tribünlerin coşkusuna karşı koymakta zorlandı. Çünkü Amedspor taraftarı sadece bir seyirci değil, adeta 12. adamdan da öte, takımın ruhunu sahaya taşıyan bir güç. Yarınki maçta yine aynı manzarayı göreceğimizden kimsenin şüphesi yok. Kent meydanlarında, sokaklarda, kahvelerde tek konuşulan konu Pendikspor karşılaşması.
Futbolun dili evrensel ama Diyarbakır’ın futbol sevgisi bambaşka. Taraftarların her tezahüratı, her bayrak sallayışı, sadece takıma değil, bu şehre olan aidiyetin bir göstergesi. İşte bu yüzden Amedspor sahaya yalnız çıkmayacak. Tribünlerden yükselecek ses, sahadaki 11’e güç verecek, yeri geldiğinde yorulan ayağı kaldıracak, morali bozulana umut olacak.
Yarın sadece 90 dakikalık bir maç oynanmayacak. Aynı zamanda Amedspor’un yeni transferleriyle birlikte taraftarına vereceği ilk büyük mesaj sahneye çıkacak. Pendikspor karşısında alınacak bir galibiyet, hem takımın özgüvenini artıracak hem de camiayı şampiyonluk yolunda daha da kenetleyecek.
