Salgın hastalıkların çoğaldığı dönemde okula gidemeyen çocukların beslenme düzenleri de değişti. Okul çağında edinilen beslenme alışkanlıkları, yetişkinlik dönemindeki alışkanlıkları da etkiliyor. İstanbul Arel Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Dilek Özçelik Ersü, salgın döneminde ebeveynlerin çocukları için obeziteyle nasıl baş edilmesi gerektiğini anlattı.

Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırma 2018 sonuçlarına göre, Türkiye’de beş yaş altı çocukların yüzde 8’i fazla kiloludur. Fazla kilolu çocukların oranı son 5 yılda yüzde 11’den yüzde 8’ gerilemiştir. Ancak obezite hala önemli bir küresel salgındır ve DSÖ 2020 yılı verilerine göre 5 yaşın altındaki 39 milyon çocuk fazla kilolu veya obezdir. 2016 yılında ise 5-19 yaş arası 340 milyondan fazla çocuk ve ergen aşırı kilolu veya obezdir.

Pandemi nedeniyle uygulanan sokağa çıkma yasakları çocukların hem beslenme hem de fiziksel aktivite alışkanlıklarını olumsuz yönde etkilediğini söyleyen Ersü, “Olumsuz beslenme koşulları ve yetersiz fiziksel aktivite obezite, diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar gibi kronik hastalıkların risklerini arttırabilmektedir. Ayrıca çocukluk çağı obezitesi, yetişkinlikte daha yüksek erken ölüm ve sakatlık riski ile ilişkilidir. Fazla kilolu ve obez çocukların hayatlarına obez yetişkinler olarak devam etmeleri muhtemeldir.”

Dr. Öğr. Üyesi Dilek Özçelik Ersü, çocukların yetişkinler gibi yiyecekleri besinleri kendileri seçemeyecekleri gibi sağlıklı beslenme alışkanlıklarını geliştirebilmeleri için ebeveynlerinin doğru rol model olmalarına ihtiyaçları olduğunu söyledi.

Tüm hane halkının sağlıklı besin tercihleri yapması ve fiziksel olarak aktif olması çocukluk çağı obezitesini önlemek için önemli olduğunu vurgulayan Ersü, “Evde tüketilen öğünlerin düzenli olması ve bu öğünlerin sağlıklı besinlerle ve doğru pişirme yöntemleriyle hazırlanmış olması gerekmektedir. Okul çağında olan çocukların ise okula gitmeden önce kahvaltı yaptıklarından emin olunmalı ve çocuklara sağlıklı besin tercihleri sunulmalıdır. Güçlü bir bağışıklık ve yüksek akademik başarı için düzenli kahvaltı tüketimi ve okulda geçirilen sürede ise tüketebilmeleri için sağlıklı besinlerle hazırlanmış bir beslenme çantası veya öğle yemeği alternatiflerinin sunulması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

Fazla kilosu olan çocuklarda fiziksel aktivitenin desteklenmesi amacıyla kapalı alanlarda yapılan aktiviteler yerine daha çok açık hava etkinliklerine yer verilmesi gerektiğini söyleyen Ersü, “Enerji dengesinin sağlanması ideal sağlıklı vücut ağırlığına ulaşmak için önemlidir. Ayrıca diyette toplam yağ alımını sınırlayarak ve doymuş yağ tüketimini azaltarak doymamış yağ asitlerine yer verilmelidir. Diyette besleyici değeri yüksek taze meyve-sebze, kurubaklagil, yağlı tohumlar ve tam tahılların tüketimi artırılarak basit şeker tüketimi ise sınırlanmalıdır" dedi.

Mümkün oldukça kalabalık ve kapalı ortamlardan çocukların uzak tutulması gerektiğini ancak sosyal olabilmeleri için de daha sık açık hava etkinlikleri ve aktiviteler planlanmasının daha iyi olabileceğini söyleyen Ersü, “Çocuklarda sağlığın iyileştirilmesi yetişkin dönemde özellikle bulaşıcı olmayan kronik hastalıkları önlemek ve gelecek neslin sağlığını korumak için önemlidir ve sağlıklı yetişkinler olmanın temelidir” ifadelerinde bulundu.

Çocukların toplu alanlarda maske ve mesafeye dikkat ederek, kişisel hijyeni nasıl sağlayacaklarının öğretilmesi gerektiğinin altını çizen Ersü, “Çocuklar okuldan ya da dışarıdan geldiğinde mutlaka ellerini yıkamalıdır. Eğer çocuk hasta ise diğer çocuklara da bulaşmaması için okula gönderilmemeli ve diğer çocuklarla temas etmemelidir” diye konuştu.

Çocukların büyümesi, sağlığı, gelişimleri için yeterli ve dengeli beslenmenin oldukça önemli olduğunu söylen Ersü, “Çocuklarda yeterli ve dengeli beslenme ile var olan ve yaşam kalitesini bozan beslenme sorunlarının (zayıflık, bodurluk, demir yetersizliğine bağlı anemi, iyot yetersizliği hastalıkları, folat ve D vitamini yetersizlikleri, diş çürükleri, şişmanlık vb.) en aza indirilmesi veya yok edilmesi ve yetişkinlikte görülen beslenmeye bağlı kronik hastalıkların (kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, bazı kanser türleri, diyabet, osteoporoz vb.) önlenmesi hedefleniyor” şeklinde konuştu.

Çocukların yeterli ve dengeli beslenmediklerinde malnütrisyon (yetersiz beslenme) riski ile karşı karşıya olduklarını belirten Ersü, “Dünya Sağlık Örgütü’ne göre malnütrisyon, besin alımındaki eksiklikleri veya fazlalıkları (obezite), temel besinlerin dengesizliğini veya besin kullanımında bozulmayı ifade eder. Yeterli ve dengeli beslenemeyen çocuklarda büyüme ve gelişme gecikir veya duraklar, mikrobesin eksiklikleri (büyüme ve gelişme için gerekli olan enzimler, hormonlar ve diğer maddelerin üretilmesi gibi vücut fonksiyonları için gerekli olan vitamin ve mineraller) görülür. Ayrıca kısa ve uzun süreli sağlık sorunları, hastalıklarda yavaş iyileşme, artmış enfeksiyon riski, yorgunluk ve azalmış enerji ile düşük okul başarısı riski yüksektir” dedi. (İHA)

Editör: TE Bilişim