Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) Bireysel Başvurunun 11. Yıl Dönümü Uluslararası Konferansı'nda konuşan Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Aslan, “Geride bıraktığımız 11 yıl içinde AYM’ye 555 binin üzerinde başvuru yapılmıştır. Başvurulardan yaklaşık yüzde 77'si karara bağlanmıştır” dedi.
AYM’nin Bireysel Başvurunun 11. Yıldönümü Uluslararası Konferansı, Anayasa Mahkemesi Yüce Divan Salonu’nda gerçekleştirildi. Konferansa AYM Başkanı Zühtü Arslan ile birçok hukukçu katıldı. Ülkemizde 11 yıl önce uygulamaya başlanan bireysel başvurunun getiriliş amacının temel hak ve özgürlükleri daha iyi korumak ve standartlarını yükseltmek olduğunu ifade eden Arslan, “Bireysel başvuru en başta Anayasa Mahkemesi'ni değiştirmiştir. Bireysel başvuruyla birlikte Anayasa Mahkemesi, yasama ve yürütmenin yanında yargı organlarının kararlarını da temel hak ve özgürlüklere ilişkin anayasal hükümlere uygunluk bakımından denetleyen, böylece Anayasa’nın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkesini bir bütün olarak hayata geçirmeye çalışan bir kuruma dönüşmüştür” dedi.
Arslan, toplumun her kesiminden bireylerin hak ihlalleri karşısında AYM’ye başvurduklarını belirtti. Arslan, gelen başvurularda yazdığı bir yazıdan dolayı yaptırıma maruz kalan yerel gazeteciden gösteriye katılması nedeniyle okuldan uzaklaştırılan öğrenciye kadar birçok meslek grubunun temel haklarının ihlal edildiğini ifade ederek, AYM’ye başvurduklarını aktardı. Arslan, gelen başvuruların her meslek grubunu içerisinde barındırdığını belirterek, “Yaşam hakkından ifade özgürlüğüne, mülkiyet hakkından din özgürlüğüne kadar bireysel başvuru kapsamındaki tüm anayasal hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddiasıyla çok sayıda başvuru yapılmıştır. Sözgelimi Sevim Hanım evlendikten sonra evlilik öncesi soyadını tek başına kullanamadığı, Tuğba Hanım ise başörtülü olarak duruşma salonunda avukatlık görevini yapamadığı için haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir. Binali Bey atık suların arıtım yapılmaksızın evinin yanındaki akarsuya dökülmesi, Ahmet Bey ve diğerleri ise taşınmazlarının kadastro çalışması sonucu üçüncü kişiler adına tescil edilmesi nedeniyle hak ihlali iddialarında bulundular” ifadelerine yer verdi.
Anayasa Mahkemesi'nce benzeri birçok başvuruda hak ihlali bularak başvurucuların mağduriyetlerini giderecek kararlar verildiğini vurgulayan Arslan, şunları aktardı:
“Mahkememiz bu kararlarda sadece somut anlamda başvurucunun mağduriyetini gidermeye yönelik kararlar vermekle kalmamış, yorumladığı temel hak ve özgürlüğün ona ilişkin temel ilkeler ve bu konulardaki yapısal sorunlarını tespit etmiştir. Anayasa Mahkemesi de baştan itibaren anayasa koyucunun iradesinde tecelli eden temel hak ve özgürlüklerin daha iyi korunması ve standardının yükseltilmesi istikametinde bireysel başvuruyu etkili şekilde uygulamanın gayreti içinde olmuştur.”

“11 yıl içinde mahkemeye 555 binden fazla başvuru yapılmış”
Bireysel başvurunun getirdiği iş yüküne değinen Arslan, “Nereden bakılırsa bakılsın bireysel başvurudaki 11 yıllık tecrübe bir başarı hikâyesidir. Üstelik içinden geçtiğimiz dönemi yaşadığımız 11 yıllık süreçteki olayları, durumları ve bunlarında etkisiyle artan iş yükünü düşündüğümüzde bu başarının çok daha belirgin olduğu anlaşılacaktır. Bu zorluklar arasında iş yüküne özellikle değinmek gerekiyor. Geride bıraktığımız 11 yıl içinde mahkemeye 555 binden fazla başvuru yapılmış, bunun 425 bin kadarı, yani yaklaşık yüzde 77’si karara bağlanmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin önünde hâlen 130 bin civarında başvuru bulunmaktadır. Anayasa Mahkemesi'nin önünde 46 ülkeden 74 bin başvuru derdest halde. Peki bu kadar başvuru alırken AYM nasıl karar veriyor? Ne kadarını sonuçlandırıyor? Toplama baktığımızda yüzde 77’sini karşılamış durumda. Ama son iki yılda bireysel başvurunun iş yükünde olağanüstü bir artış var. Son iki yılın ortalamasının 100 bin olduğunu ifade edebiliriz. Mahkememiz geçen yıl yaklaşık 74 binini karara bağladı. Bu yıl da şu ana kadar yaklaşık 52 bin başvuruyu karara bağlamıştır” ifadelerine yer verdi.

Editör: Fuat BULUT