Edirne Cezaevi’nde bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, T24'ten Şirin Payzın'ın sorularına yanıt verdi.

28 Şubat'ta bir araya gelecek olan 6 muhalefet partisi hakkında değerlendirmelerde bulunan Demirtaş, "Farklı siyasi partilerin bir masa etrafında buluşup konuşabilmeleri önemlidir" dedi.

Demirtaş, HDP'nin o masada olmamasına ilişkin, “HDP Eş Genel başkanlarının da ifade ettikleri gibi zaten HDP masada oturma konusunda bir arayış içinde değildi. Ahlatlıbel buluşması daha çok Millet İttifakı ekseninde gelişen bir durumdur. HDP daha önce açıkladığı tutum belgesiyle, mevcut ittifaklarda yer almayacağını duyurmuştu. Dolayısıyla HDP'nin dışlanması gibi bir durum da HDP'nin o masayı koşulsuz desteklediği gibi bir sonuç da görmüyorum. Altı muhalefet partisi birlikte ittifaka mı evrilirler bilemiyoruz ama kendi iç tartışmalarını bitirip netleştirdikten sonra HDP ile de görüşecek, müzakere yürüteceklerdir. Aksi durum siyasetin doğasına da o masanın iddiasına da aykırı olur” değerlendirmesinde bulundu.

 “HDP ve TİP'in ortak adayı destekleme ama seçime ayrı girme kararını nasıl buluyorsunuz?” sorusuna Demirtaş, “Bir HDP'li olarak hem doğru buluyor hem de destekliyorum elbette. Ancak ortak adayı destekleme konusu belli şartlar altında olacaktır. O şartlar da geçen Eylül'de açıklanan HDP tutum belgesinde en açık şekilde ifade edilmiştir. HDP'nin başka şartı yoktur; HDP ucuz pazarlıklara, koltuk tartışmalarına girecek bir parti de değildir. Biz bütün Türkiye toplumunun hep birlikte kazanmasını istiyoruz” sözleri ile yanıt verdi.

İktidarın "yeni bir çözüm süreci" arayışında olup olmadığı şeklindeki bir soruya da yanıt veren Demirtaş, “İktidar seçim kazanabilmek için her şeyi dener, her şeyi yapar. Bu konularda Millet İttifakı'ndan daha esnekler. Çözüm süreçleri dahil her seçeneği masada tuttuklarından eminim. Ancak çözüm süreci ve barış arayışı, seçim hesaplarına feda edilmeyecek kadar ahlaki ve ciddi bir konudur. Muhalefet dahil herkes çözümün mutlaka bir gün olacağına inanarak ciddi ve dikkatli olmalıdır” yorumunu yaptı.

Demirtaş, Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesi hakkında, “Her şeyden önce, ilkesel olarak savaşa karşı çıkmak ve tüm ulusal, uluslararası dengelerden bağımsız olarak barışı savunmak gerekir ve Ukrayna halkının iradesine saygıyı esas almak gerekir” dedi.

Savaşın kötü, yıkıcı ve emperyal siyasetin bir aracı olduğunu ifade eden Demirtaş, “Ukrayna krizi küresel ve ulusal etkileri bakımından önemli sonuçlar doğuracaktır. Enerji ve gıda sorunlarını büyüteceği gibi NATO, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, ABD gibi küresel güçlerin diziliminde, nitelik ve niceliklerinde de sorgulamalara, yeni kararlaşmalara yol açacaktır. İçeride de AKP hükümeti tam bir açmaza sürüklenecek ve şimdiye kadarki ilkesiz denge politikasını ya yürütemeyecek ya da o politikasının altında kalacak. Türkiye savaşta asla taraf olmamalı, barış için uğraşmalıdır” diye konuştu.

Editör: TE Bilişim