Üniversitenin kampüsündeki doğal göletten izole edilen ve NEU kodlarıyla bilim literatürüne giren üç farklı bakteriyofaj, antibiyotiklere dirençli Pseudomonas aeruginosa bakterisinin birden fazla suşunu etkisiz hale getirebilecek. Daha önce keşfedilen iki bakteriyofajın ardından, yeni bulunan üçüncü bakteriyofajın da etkisi, özellikle dirençli suşlar üzerinde büyük önem taşıyor.

Bu üç bakteriyofajın birleşiminden oluşacak olan "faj kokteyli", sinerjik bir etki yaratarak, enfeksiyon tedavisinde antibiyotiklere karşı gelişen direnç mekanizmalarını aşmayı ve hastane enfeksiyonlarının tedavisinde daha etkili bir çözüm sunmayı hedefliyor. Bakteriyofaj terapisi, antibiyotik direncine karşı etkili bir alternatif olarak dikkat çekerken, Yakın Doğu Üniversitesi’nin bu alandaki araştırmaları, küresel halk sağlığına katkı sağlayacak potansiyel taşıyor.

Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Araştırma Enstitüsü araştırmacılarından Dr. Ferdiye Taner, yeni keşfedilen bakteriyofajın, önceki iki fajın etkisiz kaldığı dirençli suşları da etkisiz hale getirdiğini belirterek, bu üç bakteriyofajın birleşmesinin devrim niteliğinde bir çözüm sunabileceğini vurguladı. Bu çalışmalar, antibiyotiklere dirençli bakterilerle mücadelede geleceğin tedavi yöntemlerinden biri olan bakteriyofaj terapisinin klinik uygulamalara dönüştürülmesi yolunda önemli bir adım olarak görülüyor.

Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, bu keşfin, antibiyotik direncine karşı insanlık adına büyük bir kazanım olduğunu belirterek, üniversitenin bilimsel araştırma kapasitesinin bir göstergesi olduğunu ifade etti. Bu araştırmalar, yalnızca teorik değil, klinik uygulamalara yönelik çözümler üretmeyi hedefliyor ve antibiyotik dirençli diğer bakterilere karşı da genişletilmeye devam edilecek.

Kaynak: İHA